Cumhurbaşkanı’nın her fırsatta “Ben ekonomistim, ekonomi benden sorulur” dediği vetirede iktidar partisinden ekonominin çözümüne dair bir dizi çarpıklıklar sıralanıyor.
Hatırlanacağı üzere milyonların önünde “Ekonomi rakam işi, ekonomi temenni işi, ekonomi güven işi, ekonomi istikrar işi, beklenti işi…” diyen önceki Hazine ve Maliye Bakanı, TRT ekranlarında “Gözlerime bakar mısınız? Ne görüyorsunuz? Ekonomi gözlerdeki ışıltıdır” demişti.
Daha sonra da “Ekonomik dönüşüm ve yeni paradigmalar toplantısı”nda bu kez kürsüden önündeki kağıttan zorlanarak okuduğu “Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden, heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan; davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi” cümlesiyle kendinden menkul orijinal “yeni ekonomi modeli” tanımını yapmıştı.
AKP’li Bakan’ın garip ekonomi tanımı, muhalefetin “kılıf aramaya doyamadıkları sözde ekonomi modelini tarif etmek için âdeta yeni öğrendiği kelimeleri aynı cümlede kullanmaya çalışan çocuklar gibi bilgiden ve bilimden kopuk dünyadaki tüm ekonomik modelleri reddeden siyasî tarihimize geçecek ibretlik cümleler” olarak yorumlanırken, sosyal medyada “nöroiktisat dalgada ekonomi, nöroloji, psikiyatri” tabirleri üzerinde mizah konusu olmuştu. O denli ki bir iktidar partisi MKYK üyesi bile sözkonusu metnin yazan danışmanlara “mantıksız dürtünün yol açtığı içgüdüsel savunma psikoanalitik incelemeye tabi tutulmalı” eleştirisinde bulunmuştu.
Ancak en son bir AKP Genel Başkanvekili’nin asgarî ücrete ve emekli aylığına ek zamma ilişkin olarak, “Asgari ücrete 10 bin lira zam yapıldığında kimse ‘3 bin lirasını harcayayım, 7 bin lirasıyla tasarruf edeyim’ demez.’ 10 bin,15 bin lira da zam yapılsa eskiden kalmış eksik gördüğü ihtiyaçlarını bir an önce gidermenin yoluna gider. Zammın mal ve fiyat dengesini altüst ederek enflasyona baskı unsuru oluşturacağını, zamla birlikte refah seviyesi ilk anda artmasa da gelecekte bu durum mutsuzluğa dönüşür” iddialı “müthiş ekonomi buluşu” dikkatleri çekti. (gazeteler, 18.2.25)
Belli ki zam vermemekle yetmiyor, sanki cebinden verecekmiş gibi milletin malını milletten esgirmelerine “hârika buluş”la “zam yapsak harcarlar ve mutsuz olurlar!” kehânetiyle tuhaf “gerekçeler” uyduruyorlar.
Garabetin garabeti…
VAZİYET
“Hayaller yetişemiyor!”
Cumhurbaşkanı, özellikle ekonominin çöküşüne dair tesbitlere karşı sık sık muhalefete, “Bizim icraatımıza hayaliniz yetmez” diye seslenmesine karşı vahim ekonomik tabloya gerçekten “hayaller yetişmiyor!”
Öncelikle AKP’nin iktidara geldiği günde yüzde 15-20 olan enflasyonun yüzde 100’ü bulup Güney Sudan ve Zimbabve gibi Orta Afrika ülkeleri kulvarına girmesine, gıdada yüzde 400’ü aşıp Türkiye’nin dünyada “enflasyonu en yüksek ülke olması”yla hiper enflasyonu pahalılığına “hayaller yetişmiyor!”
Geniş tanımlı işsizliğin yüzde 28’i aşmasına,, ekonomik krizden dolayı salgın dönemini da aşarak 74 bin üniversite öğrencisinin okulunu dondurmasına hayaller yetişmiyor!”
Emekliye 14 bin 430 lira sefalet ücretinin reva görülmesine, 22 bin 104 lira olan “asgari ücret”in 22 bin 131 liraya çıkan “açlık sınırı”nın altında kalmasına, “yoksulluk sınırı”nın 72 bin lirayı bulmasına, ülkenin yüzde 85’nin “yoksulluk” yüzde 35’nin “açlık sınırı”nda kalmasına “hayaller yetişemiyor!”
AKP’nin iktidara geldiğinde 1.5-2 lira olan Doların 17 kat artıp 37 liraya fırlamasına, Kur Korumalı Mevduat’a 1 trilyon 300 milyar heba edilmesine, faize 1 trilyon 563 milyar ödenmesine, döviz kurunu baskı altına almak için harcanan onlarca milyar dolara, bütçe açığını kapatmak için sürekli para basılmasına “ “hayaller yetişmiyor!
KISACA
“Ak Parti’nin yolsuzluk rekoru!”
“AK Parti’nin dünya sıralamasında inanılmaz tek bir rekoru var: Türkiye yolsuzluk liginde Nepal, Mısır, Zambiya, Gambiya, Etiyopya, ve hatta Tanzanya’dan bile daha kötü durumdadır. Yolsuzluk liginde Gana, Ermenistan, Namibya, Ruanda bile bizden çok daha iyi durumda olan ülkeler. (…) Ve dünyada yolsuzluk rekoru kıran son 2 ülke: Somali ve Venezuela… Sizce bizim yolsuzluk liginin dibindeki bu iki ülke ile de çok sıkı ilişkide olmamız tesadüf mü? Şimdi sormak lazım: Acaba yolsuzluk artışında milletin yüzüne bakacak durum oluyor mu? Yani bunca şaibeli Hazine garantili işleri millet sorguladı mı?”
İbrahim Kahveci, Karar, 20.1.2025
SÖZÜN ÖZÜ
“Milletin hazinesini boşaltan başlar…”
“Bir milletin kuvvet ve malının havuzu ve hazinesini boşaltan başlar, o milleti serseri, perişan ve mevcudiyetsiz edip, fikr-i milliyetin ipini kesip, parça parça ederler.”
Bediüzzaman, (Münazarat, s. 231.)