"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üniversitelerdeki 20 Temmuz tasfiyesi

Kâzım GÜLEÇYÜZ
07 Şubat 2025, Cuma
27 Mayıs’ın çok tartışılan tasarruflarından biri, 147 öğretim üyesini üniversiteden ihraç etmesiydi. O ihraçlarla 20 Temmuz tasfiyelerini kıyaslayınca hayli çarpıcı farklılıklar görüyoruz.

Bir defa sayılardaki uçurum: O zaman 147, şimdi 6000’e yakın. Üniversiteleri kapatıldığı için işsiz kalan akademisyenler ayrı. Ve tutuklanıp hâlâ içeride olanlar var.

27 Mayıs listesiyle Ali Fuat Başgil, Tarık Zafer Tunaya, İsmet Giritli gibi dünya görüşleri çok farklı isimlerin tasfiyesine, darbeden yana tavır almış olan İÜ Rektörü Sıddık Sami Onar bile tepki göstermişti.

Şimdi derin bir sessizlik ve tepkisizlik var. Daha acısı ise tasfiye listelerinin muhbir üniversite mensuplarınca hazırlanması.

27 Mayıs’ta ihraç edilenlerin özlük haklarına dokunulmamıştı. 20 Temmuz tasfiyelerinde maaşlar, sağlık hizmetlerinden yararlanma ve emeklilik hakları, ikramiyeler ve pasaportlar...  tamamı gasp edildi.

Bu yüzden, anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu gibi KHK’zedeler, yurtdışı üniversitelerden davet aldıkları halde pasaportları olmadığı için gidemezken, Fatma Bostan Ünsal gibi isimler aynı sebeple hac farizasını dahi yerine getiremediler.

İslâm Bilim tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin de 27 Mayıs’ın tasfiye listesinde yer alan isimlerden biriydi.

Eğer 20 Temmuz anaforuna yakalanmış olsaydı, Fuat Hoca Almanya’ya gidemeyecek; dünya çapında ses getiren muazzam çalışmalarını gerçekleştiremeyecekti.

20 Temmuz OHAL tasfiyelerinin üniversitelerimizde yol açtığı yıkım ve tahribatın boyutlarını hâlâ bilmiyoruz. Doğru dürüst bir “hasar tesbiti” dahi yapılabilmiş değil.

Ama kıyısından köşesinden ortaya çıkan bilgi kırıntıları, dünya çapında başarılara imza atmış nice ilim insanının bu kıyım furyasından “nasiplendiğini” gösteriyor.

Yetişmiş kadrolarını böylesine hoyratça harcayan bir zihniyet, darbe dönemlerini dahi sollayan bir acımasızlıkla, üniversitelerin canına okudu. Seçim konuşmalarında, çoğu önceki devirlerde açılmış üniversiteler için seslendirilen “Biz açtık” söylemleri ise, bu kıyımları trajikomik boyutlara taşıdı.

Anayasaya göre bilim ve sanat hürriyeti en temel haklardan biri. Peki, nerede?!!!

Okunma Sayısı: 414
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Halil İbrahim Karahanp

    7.2.2025 00:54:51

    Allah razı olsun ...

  • Arif

    7.2.2025 00:42:44

    Öyle bir zulüm ki KHK faciası. Ateşi iki cihanı yakar. Allah'ın verdiği muhletin bitmesi duasıyla...

  • Eda Gül Beyaz

    7.2.2025 00:37:02

    Ya ALES, YDS gibi sınav soruları çalınarak akademisyen olunduysa? Malum gülencilerin bizzat gülenin fetvası ile çalmadıkları soru yok gibi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı