Yeni nesil “Bilge Kral”ı bilemeyebilir. Belki duymamış da olabilir.
Ancak, bundan 10-15 sene öncesine kadar da bu lâkap telâffuz edildiğinde, aslında bununla kimin kast edildiği rahatlıkla biliniyordu.
İşte, o zâtın kim olduğu, neler yaptığı ve nelere katlandığı hususu, bugün gibi gelecek nesillerin de çok iyi bilmesi lâzım.
Zira, onun gibi şahsiyetlerin tarih sahnesine çıkması veya görünmesi pek nâdirdir: Gerek yetişme tarzı ve gerekse içinde bulunduğu ağır şartlar itibariyle...
Konuya vakıf olanlar, kimden söz ettiğimizi de tahmin etmişler.
Biz de, o müstesna şahsiyetin vefatının 13. yıldönümü vesilesiyle, kısa da olsa ondan söz etmek ve günümüz nesline onun şahsında, onun “mukaddes dâvâsını” nazara vermek istiyoruz.
İşte başlıyoruz...
İnandığı için, üstündü...
Evet, Türkiye, Bosna ve dünya kamuoyu nazarında "Bilge Kral" lâkabıyla da yâd edilen Bağımsız Bosna-Hersek Cumhuriyetinin kurucu Devlet Başkanı Aliya İzzetbegoviç, 19 Ekim 2003'te başkent Saraybosna'da şu fani dünyaya vedâ eyledi.
Vasiyeti üzere, mezarı ağırlıklı olarak "Bağımsızlık şehitleri"nin medfun bulunduğu yerde yapıldı.
Burası, Saraybosna'ya gidenler için pek mühim bir ziyaretgâhtır.
2006 senesinde mezarı başına gidip ziyaret edip duâlar okumak bize nasip oldu. Elhamdülillah...
* * *
1925 senesinde dünyaya gelen Aliya İzzetbegoviç, kendi hatıratına göre henüz altı yaşında iken Kur'ân Kursuna gitmeye ve Kur'ân’ı tilâvet etmeye başlamış.
Yine, aynı yaşlarda namaz kılmaya, hatta sabah namazını aile büyükleriyle birlikte gidip camide ibadet etmeye başladığını anlatır.
Küçük yaşından itibaren dinî hayatı yaşayan ve gençliğinde İslâma hizmet için çırpınan Aliya, 1943'te komünist Yugoslavya'nın Devlet Başkanı Tito'nun hışmına uğradı. Tam 3 yıl müddetle hapis cezasına çarptırıldı.
Hapisten çıktıktan sonra, hukuk tahsiline başladı. Bir yandan ilimle, bir yandan siyasetle uğraştı.
İslâmın lehinde ve komünizmin aleyhinde çalışmalar yapması, onu dikta rejiminin nazarında “sakıncalı adam” durumuna düşürmüştü. Daimî sûrette bir takip ve tazyik altındaydı.
Nihayet, demirperdenin yırtılması, komünizmin dayandığı fikrî pâyandaları ile birlikte utanç duvarlarının yıkılması ve bununla bağlantılı olarak Yugoslavya'nın da parçalanması gibi gelişmeler, 1990'da Cumhurbaşkanlığı makamına gelen Aliya İzzetbegoviç’i Bosna'nın tam bağımsızlığı yönündeki kararlı mücadeleye sevk etti.
1992'de bu maksatla yapılan referandumdan "bağımsız cumhuriyet" kararı çıktı. Ancak, Sırplar bu kararı tanımayarak, bilhassa Boşnak Müslümanlara yönelik kanlı saldırılara başladı.
İşte, bu tarihte Müslümanlarla Sırplar arasında patlak veren Bosna-Hersek Savaşı, yaklaşık üç yıl devam etti.
Aralık 1995'te savaşın sona ermesiyle birlikte, taraflar arasında varılan Dayton Antlaşması gereği Sırp, Boşnak ve Hırvatlar, yine eskisi gibi birarada yaşamaya mecbur kaldı.
Savaş süresince, sayıları yüz binlerle ifade edilebilen Müslüman Boşnak nüfus, Sırp ve Hırvat'ların (özellikle Sırpların) insanlık dışı saldırıları sonucu şehit düştü.
Bu da, o coğrafyadaki Müslüman nüfusun yaklaşık yüzde 10'una tekabül ediyor.
2003'te vefat eden Devlet Başkanı Aliya İzzetbegoviç'in ilmî ağırlıklı birçok eseri var. Bir kısmı şunlardır: Doğu ve Batı Arasında İslâm, İslâm Manifestosu, Tarihe Tanıklığım.
Hatıralar
Merhum Sâdettin Çelik Ağabey ile ilgili olarak umuma yönelik hatırası olanlar, bunu bir dosya kâğıdını geçmeyecek şekilde yazıya döküp (aşağıdaki e-mail adresine) gönderebilirler. Biz de, inşaallah bir sponsor bularak, bu kıymetli hatıraları kitaplaştırmaya gayret ederiz.
E-mail: [email protected]
@salihoglulatif: Hatâsız, kusursuz... Yani, dört dörtlük bir insan arayan, dört dörtlük bir yalnızlığı bulur.