Muktesit bir insandı dedem. Her şeyi idareli kullanırdı. Muktesit demek sadece idareli kullanmaktan ibaret değildi.
Hatem-i Tai verdiği ziyafette herkese hediyeler dağıtırken, ziyafete katılmayan bir ihtiyar vardı. Dikenli çalı yükü sırtına batmasına aldırmadan Hatem-i Tai’nin minnetini almamıştı. Demek iktisat eden başkasının minnetini de almaz.
Dedem de öyle bir ihtiyardı, kendi çocuklarının bile evine gitmezdi. Ama herkes onun sofrasına otururdu. Birçok kişinin kendini fakir diye tanımladığı bir geliri vardı, Ancak hiç fakirlik çekmedi.
İktisadın manasını bilmeyenler onu cimrilikle itham etti. Ancak ona cimri diyen birçok kişi borca girip başkasına minnet etti. Sadece para konusunda değildi iktisada riayeti. İş konusunda da öyleydi. Her işini kendi yapardı. Kendine hizmet ettirmezdi. Hatta başkalarının işine de yardım ederdi. İşten kaçmazdı. Evdeki birçok işi de yapar, yaptığını da başa kakmazdı.
Kalender bir insandı. Misafirliğe gittiğimizde ekmek almaya bile kendisi gider, bizim gitmemize razı olmazdı. Bayramlarda harçlıklarımızı eksik etmezdi. Lüzumsuz ışıkları kapatmayana, kapıları sert kapatana çok kızardı. Çocukken yaramazlık yaptığımızda kulaklarımızı çekerdi.
Nedendir bilmiyorum benimkini usûlca çekerdi. Çok ciddî bir şekilde çaktırmadan yapardı.
Çocukken bir defasında bana “kahvaltı yaptın mı?” dedi, “hayır” dedim. Bir çay hazırladı, yanında da bayat ekmek. Şekerli çaya ekmeğimizi batırarak dedemle baş başa kahvaltı yaptık. O kahvaltı o kadar lezzetliydi ki sanırım yediğim en iyi kahvaltı oydu. Sonra çok zaman çaya bayat ekmek batırmayı denedim lezzeti yoktu. Orda bir sır vardı.
Beni gördüğü zaman sana çok duâ ediyorum, en çok da sana duâ ediyorum derdi. Çok severdim dedemi, ama içimden severdim. Topluluk içinde fazla konuşmaz, konuştuğunda kimseyi incitmezdi. Onu incitecek söz söyleyenlere sabrederdi. Kolay kolay karşılık vermezdi. Müsrif insanları hiç sevmezdi. Bir müsriflik gördüğünde çok kızardı.
Hayatı boyunca istiğnayla yaşadı. Çok ilerlemiş yaşına rağmen kimseye yük olmadan bu dünyadan göçtü gitti. Demek nasıl yaşarsan öyle ölürsün. Allah rahmet eylesin.