"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Demirel düşmanlığı” sermayesi

M. Latif SALİHOĞLU
22 Haziran 2015, Pazartesi
Hatası ve sevabıyla birlikte âhiret âlemine göçüp giden Süleyman Demirel hakkında, bundan böyle nisbeten daha objektif ve daha sağlıklı değerlendirmeler yapılabilecek.

Hayatta olduğu sürece, ona karşı duyulan kindarlığın ve pompalanan düşmanlığın şiddeti ve dalga boyu, ne yazık ki ona duyulan sevgiden-saygıdan çok daha yüksekti.

Siyaseti din ve şeriat yerine ikame eden “sâdık ahmaklar”, hayatta en çok nefret ettikleri kişi Demirel’dir. Demirel’den daha fazla kin ve nefret kustukları bir başka şahıs görmedim, bilmiyorum, duymadım...

Bazı testlerle ve anketlerle de sâbit olan bu fecî realite, bu kimselerin—Bediüzzaman’ın tâbiriyle—“adüvv-ü dinden daha muzır”, yani “din düşmanından daha zararlı” olduğunda şüphe yoktur.

Demirel göçüp gittiğine göre, bakalım muhakemeden yoksun bu din bezirgânları bundan sonra ne yapacak ve kime saldıracak...

Zira, bunların öz sermayesi çok kıt ve zayıf olduğundan, genellikle “başkasına düşmanlık”tan beslenirler. Yani, tabiatları itibariyle aksiyoner ve muharrik-i bizzat değil, reaksiyoner ve muharrik-i bilvâsıtadırlar.

Bu sebeple, imân Kur’ân düşmanlarından ziyade, kendi siyasî hesap ve menfaatlerine engel gördükleri kimselere hücûm ederler. Adeta ibadet aşkıyla onları karalamaya çalışırlar. Her türlü yalan ve iftiraya tevessül ile teşebbüs ederler. 

Damgacılıkta dünyada üstlerine yoktur. Bir kimseye vurdukları damgayı, kırk yıl uğraşsanız yine de söktüremezsiniz. 

Bu da, onların tamirattan ziyade tahribata meyilli olduğunun açık bir göstergesi... Önemle hatırlatalım ki, tamirat Mehdiyetin, tahribat ise Deccâliyetin hesabınadır.

“Siz Demirelcisiniz” damgası

Damgacı bezirgânların, bundan sonra işleri bir hayli zorlaşacak gibi gözüküyor. Zira, ellerinden önemli bir malzeme daha eksildi. O da bizim gibi kimselere şirretçe vurdukları “Siz Demirelcisiniz” damgası...

Artık, bundan böyle bu damgayı da kullanamayacak, onun-bunun üzerine bu etiketi yapıştıramayacaklar.

Gerçekte, biz hiçbir zaman Demirelci, ya da bir başka şahısçı olmadık, olmayız da. Çünkü, bir misyona, bir şahs-ı mânevî bağlı ve hayatın hemen her safhasında düstûrla hareket eden bizlerin nazarında şahıs hiçbir zaman birinci planda olmadı ve olamaz.

Ne var ki, kendi iradelerini şahısperestlik tasmasından kurtaramayan muhakeme yoksunları, bizi de kendileri gibi şahıs peşinde giden kimseler olarak gördüler.

Oysa, bunun realiteyle, gerçeklikle herhangi bir alâkası yoktur.

Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da biz daima fikirlere bağlıyız ve temel hizmet ölçüleriyle amel etmeye çalışırız. Bunun dışında bir usûlümüz, prensibimiz yoktur bizim.

Dine, vatana, millete hizmet eden şahısları da takdir ile yâd ederiz, fakat hiçbir şahsa bağlı değiliz ve peşlerinden de gitmeyiz.

Bu mühim noktanın herkes tarafından artık ezber edilmesini cân-ı gönülden arzu ederiz.

Şahıs fâni, dâvâ baki

Üstad Bediüzzaman’ın bu meseleye ışık tutan şöyle bir sözü var: “Şahıs fânîdir; şahs-ı mânevîye istinad eden dâvâ ise bâkidir. Bâki olan bir dâvâ, fânî omuzlara bina edilmez ve edilmemeli.”

Aynı hakikati, kendi şahsı söz konusu olduğunda da tereddütsüzce ifade ediyor. Yani, hiçbir talebesinin kendi şahsına bağlanmasını da istemiyor. Böyle bir bağlılıktan şiddetle kaçınıyor. “Hasenatın, iyiliklerin şahsa mal edilmesini bir haksızlık ve zulüm” şeklinde telâkki ediyor.

Bu meyandaki sayısız ifade ve derslere rağman, tutup Nur Talebelerini şahısçılıkla itham etmek, yerden göğe büyük bir haksızlık ve insafsızlık olsa gerek.

Hayret etmemek elde değil

Bu vesileyle, son olarak hayret ettiğimiz bir noktayı da burada ifade etmek istiyoruz.

Sahih Hadis ile sâbit olan “Ölülerinizi hayırla yâd edin” ifade-i Peygamberiye (asm) rağmen, bazı din kardeşlerimiz, Demirel’in vefatından sonra da ona olmadık hakaret ve isnatlarda bulundu. Adeta kâfirlere dahi göstermedikleri reaksiyonu gösterdiler; ona karşı duydukları kin ve alerjiyi tâ manşetlerden kusma şenaatini bile sergilediler.

Burada hayretimize giden nokta ise şudur: 1960’larda, 70’lerde, hatta 80-90’larda bile istişare kararına uyarak Demirel’in başında bulunduğu partilere gönül ve destek vermiş olan bir kısım Nur Talebelerinin, son yıllarda ve halen de tutup ana sermayesi “Demirel düşmanlığı” olan kişilere ve partilere meyletmeleri ve olanca kuvvetiyle onlara destek vermeleridir. 

Cidden, hayret ve taaccüp edilecek bir nokta. Tıpkı, 1980-82’deki gibi 12 Eylül Darbesine taraf olunması, Konseycilerin alkışlanması ve “Darbe Anayasası”na destek verilmesi  gibi çok garip bir durum.

Bakalım, bu dostlarımız, ölümünden sonra bile Demirel’e karşı içindekinin tamamını edepsizce kusan muhakeme fukarası siyasetperestlerin arkasından gitmeye devam edecekler mi, yoksa akıllarını başlarına devşirip yeni bir durum değerlendirmesi cihetine mi gidecekler.

Durum, yakın zamanda belirginlik kazanır ümidindeyiz.

@salihoglulatif: Öz sermayesi “Demirel düşmanlığı” olanları, bundan sonra zor günler bekliyor. Zira, yeni düşman ve yeni malzeme bulmaya mecbur olacaklar. 

Okunma Sayısı: 3991
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Vefalı

    22.6.2015 19:47:44

    1975-1980 yılları arasında( Benim bildiğim özellikle Ankara da) onlarca öğrenci yurtlarında Demirelin ekmeğini yiyen, bu siyasal dincilerin, sözkonusu tarihlarde binlercesi hem Diyanette, hem bakanlıklarda (Özellikle Tarım Bak.) memur olarak çalışıyor gözüküyorlar, amma hiç işe gitmeden o tarihlerde 9 bin lira aylık alıyorlardı. (Nur talebeleri 500 TL ile geçinebiliyordu). Böyle öğrenci olup, yıllarca da, Demirelin bakanlıklarından, gitmeden maaş alan bu vefasızlar, şimdilerde nasılda kin kusuyorlar? Hayret bişey. Allah, yedikleri bu haramları, kul haklarını onlardan bu Dünyada da (İbreti Alem olsun diye) çıkarır inşallah.

  • süleyman ALIÇ

    22.6.2015 11:57:02

    Muhterem abeyciğim evvela Ramazanışerifinizi tebrik eder hem bizlere hem alemi islama hayırlara vesile olmasını dilerim. Bu güzel yazılarınız için teşekür ederim bu yazınız biraz CELALLİ olmuş ama bu bahsi geçen zatlar maalesef "gelenin keyfi için hep kalıp geçmişe sövenlerdir" bu zevat yarında bugün göklere çıkardıklarına da söverler. dolaysıyla "cevabıl ahmakul sukut" kaidesince cevap vermeye değmez. Bunlar Demirelin Cenaze törenini görünce çıldırdılar zannediyorlardı ki bu demirelin cenazasi ortada kalır Yeni Asyacılardan başka kimse katılmaz zannediyorlardı ÖNEMLİ NOT: Birde bizi demirellicikle itham eden ahmaklar bilselerdiki Demirel Tansu hanımla araları açılınca Hüsamettin ÇİNDORUK' a göz yumup parti kurdurdu, ama Biz Cemaat olarak yine DOĞRU YOL PARTİSİNİ destekledik cindoruğun partisine meyletmedik eğer demirelci olsaydık çindoruğun peşinden gitmiş olurduk. Abiciğim sen sinirlerini fazla yorma bu ahmaklar için olmazmı.

  • Rüstem Garzanlı

    22.6.2015 11:45:45

    Memleketin dört bir köşesinde bulunan barajlar, hastaneler, yollar, köy odaları, camiler, imam hatip okulları vs. vs... hizmetler kervanı bir bir Demirel'i hayırla yâd ediyor ve selâmlıyorlar. Zulmün, istibdadın, hakarettin had safhada olduğu bir dönemde Demirel, kıratı ile meydana çıkıp hak dedi, demokrasi dedi. Altı kere gitti yedi kere geldi, demokrasi mücadelesinden vazgeçmedi. Demirel, Türkiye’nin eşsiz bir sembolü; dünya liderleri arasında mümtaz bir şahsiyet.... Birkaç ay önce bir Cumhur Başkanı öldü, sessiz bir merasim, usulen toprağa teslim edildi. Demirel'in arkasında ise binlerce tekbir, dua, hatim ve salavat okundu. Türkiye’nin dört bir yanında gıyabı cenaze namazı kılındı, dualarla Rab-ı Rahimine yollandı. Geride bıraktığı hassene-i cariyeler, inşallah kıyamete kadar a'mal defterine hassene olarak yazılacaktır. Cenab-ı Allah (cc) Rahmeti ile muamele etsin. ÂMİN...

  • Garib Doğu

    22.6.2015 09:36:18

    Bu yazıda damgacıların,şahısperetslerin zahirperestlerin,muhakemesizlerin,tahripçilerin, kin ve düşmanlıktan beslenenlerin,inatçıların, yanlışta sebat edenlerin serencamı net olarak ortaya konulmuş.Bunlar aynı zamanda konjöktürel olarak düşünen ve hisleriyle hareket eden bir anlayışın insanlarıdır.Bukalemun gibi renkten renge girerler.Ortama göre tavır takınırlar.Tehlikeli zamanlarda pek sesleri çıkmaz.Ortalık gül gülistan olunca ötmeye başlarlar.Zor zamanların adamları değillerdir.Hak için çile çekmek diye bir dertleri yoktur.Bunlar hazıra konanlardır. Cerbeze ve demogojide ustadırlar.Aslında bu bir zihniyettir.Bir siyasi akım, bİr misyondur.Kökü tarihin derinliklerinde olan bir siyasi cereyandır. Hak hukuk ve vicdan bunlarda pek geçerli akçe değildir.Tarih seyri içinde bakıldığında bu akımın islama ve müslümanlara ne kadar zarar verdiği açıkça görülecektir.Cenab-ı hak dinimizi bu tehlikeli cereyandan muhafaza etsin.Amin...

  • garip talebe

    22.6.2015 03:56:57

    Bende zeyl sadedinde o kisilere sunu sormak istiyorum vicdanlari sonmemisse kendilerine sorsunlar..Bu nasil masonlukmus ki 300 kusur imam hatip acacaksiniz.Sayisiz baraj tesis fabrika gerceklestireceksiniz.Ayasofya'yi dolmasini beklemeden bir kismini ibadete acacaksiniz.12 mart muhtirasi ve 12 eylul darbelerine maruz kalacak 7 sene yasakli duracaksiniz en verimli yillariniz yasakli gececek ve o cok dillendirilen masonluk kar etmeyecek..Bazilari Demirel'i anlamadi!anlayacagini da sanmiyorum bu saatten sonra.Adam 28 Şubat ve sonrasinin demokrat kadrolarin cikartilan gurultude nasıl yok edilmeye calisildigini uzulerek izlemistir eminim..Demirel Dusmanligi Iktidari tapulu mali zannedenlerin cag disi dusturlari ile kendini muhafaza etme gayretinden baska birsey degildir ne yazik ki..keske demokrasiyi kendileri biraz icsellestirebilseydide yol alsaydik..hala 12 eylul anayasasina mahkum kalmazdi bu ulke..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı