Gençlik, insan ömrünün en güzel zamanlarıdır. Nasıl yaşanırsa o ölçüde güzelleşiyor.
Bir o kadar da kısa sürüyor. Sonsuz güzelliklerin kapısını aralayan bu kıymetli zamanı doğru değerlendirdiğimizde beka buluyor.
Gençlik zamanında manevi boşluklar olabiliyor. Bunların yerini baki hakikatlerle doldurmadığımızda zararlı fikirler yerleşiyor. Bu fikirlerden korunmak ve gençliği bakileştirmek faydalı ilimlerle mümkün oluyor. Geleceği aydınlatan gençler, manevi kaynaklardan beslenirse hem dünyada hem ahirette kazanacak inşaallah.
Risale-i Nur’dan Gençlik Rehberi, zaman ihtiyarladıkça gençleşen Kur’an’ın hakikatleri ışığında ebedî bir gençlik kazanmanın yolunu gösteriyor. Bu ışık maddi ilim kadar manevi ilimle de besleniyor. Öğrendiğimiz ilimlerin arkasını baki hakikatlerle doldurduğumuzda gençliğin hakkını vereceğiz inşaallah.
Bize düşen ilim arayışını layıkıyla yapmak ve doğru kaynaklardan beslenmek. Bunu da ancak akıl, ruh ve kalbin yardımıyla yapabiliriz. Vicdan terazisini de elden bırakmazsak güzel neticeler alacağız inşaallah.
Asrımız hedonizm asrı olduğu için, ona çare ancak Kur’ân eczanesindeki iman ilaçlarıdır. Hayatını iman ve Kur’ân davasına veren Bediüzzaman, bizlere muazzam bir reçete sunuyor. Hakikî zevk, elemsiz lezzet, kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imanda ve iman hakikatleri dairesinde olabilir, diyor. Yoksa, dünyevi bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurup hayatın lezzetini kaçırıyor.
Bütün problemlerin Allah’ı tanımamaktan kaynaklandığını düşünürsek, ilk önce iman tohumlarını ekmeliyiz. Gençlikte tahkiki imanı kazandığımızda ahlaki ve insani özelliklere sahip bireyler yetişir. Bu da toplumu erozyonlardan kurtararak, çağlar ötesine götürür. Ahirzaman tahribatını ancak böyle aşabiliriz. Bu sayede elmas kıymetindeki gençlik, ebediyete ulaşır.
Evet, gençlik şüphesiz gidecek fakat daha güzeli gelecek. Eğer doğru yaşanırsa…