2. Uzun cümle kullanmak edebî bir ustalıktır
Balzac (1799-1850), dünya edebiyatında en uzun cümleleri kullanan bir yazar olarak bilinir. O, romanlarında uzun cümle kullanırken bunu ustaca da yapar.
Kelâm alanında uzun cümle kullanmak daha zor ve daha ustalık isteyen bir maharettir. Evet, Bediüzzaman kelâm alanında eser verdiği gibi edebiyatın ve ilmin diğer dallarında da eserler vermiştir.
Evvelâ kelâm ve ondan beklenilen hakkında kısa bilgilendirmek icab eder.
Kelâm, konuşanın duygu yapısını andırır. Hatibin duygu ve düşüncelerinin, muhatabın zihninde canlanmasına vasıta olur. Kelâm ile cansız manalar hayat ve vücud bulup sohbeti demler. İşte bu kelâmın süslü elbisesi yahut güzelliği üslûb iledir ki söze kalıp olup, anlatılanın doğru ve sıhhatli anlaşılmasına vesile olur. Şu durumda fikrin kızı (meyvesi-ürünü) mesabesindeki üslûbun peşin verilen mihri (bedeli) olan üslûbun teşvik edicisi ise dikkattir.1 Dikkat, karşılıklı beraberliğin enerjisidir.
Üslûbun kapalı veya anlaşılmaz olması, dikkati çeker ve belki de hikmeti odur ki diğer taraftan kıymetin ifadesidir. Seyredeni, içteki manadan mahrum eden dış güzelliğin olmaması, aslında içindeki mana ve hakikatin nazlanmasıdır. Unutulmamalıdır ki güzel, nazlanmak ister, kıymet de dikkate âşıktır. “Evet, nazlanan ve istiğna gösteren nazeninlerin mehirleri dikkattir ve menzilleri dahi kalbin süveydasıdır [kara deliğidir].”2 Bu hususu da unutmamak lâzımdır.
İki kere ikinin dört etmesi matematiğin en basit ve rahat anlaşılan sonucudur. Bu bilgi henüz hayat tecrübesinin başındaki ilkokul talebelerine nakledilir, ezberletilir. İlerleyen yıllarda matematik bilgisi diğer dört işlem dediğimiz dallarıyla anlatılır. Sayılar kendi içinde çeşitleriyle anlatılır. Fonksiyon konuları, integral, türev, vektör alır başını gider. Soyut kısımlarda ilerlerken geometri, trigonometri, ihtimaller, hipotezler ve ileri matematiğin bütün alanlarına girilir. Bunların hayatın içindeki kullanımları nakledilir ve mevcut aklın kullanımına birer kaldıraç olur.
Duygu ve düşüncenin en küçük ifadesi bir hece ile, sonra iki ve derken kelimelere dönüşüp cümle kurulur. Konuşma kabiliyeti yükseldikçe daha düzgün, anlaşılır ve akıcı hâle gelir. Akıl, tefekkürlerle; kalb, duygularla; vicdan, hak ile ne kadar haşir neşir olursa, bunların dışa vurumu olan kelimeler, onların kümeler hâlinde ifadesi olan cümlelerin de imalatı hızlanır, çoğalır ve artan bir ivme ile daha da komplike hâl alır. Bunlar işleyen, çalışan bir mekanizmanın mahsulüdür. Sistem ne kadar kâmil ve büyükse ürün de o derece yüksek kaliteli olur.
Dar düşünceler ile engin düşünceler hakikaten çok farklıdır, çok.
Dipnotlar:
1- Said Nursî, Eski Said Dönemi Eserleri, s. 43. 2- Said Nursî, Muhakemat, s. 88, 89, 97.