"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Serdaroğlu’na cevap-1

M. Latif SALİHOĞLU
13 Kasım 2024, Çarşamba
Geçmişte AP, DYP ve ANAP’da siyaset yapmış, bakanlık makamında bulunmuş, halen Doğru Parti Genel Başkanlığını yapmakta olan Rıfat Serdaroğlu’dan söz ediyoruz.

https://karadenizgazete.com.tr/’de köşe yazarlığı da yapan Serdaroğlu’nun 10 Kasım 2024 tarihini taşıyan “1919’dan 2024 Türkiyesi’ne” başlıklı yazısı, kelimenin tam anlamıyla bir “çelişkiler yumağı”nı andırıyor.

Yazıda, özellikle Said Nursî hakkında iki-üç teknik bilgi dışında, neredeyse hiç doğru bilgi, dahası isabetli sayılacak tek fikir bulunmamaktadır. Başta sonra, sırf tenkit niyetiyle sıralanmış sözler olup, âdeta hatalar zincirinden müteşekkil ucûbe bir metin görünümünde.

İşte size ilgili kısımlardan bir kesit:

Sn. Serdaroğlu, “Said-i Kürdî, yani Said-i Nursî” başlıklı bölümde, Üstad Bediüzzaman’ı maddeler halinde şöyle tanıtmaya çalışıyor:

- Halidî-Nakşibendî Tarikatının müridi.

- Nurculuğun kurucusu.

- Fethullah Gülen’in Hocası!

- Zamanın en önemli Kürtçülerinden.

- Teâli-i İslâm Cemiyetinin yöneticilerinden.

- İngiliz Mandası taraftarı ve İngiliz Ajanı âsî Şeyh Said’in biraderi.

- Türk milleti, aydınlanma, cumhuriyet, demokrasi, özgürlük düşmanı.

Serdaroğlu, bu hakikat dışı maddelere kapak olacak mahiyette şu ithamda da bulunuyor: “Nurcu ve Kürtçülerin yayın organı olan Özgür Ülke Gazetesi’nde yayınlanan şu sözünü, Türkiye’yi vatan bilen herkes tarafından hiç unutulmaması gerekir: Ben Said-i Kürdî. Özgür bir Kürdistan’ın tohumunu atıyorum. Siz onu geliştirip büyütün.”

*

Sayın Serdaroğlu, şu meşhûr “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” sözünün ne anlama geldiğini en az bizim kadar bilir ve takdir edersiniz.

Ama, ne yazık ki, siz burada kastedilen bariz gerçeğin tam tersini yapmaktasınız. Hakikaten “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma”nın tipik bir örneğini sergilemişsiniz.

Dilerseniz, yazınızdan iktibas ettiğimiz yukarıdaki maddeleri tek tek ele alarak analiz edelim. Buyrun, en sondaki maddeden başlayarak yukarı doğru adım adım gidelim:

Bakın, “Nurcular” ile “Kürtçüler” arasında ciddî anlamda doku uyuşmazlığı var. Hiçbir zaman da birlik-beraberlik hâli sergilememişler ve müşterek bir gazete çıkarmamışlar. Zira, Nurcuların Kürdü Kürtçü olamaz, Türkü de Türkçü olamaz. Çünkü, iki zıt bir arada bulunamaz ve bunlar bir kalpte, bir kafada barınamaz.

Kaldı ki, “Nurcuların yayın organı Özgür Gazete” şeklindeki iddianızın hiçbir yerde en ufak karşılığı yoktur. Ne Nurcular, ne Kürtçüler, ne ismini zikrettiğiniz gazetenin yönetici ve okuyucu kitlesinde, şu ithamvârî iddianızın karşılığını bulamazsınız. Bildiğim kadarıyla, bu tarz bir yakıştırma, sadece sizin sözleriniz arasında kayıtlara geçmiş bulundu. Dolayısıyla “yalan sözler kataloğu”da yer almayı hak etmiş bu tür bir iddianın başkası tarafından sürdürüleceğine ihtimal veremiyoruz.

Said Nursî’ye atfettiğiniz “Ben özgür bir Kürdistan’ın tohumunu atıyorum. Siz onu geliştirip büyütün” sözünün ise, hiç ama hiç ciddiye alınacak bir tarafı yok.

Evvelâ, Said Nursî’nin ekseriyet teşkil eden Türk kökenli talebeleri böyle bir iddiayı şiddetle reddetmişler. Sonradan gelen Türk ve Kürt kökenli sâdık Nur Talebelerinin de tamamı aynı şekilde bu haksız ve mesnetsiz iddiayı reddettiler. Bugün de reddediyorlar.

İkincisi, Şeyh Said ve 47 arkadaşının idamla yargılandığı Diyarbakır İstiklâl Mahkemesinin kayıtlarında bu yönde bir iddia, hatta söylenti dahi yer almıyor. Şayet en ufak bir meyli söz konusu olsaydı, hiç şüpheniz olmasın, Said Nursî de aynı mahkemede yargılanırdı. Aranan delil aksi yönde, yani ayaklanmaya karşı söz ve davranışları tesbit edildiği için, hiç mahkemeye dahi çağrılmadı.

Üçüncüsü, 1935’ten tâ 1985’e kadar süren iki bini aşkın mahkeme dâvâlarından hiçbirinde Said Nursî hakkında sizin itham ettiğiniz tarzda herhangi bir delil bulunamamıştır. Çünkü yoktur.

Sayın Serdaroğlu, hiçbir mahkemenin bulamadığı bir suçu, nasıl olur da siz icat etmeye çalışıyorsunuz? Bunu kendinize nasıl yakıştırıyorsunuz? 

Bu konuda “Said Nursî, büyük İslâm âlimdir” diyen eski lideriniz merhum Süleyman Demirel’den de mi hiç ders, öğüt, mesaj almadınız?

(Devamı var)

Okunma Sayısı: 1960
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İbrahim

    13.11.2024 16:53:21

    Bir adam, global bir ortamda nasıl bu kadar rahat ve arka arkaya zırvalayabilir, bu aslında birazda okuyucu kitlesi ile alakalı, demek ki ne atarsan tutuyor.

  • Hüseyin İlhan

    13.11.2024 15:55:21

    Parti kisvesi altında alenen bölücülük yapmış bu eşhas. Zira efendileri ne ötersen ona göre yem vereceğiz demişler sanırım. İyi yemlemeler diyeceğim amma o yemler kursağında kalır bre.

  • Sefer Akgül

    13.11.2024 13:53:25

    Bir de Doğru Parti lideri. Deveye demişler boynun neden eğri..meselesi

  • Sefer Akgül

    13.11.2024 13:49:20

    Cehaletin veya ihanetin eseri bir bakış. Yazıklar olsun. Bir siyasetçi bu kadar mı yanlış bilgiyle yönetimde görev alıyor.

  • Toygar

    13.11.2024 12:25:12

    Hiç başka lafa gerek yok: Bu kişi, birileri adına hareket eden, ahiretini dünyaya satmış bedbahtlar sınıfından olduğunu ifade ediyor, esasında!.. Böylesi iftira, yalan ve hezeyanlar yumağının başkaca izahı şimdiye kadar mümkün olmamış. Hele ki uzuuuun yıllar siyasette kalmış ve hatta bakanlık(!?) yapmış birisiyse!.. Zavallı insan, aciz beşer. Şaşmana şaşırmam, böyle yalana tenezzüle yeltenen akla şaşarım!.

  • Kalender Bey

    13.11.2024 09:47:53

    Siyasetçilere çok umut bağlamamak lazım. İşte Erdoğan kemalistlere gülücük dağıtıp duruyor. Rahmetli Süleyman Demirel bey kemalist sistemin yılmaz savunucusu olarak son demlerini geçirdi. Başörtülü kızlar arabistana gitsin diyordu. Serdaroğlu da bunları der.

  • Özdemiroğlu

    13.11.2024 07:36:19

    Tarihçi İlber Ortaylı(özellikle Kürtçülük konusunda) kesinlikle Said Nursi'nin taraftar olmadığını, hatta Kürtçü kesimin O'nu Türkçü müsün diye suçladıklarını, Fatih Altaylı'ya anlatıyor. Her halde Serdaroğlu gibi tarihçiler'in(!) bunu dikkate alması gerekmiyor mu? Ve min'el garaib!

  • Mehmet

    13.11.2024 04:24:22

    Bu tip kara cahil insanlara Bediuzzaman Said Nursi’nin Istanbul’un işgali esnasinda Ingiliz Anglikan Kilisesi Başpapazı’nın sorusuna verdiği cevap ile karşılık vermek yeter. Başka söze gerek yok.

  • Necati

    13.11.2024 00:59:27

    Bu zavata çok naif ve nazikçe cevaplar vermişsiniz. Daha net ve bizzat Üsdat hazretleri konu ile ilgili sözlerinden iktibaslar yaparak haddini bildirmek gerekiyor. Böyle bir zamanda bu kadar iftara atma cesaretini nereden alıyor. Ahmakça yalanlarıyla kimlere yaranmaya çalışıyor bu haddini bilmez.

  • Turgay Namdar

    13.11.2024 00:23:47

    Demokratlık= merkeziyetsizliktir. “Başkasına itimat etmeyen (etmeyin) nefsiyle teşebbüs eder.” “Mamehuran hırsızlarını tövbekar eden sır” birilerinden demokrasi dilenmek değil herkesin hanesinden koşup koyunların etrafında halka olmasının sonucudur. Fecr-i kazibin kalıntılarından fecr-i sadık beklemek hatadır. Fecri sadık merkeziyetsizlik bilinci üzerinden gelecektir inşallah. Bu fosillerin sözleri kendileri gibi değersizdir. Güneş üflemekle sönmez vesselam.

  • Abdullah tunç

    13.11.2024 00:23:22

    Bir parti başkanının bu kadar fahiş hatalar yap ması hayret verici.Bu ithamları yapmanın, bu yalanları atmanın kendisi ne ne faydası olacak? Anlaşılan Bediüzzaman'la İlgili hiçbir bilgiye sanip değil.Bu düşmanlığı nere den çıkıyor.Kime yaran maya çalışıyor? Neyin pe şinde? Yoksa meydanı boş buldu ondan mı dasdı rıyor.Eğer

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı