"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Âfette “rant felâketi!”

Cevher İLHAN
07 Şubat 2025, Cuma
“Tek kişilik yönetim”in 6 Şubat Depremi’nde çöküşü, Cumhurbaşkanı’nın “birkaç gün” diye geçiştirdiği ilk üç günde arama-kurtarma çalışmalarının “resmen” engellenmesi fiyaskosuyla başladı.

Enkaz altındaki insanların “yardım” çağrılarına, feryatlarına rağmen ilk iki, hatta üç günde arama-kurtarma ile âcil yardım çalışmaları zamanında başlatılmazken, nizamiyede yardım için bekleyen askerlerin, belediye ekiplerinin, itfaiyecilerin, hatta kurtarma malzemeleriyle hava alanlarında toplanan madencilerin, gönüllü grupların, iş makinelerinin bölgeye intikaline ve müdahalesine “tepeden tâlimat”la izin verilmedi. Binlerce vatandaşın çığlık çığlığa can vermesine bigâne kalındı.

Başta çadır ve konteyner olmak üzere korunma ve barınma ihtiyaçları deprem bölgesine ulaştırılamazken, muhalefete mensup belediyelerin şehirlerde, deprem bölgesindeki mahallerde kurdukları çadır ve konteyner kentleri, gıda, su, ilâç, yiyecek, giyecek, battaniye, temizlik malzemesi, ısıtıcı benzeri yardımları valiliklerce inadına engellenmek istendi. Çadır-konteyner kentleri, sahra-seyyar hastaneleri, aşevleri kapatılmaya kalkışıldı.

DEPREM PARALARININ ÂKIBETİ MEÇHUL…

Bununla da kalınmadı; seçim kampanyasında partili Cumhurbaşkanı’nın depremzede vatandaşlara “Hatay’ın hali ortada, Hatay’a hizmet geldi mi?” çıkışıyla “Oy vermezseniz açıkta kalacaksınız, hiçbir hizmet gelmez!” şantajıyla âfet üzerinden siyasete tevessül edildi; “eli kolu bağlı belediye” tehditleri deprem bölgesinde de savruldu.

Bir yandan siyasî iktidardan maliyetinin on katı kazançla yüz milyarlarca dolarlık garantili ihâlelerin peşkeş çekildiği, “iktidardakilere yakın şirketler”in yüz milyonlarca liralık vergi borçları silinip milyarlarca kredi ve teşvikler verilirken, ekonomik yıkımda, ağır vergi yükü ve yüksek enflasyonda fahiş zamlarla katlanan pahalılıkta milletin parası saraylara, uçaklara, gemilere, dolar garantili ihalelere giderken, buharlaştırılan “deprem vergileri”nin hesabı verilmiyor.

Son iki yılda bir-iki istisna hâriç “Depreme dair tedbirlerin ve yolsuzlukların araştırılması ve soruşturulması” kanun tekliflerinin hiçbiri kabul edilmedi, edilmiyor. Keza Meclis’te “2002’den bu yana Özel İletişim Vergisi adı altında toplanan yüz milyarlarca “deprem vergisinin nereye harcandığı” sorularına hiçbir ciddi cevap verilmiş değil.

En çarpığı da, bir yandan depremde tamamen yıkılıp yüzlerce vatandaşın can verdiği siteleri yapan müteahhitlere yeniden “deprem konutları” ihaleleri verilirken, âfet riskini azaltmak için toplanan paralar “yandaş şirketler”e verildi. 80-100 kişinin enkaz altında kaldığı sitelerin müteahhitleri salıverilip yurtdışına kaçtı. Ve hâlâ sanki 22 yıldır tek başına iktidarda değillermiş gibi yeniden vaadlerle milleti oyalama oyunu oynanıyor.

AKP iktidarında deprem için toplanan yüz milyarların nereye nasıl harcandığının hesabını vermeyen siyasî iktidarın, 1999 Marmara Depremi’nin yaralarının sarılması için toplanan 75 milyar lira miktarındaki paranın kimlere, nerelere-nasıl sarf edildiği bilinmezken, vatandaşlara IBAN numarası verip âfeti para toplama kampanyasına dönüştüren siyasî iktidarın 6 Şubat Depremleri’nde topladığı yüz milyarlarca liralık “deprem paraları”nın akıbeti meçhul...

Ve resmî rakamlarla 53 bin, -gerçekte en az 250 bin- insanın vefat ettiği 6 Şubat depremleri için 213 televizyonla 562 radyoda yapılan “bağış şov”da söz verilen -yatırılmayan 31 milyar lira dahil- 115 milyarın liranın nerelere gittiğiyle ilgili hâlâ hiçbir açıklama yapılmamış.

DEPREM TOPLAMA ALANLARI DA RANTA GİTMİŞ!

Bu arada “deprem paraları” gibi “deprem toplanma alanları” da ranta kurban giderken, çadırların, konteynerlerin, sahra hastanelerinin, jeneratörlerin kurulabileceği “âfet-deprem toplanma alanları” da ranta gitmiş. Parklar, askerî alanlar ranta açılmış. İstanbul’da sığınılacak arazi kalmamış.

99 Marmara Depremi’nden sonra bir tek İstanbul’da oluşturulan 943 “deprem toplanma alanı”nın 416’sının -dörtte üçünün- AVM, rezidans, gökdelen, kule, plaza yapılırken, bu konudaki bütün önergeler de AKP-MHP oylarıyla kabul edilmedi, edilmiyor. Dahası Cumhurbaşkanı’nın göz göre göre “İstanbul’da on binlercesi var” dediği yüksek binaların arasındaki boş alanların, kavşakların, küçük parkların, cami avlularının, okul bahçelerinin ve kamu binalarının “afet-deprem toplanma alanı” gösterilmesi işgüzârlığına başvuruldu, vuruluyor.

Böylece “Biz bu şehre ihânet ettik, hâlâ da ihânet ediyoruz” ikrarıyla deprem bölgesinde “iktidara iliştirilmiş” yüzlerce müteahhide soruşturma açıldığı vetirede, yine “iktidara iliştirilmiş dolar garantili şirketler”e milyarlık “deprem ihaleleri” kıyağı “asrın rezâleti”ni ifşa ediyor. 

Ve üzerinden iki sene geçtiği halde hâlâ vaad edilen konutların yüzde 70-80’i yapılmamış.. Ciddi sağlık problemlerine yol açan ihaleli enkazdan toza dumana maruz kalan bölgede depremzedelerin önemli bir kısmı yazın sıcağında yanan, kışın soğuğunda donup çamur içinde kalan konteynerlerde kalmak zorunda bırakılmış. Hâla depremzedelerin yüzde 70’i konteynerlerde ya da gurbette...

Neticede, “tek kişilik hükûmet”te âfette bile yine “yandaşlar”a ihale ve rant uğruna “ihale ve rant felâketi” tam gaz devam ediyor. Bu bakımdan, deprem yaralarının sarılması, âfetlere köklü kalıcı tedbirlerin alınması için de öncelikle depremi “rant fırsatı”na dönüştürüp hoyratça istimalle istismar eden “rey-i vahid-i istibdad”ın tasfiyesi, yönetimin demokratikleşmesi gerekiyor.

Depremin siyasete verdiği “ders” bu…

Okunma Sayısı: 252
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı