"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cüz-i ihtiyârînin ahlâkî bir icadı, olamaz mı? - 2

Mehmet ÇETİN
17 Şubat 2024, Cumartesi
Kader Risalesi’ndeki “cüz-i ihtiyârî, seyyiata merci olmak içindir ki akideye dâhil olmuş”, cümlesi merkezli yapılan sohbette, üniversite talebelerinin, başlıktaki sualine cevab babından geçen hafta başladığımız yazımızın ikinci kısmı şöyledir:

Peygambersiz, Allah bilinemez mi?

Ehl-i Sünnetin itikad imamlarının, peygamber gönderilmese bile Allah’ı aklen bilmenin gerekliliği konusundaki yorumlardan özetle nakledelim.

Allah’ı akılla bilmenin aklen vacib olduğu görüşü, Matüridîlere İmam A’zam Ebu Hanife’den geçmiştir. Beyazî’nin açıklamasına göre, Ebu Hanife “Akıl, yaratıklara bakarak Büyük Yaratıcıyı bilmenin aleti olduğu için, Allah’ı bilmemekte kimsenin mazereti olamaz.” demiştir. (Ebu Hanife’nin bu görüşleri için bk. Kemaleddin el-Beyazî, İşârâtü’l-Meram, Mısır 1949/1368, s. 78)1

İmam Matüridî’ye göre peygamber gönderilmezse bile Allah’ı aklen bilmek gereklidir. Allah’ı bilmenin gerekliliğini idrak eden akıldır. Akıl tek başına Allah’ın varlığını ve bunun vacib oluşunu bilebilirse de peygamber gönderilmeden, Allah tarafından yapılması teklif edilen hükümleri tek başına bilemez. Dolayısıyla aklın, tek başına Allah’ı bulabileceği ya da bilebileceği hakikati, cüz-i ihtiyârînin hayırlı bir fiilidir, denilebilir. Eşya ve hâdisede tecelli eden esma ve sıfatları da akıl yürüterek tesbit edebilir ama peygamberlerin getirdiği diğer esasları bilemeyebilir ve bu konuda istikamet için vahye dayanması gerekir.

Eş’arîler ise; akıl, Allah’ın varlığını ve birliğini bilmede alet olduğu halde, ona bu bilmenin gerekliliğini emreden akıl değil, Allah’tır. Allah’ın emri de vahiy ve şeriatla bilinir, diyorlar.

Teklifî hükümleri yani mükellef tutuldukları hükümleri aklın tek başına bilmesi ancak vahiy kaynaklı olacağı konusunda iki imam müttefiktir.

Eş’arî’ye göre iyilik ve kötülük ancak şer’i kaynaklar yoluyla bilinirken Matüridî’ye göre iyilik ve kötülük akıl ile bilinebilir.2 Matüridî’ye göre akıl, vahyin gerisinde tutulmalı, bir nevi denetleyici rolde olmalıdır. Vahiy doğru anlaşılır ve akılla vahyin gerçek konumları iyi belirlenirse, akılla vahiy arasında ihtilâf olmadığı da anlaşılacaktır. Çünkü akıl, vahyi açıklama hikmetiyle yaratılmıştır.3 Diğer bilgi kaynaklarının güvenirliliğini de akıl sağlar.4 Matüridî aklı, varlıkları ve onlarla ilgili bilgileri tasnif ederek sonuçlar çıkaran ve insana kıyas yapma gücü veren zihnî bir faaliyet olarak görmektedir.5

Sözün özü, Allah’ın varlığını bilmek, vahiy kaynaklı olduğu gibi ontolojik, fıtrî, tekvînî bir hâdise olup aynı zamanda bir olgu ve bir süreçtir de. Rum Suresi’nin 30. Ayeti’nde insanın yaratılışı gereği Allah’ın varlık ve birliğini bilebilecek, ikrar edecek nitelikte olduğu vurgulanır. Her doğanın fıtrat üzere doğduğu hadisi de6 aklen, insan iradesinin fıtratı bulacağına işaret eder. Aklı olandan mükellefiyetin aranması gerçeği de cüz-i ihtiyârîyi kullananın nefis, kalb ve vicdanla beraber akıl olması, bu konuya ayrı bir cevap da olabilir.7

Allah’ı bilme konusunda öğreticiye ihtiyaç yoktur diyen Fahreddin Razî, âlemin mümkün olduğunu ve her mümkünün de müessirinin olduğunu akıl bilir, der.8 O hâlde cüz-i ihtiyârî, tek başına ahlâkî bir davranışta bulunabilir ama yeterli olmaz, kâmil manada olması için vahye dayanması gerekir, diyebiliriz.

Dipnotlar:

1- https://sorularlaislamiyet.com/allahin-varligini-birligini-sifatlarini-ve-isimlerini-akilla-mi-biliriz-vahiyle-mi 

2- Eş’arî, Ebu’l-Hasen, Makâlatü’l-İslâmiyyin, s. 245 vd. Neşr. Helmut Ritter, Wiesbaden 1980; Osman Oral, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/184731 

3- Matüridî, Kitâbu’t-Tevhîd, s. 16, Haz: Bekir Topaloğlu-Muhammed Aruçi, İSAM, Ankara 2005. 

4- Matüridî, Kitâbu’t-Tevhîd, s. 9-10, Haz: Bekir Topaloğlu-Muhammed Aruçi, İSAM, Ankara 2005. 

5- Matüridî, Kitâbu’t-Tevhîd, s. 5, 17, 18, 267, Haz: Bekir Topaloğlu-Muhammed Aruçi, İSAM, Ankara 2005; Osman Oral, https://dergipark.org.tr/tr/download/articlefile/184731 

6- Buhari, Kader, 56/3 

7- https://sorularlaislamiyet.com/allahin- varligini-birligini-sifatlarini-ve-isimlerini-akilla-mi-biliriz-vahiyle-mi : Matüridî, Kitâbu’t-Tevhîd, s. 14-15, Haz: Bekir Topaloğlu-Muhammed Aruçi, İSAM, Ankara 2005. 

8- Fahreddin Razî, El-Muhassal (Ana meseleleriyle Kelâm ve Felsefe), s. 38

Okunma Sayısı: 1777
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı