İ̇manları tahkim ve takviye esası üzerine bina edilen Nur hizmetinin en önemli vazifelerinden biri, manevî tahribatı tamir.
Başından beri bu hep böyle olageldi. Birileri ısrar ve inatla inançları, mukaddes değerleri, maneviyat ve ahlâkı tahribe uğraşırken, Nur hareketi müsbet metodlarla bu tahribatı önlemeye ve onarmaya çalıştı.
Bediüzzaman, kendisini hapis ve sürgünlerle yıldırmak isteyen tek parti devri idarecilerine yaptığı tarihî uyarılardan birinde, önceki dönemde ahlâk ve din noktasında “bir derece” gösterilen lâkaytlıkların, yirmi-otuz sene sonra “dince, ahlâkça ve namusça” ortaya çıkardığı olumsuzluklara dikkat çekerek, “Şimdiki vaziyette de, elli sene sonra bu dindar, namuskâr, kahraman seciyeli milletin nesl-i âtîsi seciye-i diniye ve ahlâk-ı içtimaiye cihetinde ne şekle girecek?” diye soruyor ve gelecek nesilleri bu tehlikeden korumayı en büyük bir vazife bildiklerini ifade ediyordu. (Emirdağ Lâhikası, s. 20.)
Muhatapları bu ikazlara kulak asmayıp, hem tahribatlarını sürdürdüler, hem de tamire çalışan Bediüzzaman’ı ve talebelerini susturmaya, yıldırmaya, tasfiyeye çalıştılar. Ancak Kur’ân’ın nuruyla Barla’da yakılan meş’alenin aydınlığı o baskı ve zulümleri de, onların perdesinde irtikâb edilen manevî tahribatı da büyük ölçüde akim bıraktı ve tamir etti.
Bugün Türkiye’de herşeye rağmen iman ve ahlâkını koruyabilen sağduyulu bir toplumun varlığından bahsediliyorsa, temelinde işte o manevî hizmetler var.
Ama bir taraftan tahribat da sürüyor.
28 Şubat sürecinde bir taraftan “laiklik adına” din eğitimi budanıp manevî hizmetlere darbeler vurulurken, diğer taraftan ahlâkî dejenerasyon teşvik edildi.
Neticelerini hep birlikte yaşıyoruz:
Ortaokullara kadar inen çeteler; ahlâkî hassasiyetlerin inanılmaz boyutlarda aşınması; kötü alışkanlıkların gençler arasında çok yaygınlaşması; hırsızlık, gasp, kapkaç olayları...
Manevî hizmetlerin maalesef ciddi anlamda sekteye uğradığı 15-20 Temmuz sürecinde daha da kronikleşen bu acı tabloya, “dindar” imaj ve algısını fena halde kirleten ve birçok insanı dinden de soğutup uzaklaştıran yeni olumsuzluklar eklendi.
Ve bütün bunlar karşısında bir an önce başlatılıp topyekûn bir seferberlik halinde yapılması gereken manevî tamir hizmetleri çok daha fazla önem kazandı.