PROF. DR. ALİ ÖZEK’TEN BİR HATIRA
Son şahitlerden Prof. Dr. Ali Özek de Hakkın rahmetine kavuştu. Onun Üstad Bediüzzaman’la yaptığı görüşmenin çok ayrı bir anlamı ve mesajı var.
Son Osmanlı Şeyhülislamlarından, Meşrutiyet döneminde aktif siyasetin içinde yer almış, Meclis-i Meb’usanda Tokat Meb’usu olarak görev yapmış, Kuva-yı Milliyeye, M. Kemal’e ve Kemalizme karşı çıkmış ve sonra Mısır’a iltica etmiş olan Mustafa Sabri Efendi ile, o dönemde tanıştığı Üstad arasında bir mesaj teatisine aracılık yapmış Ali Özek Hoca.
Ezher’de öğrenci iken görüştüğü Mustafa Sabri Efendi, tatil için Türkiye’ye gelecek olan Ali Hocadan şöyle bir istirhamda bulunmuş:
“‘Said Efendiyle görüşecek, benden selam söyleyecek ve ona diyeceksin ki: ‘Kaç taleben var?’ Bunu benim adıma soracaksın. O sana bir rakam verecek. O zaman diyeceksin ki, ‘Niye duruyor, niye bir harekât yapmıyor Türkiye’de?’ diye sorduğumu söyleyeceksin.”
Sene 1953. Ali Hoca Üstadı Fatih’in Çarşamba semtinde kaldığı evde ziyaret etmiş:
“Bediüzzaman divanda uzanıyordu, gittim, elini öptüm, oturdum, ‘Şeyhülislam Sabri Efendinin selamı var’ dedim. Doğruldu, oturdu divana, ‘Aleykümselam, kelamı nedir?’ dedi. ‘Kaç talebeniz olduğunu soruyor’ dedim. ‘Beş yüz bin şakirdim var’ dedi. ‘Bu talebelerle neden bir hareket yapmıyor diye soruyor’ dedim. Dedi ki: ‘Sen Sabri Efendiye selam söylersin, o kendisi Türkiye’ye gelsin, böyle bir hareket başlatsın, ben de beş yüz bin talebemle ona destek olayım.’
“Bediüzzaman orada ironi yapmıştı; çünkü maddî mücadeleye, vurdu-kırdıya ve kan dökmeye hayatı boyunca hep karşı durdu.
“Bir saat sohbet ettik. ‘Bizim davamız iman davasıdır, imanı kurtaralım yeter. Şimdi imana hizmet etme zamanıdır. Vazifemiz imana hizmettir. Cihad imandan sonra gelir’ dedi.
“Mısır’a dönünce Sabri Efendiye konuşmalarımızı naklettim. Anlattıklarımı dinledi, başını salladı, ‘Öyle mi?’ dedi ve şu cevabı verdi: ‘Said Efendi haklıdır. Söyledikleri doğrudur. O davasında muvaffak oldu. Biz hata ettik. O, memleketten hiçbir yere ayrılmadı, sebat etti’ diyerek Bediüzzaman’ı tasvip etti.”
Ali Özek Hocayı, Necmeddin Şahiner ve Ömer Özcan’ın kaydettiği bu manidar hatıra ile de yad ediyoruz. Mekânı Cennet olsun.