"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman'a göre devlet idaresinde Avrupa’dan alacağımız şeyler var

Kâzım GÜLEÇYÜZ
20 Mayıs 2016, Cuma 12:00
Osmanlının son dönemlerinden itibaren gündemimize yerleşen “medenïleşme, modernleşme, çağdaşlaşma” tartışmalarında yeri geldikçe hep tekrarlanan bir söylem var:

“Batının sadece ilim ve tekniğini alalım; ama sefahet ve bozuk ahlâkına kesinlikle geçit vermeyelim.”

İkinci Meşrutiyet ve sonrasında bu tartışmalara aktif şekilde katılıp görüş bildiren Bediüzzaman’ın da bu manada ifadeleri mevcut.

Bazı örneklerini aktaralım.

Meselâ Hutbe-i Şamiye’de diyor ki:

“Bizim muradımız medeniyetin mehasin ve beşere menfaati bulunan iyilikleridir; yoksa günahları, seyyiatları (fenalıkları) değil.”

(Eski Said Dönemi Eserleri, s. 317)

Şu cümleler de İkinci Meşrutiyetin ilanından üç gün sonra Sultanahmet meydanındaki mitingde irad edip Selanik’te tekrarladığı “Hürriyete hitap” nutkundan:

“Zünub ve mesavi-i medeniyeti (medeniyetin günah ve fenalıklarını) hudud-u hürriyet ve medeniyetimize (hürriyet ve medeniyet sınırlarımıza) girmekten seyf-i şeriatla (şeriat kılıcıyla) yasak edeceğiz.” 

“Kesb-i medeniyette (medeniyetin kazanımlarını elde etmekte) Japonlara iktida (örnek  alıp uymak) bize lâzımdır ki, onlar Avrupa’dan mehasin-i medeniyeti (medeniyetin iyilik ve güzelliklerini) almakla beraber, her kavmin maye-i bekası (devam ve bekasının mayası) olan âdât-ı milliyelerini (millî gelenek ve hasletlerini) muhafaza ettiler.” (age, s. 179)

Onun konuya yaklaşımını tamamlayan son derece orijinal bir ifadesi de 19-26 Aralık 1908 tarihlerinde Kürt Teavün ve Terakki gazetesinde “Meb’usana hitap” başlığıyla yayınlanan makalesindeki şu sözlerinde:

“Avrupa’dan ahzu iktibasa (iktibas edip almaya) muhtacız. İhtiyacımız idare-i mülk (devlet idaresi) ve tanzim-i kuva-yı harbiye-i bahriyeden (deniz harp kuvvetlerinin tanziminden) ve fünun-u sanayiden (fenler ve sanayiden) işimize yarayanlarıdır. Dinimizin emriyle.” (age, s. 34)

Demek ki, Üstad devlet idaresine taallûk eden hususlarda da Avrupa’nın geliştirdiği usul ve tekniklerden işimize yarayanların alınmasına taraftar ve dahası bunu dinin emri olarak değerlendiriyor.

Bugünün AB ve demokratikleşme reformları da öyle değil mi?

Bir Son Şahit daha: Muhterem Said Gecegezen'e Allah'tan rahmet, ailesine ve camiamıza sabır dilerim. Nur içinde yatsın. Mekânı Cennet olsun.

2005'te Konya'daki Üstadı anma programına Mustafa Türkmenoğlu, M. Emin Birinci ve Hilmi Doğan'ın yanı sıra Said Gecegezen de katılmıştı.

Okunma Sayısı: 3160
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Capar

    31.5.2016 00:54:22

    Bundan bir kac ay önce Avrupa Birligi baskani AB toplantisinda ,twitterde türkler hakkinda yazi yazmis olan bir yunan bakanini medya ve bütün bakanlarin önünde asagilayip salondan derhal cikmasi gerektigini ve AB nin asla irkci ,dislayici din ayirimi yapan lmadigini vurgulayarak yunan bakanini kapi disari etmisti..Malesef bu haber almanya basta olmak üzere büyük ilgi ve AB konseyi alman baskanin kahraman ilan edilmesine ragmen türk medyasinda bu habere rastlamadik...Sabah gazetesinde yer aldimi acaba??LAkin Milletimiz bile bilincli olarak AB ye kötü bakmak isteniyor..Hükumet milleti manipule ederek arkasina takmis ilerliyor...Allah basiretimizi acsin...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı