"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sol ve dini istismar alanları açmak

İbrahim ERSOYLU
28 Haziran 2024, Cuma
Sol cenahta yer alan bir kısım unsurlar, değişik tv kanallarında ve bazı basın kuruluşlarında Şeriata ve dinî cemaatlere hücum etmekle, siyasette dini istismar alanları açmakta ve bu alanları doldurmaya hazır AKP iktidarının devamına dolaylı yoldan katkı sağlamış olmaktadırlar.

Türkiye’de takriben seçmen profilinin takriben % 70’ini sağ, %30’unu sol kesimin oluşturduğu gerçeği, geçmiş yıllarda yapılan seçimlerin sonuçlarında görülmüştür. Sağ kesimde önemli bir yeri olan muhafazakâr camianın çoğu, İslâm’ın gereklerini yerine getirmezse da, onun değerlerine ve dinî hizmet yapan cemaatlere yapılan hücumlardan rahatsız oldukları da bilinmektedir.

22 yıldır AKP iktidarına destek vermiş olan muhafazakârların bir bölümünün hipnozdan kurtulup, iktidarının sergilediği zulümlerin, kanunsuzların, yolsuzlukların farkına varıp onlardan desteğini çekmeye başladığı ve arayışa girdiği bir zamanda sol adına yapılan bu hücumlar, sıkışan iktidara bir can simidi gibi olmakta ve onlara siyasette rahat kullanacakları dini istismar alanları açmaktadır.

İktidar, geçmişte defalarca yaptığı gibi bu saldırılara güya dindarlar adına hamasi nutuklarla karşı çıkarak, kendilerinden soğuyan kesime “Sakın ha bizi terk etmeyin… İslâm’a nasıl saldırdıklarını görüyorsunuz… Biz gidersek onlar gelir, 1950 öncesi gibi sizi dininizden imanınızdan mahrum ederler, sonra mahvolursunuz” diyecekleri açıktır.

Sosyal demokrat aydınlar ve siyasîler, AKP iktidarının tahkimine yarayan bu saldırıların yanlış olduğunu ve ona katılmadıklarını beyan ederek muhafazakâr camiayı rahatlatmaları lazımdır. Aksi halde muhafazakârlar, bu saldırılardan ürküp iktidarın kucağına kerhen sığınmaya devam etmeleri kuvvetle muhtemeldir.

21. Asır demokrasi, adalet, medeniyet, hak ve hürriyetler asrıdır. Hür Batı ülkelerinde olduğu gibi, ırkı, siyasî ve dinî görüşü ne olursa olsun bu değerlerin ortak paydasında birleşen ve birbirlerinin görüşlerine saygılı olan toplumlar, demokrasi, ilim, sanayi ve teknolojide ilerleyip zenginleşirken, kimse kimseyi rahatsız etmediği huzur ve sükûn içinde bir hayat yaşamaktadırlar.

Türkiye’deki sosyal demokratlar, Batı’daki muadilleri gibi ideolojilerden arınmış bir anlayışla, “ ama, fakat, yalınız” kelimelerini kullanmadan herkes için demokrasi, adalet, fikir ve inanç hürriyetlerini savunmaları lazımdır. Dinî değerleri hedef alan ve mütedeyyin kitleyi rencide eden hücumlara yüksek sesle karşı çıkmaları gerekmektedir.

Gözü dönmüş 28 Şubat darbecilerinin, 1997’de dinî değerlere saldırıp, dinî müesseseleri tahrip ederek muhafazakâr camiayı rencide etmeselerdi, sosyal demokratlar da dindarlara yapılan zulümlere itiraz etmiş olsalardı, siyasal İslâm akımı muhafazakârların desteğini alarak 2002’de rahat bir şekilde iktidara gelebilir miydi? Gelemezdi.

Son söz: Demokratik hür Batılı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’nin birinci sınıf bir demokrasiye geçerek kalkınıp huzur ve refaha kavuşması için sol kesimin içinde bulunduğu toplum çoğunluğunun demokrasi, adalet, hak ve özgürleri hazmederek içselleştirmesi gerekmektedir. O da fertlerin birbirlerinin farklı düşünce, din ve vicdan hürriyetlerine saygı duyarak bir arda huzurlu ve güvenli yaşamanın prensip ve adabını hayatlarında uygulamalarıyla mümkün olabilir.

Okunma Sayısı: 863
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erhan

    28.6.2024 09:37:21

    Ellerinize sağlık çok doğru çok haklı bir tespit. 28 Şubat iktidarın Siyasal İslam’a altın tepside ikram edilmesi için bir temel oluşturdu ve belki de planlı yapıldı. çünkü Siyasal İslam eliyle ülkede yaptırılan hiçbir zulme halk sesini çıkarmıyor, itiraz etmiyor, ön kabulle yaklaşıyor. o yüzden bu ülkenin gelmiş olduğu durumu dikkate aldığımızda, iktidarın halen bu kadar çok oy almasının tek sebebi budur. Yoksa ekonomik iflasın eşiğindeyiz, eğitim her gelen bir parmak attı darmadağın, sağlık desen halkı özel sektöre mahkum ediyorlar, emeklinin asgari ücretlinin açlık sınırının altında yaşamaya çalışması, bütün bunlara rağmen iktidardaki parti bu kadar oy alabiliyorsa, bunun tek sebebi yazınızda işaret etmiş olduğunuz tespitlerdir.

  • Zeynep Taştekin

    28.6.2024 08:45:52

    Türkiye de sol dine değil ama İslam'a karşı rahatsızdır. Solun eline güç geçtiği anda İslamda var olan dini değerlere bir şekilde saldıracaktır.

  • A. AYDIN

    28.6.2024 05:33:27

    O cenaha gönderilmesi gereken bir yazı. Kendi oylarını artırmayan, bilakis güya muhalefet ettikleri bir partinin oylarını artıran ve toplumu kutuplaştıran bu tür söylemleri neden yapıyorlar? Siyaseti hiç bilmediklerinden mi, yoksa çok iyi bildiklerinden ve muhaliflerine asimetrik destek vermek istediklerinden mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı