"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı”

Mehmet KARA
21 Mayıs 2017, Pazar
16 Nisan’da yapılan referandumdan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP’ye üye olmasından sonra “partili cumhurbaşkanlığı” sistemi için bir adım atılmıştı. Bugün, Erdoğan’ın “tek aday” olarak gireceği AKP 3. Olağanüstü Kongresi’nde genel başkan olduktan sonra ikinci adım da atılacak ve partili cumhurbaşkanlığı sistemine fiilen geçilmiş olacak.

Bir erken seçim olmazsa 3 Kasım 2019’a kadar bir yandan mevcut parlamenter sistem devam ederken bir yandan da “Türk tipi Cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemi” yürürlüğe girerken, partili bir cumhurbaşkanı da olacak. Bir başka deyişle, mevcut sistemde göreve tarafsızlık yemini ederek başlayan bir cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin de genel başkanı olmuş olacak…

Kimsenin aklının ucundan dahi geçmezken bir anda Devlet Bahçeli tarafından gündeme getirildiğinden beri tartışılan böylesine garip durumla Türkiye karşı karşıya kalacak. İlk günden beri bu maddenin de neden 2019’da yürürlüğe girmediği ve neden ihtiyaç hissedildiği ile ilgili sorulara net bir cevap da bulunabilmiş değil.

*** 

Bilindiği üzere, 18 maddelik anayasa değişikliğinin üç maddesi 2019 beklenilmeden “hızla” yürürlüğe giriyor.

TBMM Genel Kurulu’nda anayasa değişikliği ile yapısı değiştirilen ve isminden “yüksek” kelimesi kaldırılan HSK’nın 7 üyesi Meclis’te AKP ve MHP’nin oylarıyla belirlendi. Meclis’teki oylamada aralarında Bahçeli’nin avukatının da bulunduğu isimlerle birlikte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçtiği 4 üye ve Adalet Bakanı’nın başkan, Adalet Bakanlığı Müsteşarının da “doğal üyesi” olduğu yeni HSK 7 Haziran’da göreve başlayacak.

***

Hemen uygulanacak bir başka değişiklik ise, Cumhurbaşkanı’nın partisine üye olmasının yolunun açılmasıydı. 3 yıl 3 ay sonra (979 gün) 2 Mayıs’ta Erdoğan AKP’ye üye olmuştu. Bugün de AKP’nin 3. olağanüstü kongresinde de genel başkan olacak.

Bundan sonrasını birkaç kişi dışında kimsenin kestiremediği bir döneme girilecek.

Binali Yıldırım önümüzdeki dönemde başbakanlığa devam ederken, AKP Genel Başkanlığı sona erecek. Erdoğan milletvekili olmadığı için AKP Meclis Grup Başkanı olamıyor. 

Bugünkü kongrede parti tüzüğünde yapılacak değişiklikle “genel başkan vekilliği” tesis edilerek Yıldırım’ın bu göreve gelmesi bekleniyor. Yıldırım aynı zamanda Grup Başkanı olması içinde bir seçim yapılacak. Meclis’te Salı günleri yapılan grup toplantılarında kimin konuşacağı da merak konusu. Erdoğan’ın zaman zaman konuşma yapması beklenirken, genellikle Yıldırım’ın konuşma yapacağı şimdi söylense de, bu konuda da netlik yok.

“Meclis’te grup başkanı olarak görevinize devam edecek misiniz? Genel Başkanvekilliği tarafınıza tahsis edilmesi söz konusu mu?” şeklindeki soruya esprili bir cevap veren Yıldırım, “Anayasa değişikliğinden sonra benim konumumla ilgili insanlar sağolsun çok ilgi gösteriyorlar. Ne olacağımı, ne iş yapacağımı, ‘işe ihtiyacın var mı?’ diye soranlar oluyor. Bundan da duygusal olarak çok etkileniyorum, hoşuma da gidiyor. Hatırlanmış olmak, düşünülmüş olmak…” diyen Yıldırım’ın iki görevi de böylece netleşti. 

Yıldırım’ın deyimiyle “ne iş yapacağı” da böylece belli oldu. Başbakanın hem partideki hem de Meclis’teki görevi şimdilik belirlenmiş olacak. “Sürprizleri” seven Erdoğan’ın kafasında neler olduğunu da kimse bilemediği için “şimdilik” demek daha doğru olur.

Zira, Yıldırım’ın genel başkan seçildiği, 2. olağanüstü kongrede, Ahmet Davutoğlu’nun 1 Kasım seçimlerinin üzerinden henüz 5 ay geçmişken görevini bırakmak zorunda kalmasını hatırlayınca da temkinli olmak gerekiyor. 

Yıldırım’ın isminin 2019’un başlarında yapılacak mahallî seçimlerde İstanbul’a belediye başkan adaylığının konuşulması da ilginç. Sürpriz olur mu? Olur, bakarsınız, gerçekleşir.

*** 

Pazartesi gününden itibaren 2019 yılına kadar Erdoğan, “AKP’li bir Cumhurbaşkanı”, “AKP’yi temsil eden bir makam” bağlamında “Cumhurbaşkanının tarafsızlığı” hep tartışılacak. Bu eleştirilere son vermek adına erken seçimin bu yıl içinde yapılabileceği de kulislerde konuşulmaya başlandı.

Parlamenter sistemin devam ettiği, ama Cumhurbaşkanının aynı zamanda partisinin genel başkanı olduğu bir sistem 2.5 sene sürdürülebilir bir durum mu, onu da yaşayarak göreceğiz. 

Okunma Sayısı: 3369
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • alim

    21.5.2017 23:05:40

    CB , parti Başkanlığı iç içe biraz garip oldu

  • Özcan Erkiş

    21.5.2017 10:19:18

    ( 3 ) 17 Nisan'dan sonra her şeyin çok farklı olacağı, hatta "uçuşa" geçeceği iddia olunan ülkemizde ne değişti derseniz, hersey yerli yerinde duruyor. Siyasî, ekonomik ve sosyal hayatta 16 Nisan'da nerede isek şimdi de oradayız. Hatta dahili ve harici sorunlar katlanarak devam etmektedir. Fakat biz millet ve memleket meselesini bıraktık, ne dış ne de iç sorunlarımıza gram katkısı olmayacak olan CB'nın partili olma meselesine mesaimizi sarf ediyoruz. Hür ve demokrat ve medeni dünya, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı partili mi değil mi meselesine bakmıyor. Hürriyet ve şahsı manevi asrının kriterleri bambaşka. Lütfen abesle iştigal etmeyelim! Bu millete ve ülkeye yazık oluyor.

  • Özcan Erkiş

    21.5.2017 10:06:54

    ( 2 ) Devleti ve milleti temsil makamından bir siyasî partiyi temsil makamına indirilen CB'lığı, yeni sistemde iktidar partisi mensup ve taraftarları "Cumhurbaşkanımız!"derken, acaba sair partililer Cumhurbaşkanı bile demekten imtina edecek "falan parti genel başkanı"mı demeyi tercih edeceklerdir? Gerçekten çok tuhaf ve garip bir durum. Ve pek çok karışıklığa gebe olacak bir sürece giriyoruz. "Olamaz"diyebileceğimiz pek çok şeyi de yaşayabiliriz. Çünkü pek çok haklı talebe "Kusura bakmayın! "diyen ve pek çok kırmızı çizgisi olan yeni bir Başkanımız var artık. Şimdilik sistem Parlamenter demokrasi, önümüzde 2,5 yıl, bu arada "üçlü Başkanlık" fiilî durumu. Yâni yasa başka piyasa başka. Allah bu millete kolaylıklar versin!....

  • Özcan Erkiş

    21.5.2017 09:47:58

    Sayın Kara, yarın (22 Mayıs )sabahtan itibaren 3 Başkanlı bir Türkiye'ye uyanacağız. Birincisi Cumhurbaşkanı, ikincisi parti genel başkanı, üçüncüsü de Hükûmet başkanı. Her ne kadar Sayın Yıldırım, kâğıt üzerinde hükûmet başkanı ise de hepimiz pekâlâ biliyoruz ki gerçek başkan CB'dır. Halbuki hepimizin hatırlayacağı üzere, "Milli Görüş" gömleğini çıkaranların gerekçesi, "tek adamlık" sultasına karşı çıkmak değil miydi? İktidarın 15'nci yılında iktidar cenahı "fabrika ayarlarına:geri döndü ve "tek adamlık!" dedi. AB'nin Türkiye'yi konuştuğu, Türkiye'nin dahili ve harici devasa problemlerle boğuştuğu şu dönemde biz neyle uğraşıyoruz? Dünyanın hızla ittifaklar üzerine dış siyaset yürüttüğü, hürriyet, hukukun üstünlüğü ve Meclis ve demokrasiye yoğunlaştığı bir zaman diliminde Türkiye, ne büyük bir talihsizlik ki, dünyanın hiç bir yerinde derde deva olmamış tek adamlık sistemine, can simidi gibi sarılmış vaziyette.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı