Bediüzzaman Medresetüzzehra projesinin hedeflerinden birini “meşrutiyetin ve hürriyetin mehasinini (güzelliklerini) göstermek ve ondan istifade ettirmektir” diye ifade ediyor.
Ve bunun açılımını şöyle yapıyor:
“Mehasin-i meşrutiyeti neşir için bir kapı açmaktır. Evet, aşairde (aşiretlerde) meşrutiyeti incitecek niyet yoktur. Fakat istihsan edilmezse (sevilip benimsenmezse) istifade edilmez, o daha zarardır. Hasta tiryakı (ilacı) zehralûd (zehirli) zannetse, elbette istimal etmez (kullanmaz).”
(Eski Said Dönemi Eserleri, s. 294)
Görüldüğü gibi, bu özgün ve özgür üniversite projesiyle, meşrutiyet ve hürriyet gibi değerlerin halka anlatılıp benimsetilmesi gibi bir hedef de öngörüyor Bediüzzaman.
O zamanki meşrutiyet, şimdiki cumhuriyet ve demokrasiye karşılık geliyor. Üstad da 1950’den sonra eski eserlerini güncelleyip tekrar neşrederken “cumhuriyet ve demokrat manasındaki meşrutiyet” diyerek bunu ifade ediyor.
Meşrutiyet döneminde gazetelerde yayınlanan makalelerinde, Divan-ı Harb-i Örfîdeki müdafaasında, Münazarat’ta ve diğer eserlerinde hep bunları anlatıyor.
Şark aşiretlerine çektiği telgraflarla hürriyet ve meşrutiyetin doğru tariflerini yapıyor; İstanbul’daki kıraathaneleri dolaşarak hamallara bu konuları izah ediyor; Ayasofya, Süleymaniye, Fatih ve Beyazıt gibi selatin camilerinde medrese hoca ve talebelerine meşrutiyetle şeriatın münasebetini dinî delillerle açıklıyor.
Meşrutiyet, cumhuriyet ve demokrasiye Kur’an, Sünnet ve Asr-ı Saadet referanslarıyla sahip çıkan Said Nursî, Medresetüzzehra’nın çok önemli bir misyonunun da bu olması gerektiğini belirtiyor.
Meclis ve istişareyle işleyen hürriyetçi bir rejimin temel prensiplerini dört mezhepten çıkarmanın mümkün olduğunu söylüyor ki, Medresetüzzehra bünyesinde kurulacak sosyal bilim dallarında en önemli çalışma alanlarından biri olacak ve kütüphaneler dolusu tezler, kitaplar yazılacak alabildiğine geniş bir konu bu.
Böylesine bir projenin, hâlâ zorla dayatılmaya devam edilen ilke ve inkılaplar cenderesine hapsedilebilmesi mümkün mü?
Hz. Ali, Salahaddin Eyyubî ve Fatih’ten bağımsız yargıya saygı örnekleri - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/islam-hukumdarlarindan-yargi-bagimsizligi-ornekleri_398876 … @yeniasya aracılığıyla
Kurtulmuş “Yargı CB’na bağlı sözü doğru olmadı, kastım gözetir manasında” diye düzeltmiş. Ama yetmez, “Yargı CB’ndan da bağımsızdır” demeli.
Yüksek yargı başkanlarıyla gezilerini “Parti başkanı değilim” diye savunmaya çalışan CB, partili CB ısrarından da vazgeçmiyor. Bu ne perhiz...