"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye ve Suriyelilerin dramı

İbrahim ERSOYLU
20 Aralık 2024, Cuma
Suriye ve Suriyelilerin perişan durumuna muttali olunca, kalbimde bir sızı hissederim. Onların yerel ve küresel siyasî güçlerinin oyunlarının kurbanları olduklarını hatırlar, onların kurtuluşuna dua ederim.

Olaylar başlamadan az bir süre önce, bir arkadaş grubu ile Suriye’ye kısa bir seyahatimiz olmuştu. Önde gelen şehirlerinden Halep, Hama, Humus ve Şam’ın tarihî ve turistik yerlerini ziyaret etmiştik. Orada İslâm medeniyetinin muhteşem eserleri vardı. Osmanlı’dan kalma cami ve külliyeler dimdik ayakta idi. Oradaki bir kısım peygamber, sahabe, evliya ve tarihte temayüz etmiş İslam komutanların mezarını ziyaret ederek onlara Fatihalar okumuştuk. Şimdi ise, Suriye çökmüş, tarihî eserlerin çoğu ya tamamen yıkılmış ya da ağır hasarlı bir hâle getirilmiştir.

Halkını demir yumrukla idare eden Devlet Başkanı Başar Esad, olaylar öncesinde tavizler vermeye hazır olduğu yönünde mesajlar vermekteydi. Onun, o dönemde bizim idarecilerle ortak kabine toplantıları yapacak kadar arası iyiydi. Bizimkilerin oradaki Muhaliflerin önemli bir kesimine de sözleri geçmekteydi.

Ülkemizin başında demokrat bir idare olsaydı, olaylar öncesinde muhalefeti teskin ederek ve Esad’ı tavize zorlayarak savaş olmadan ve ülke tahrip edilmeden onlarla rejimi, ortak bir noktada buluşturup suhuletle ülkede değişimin yolunun açılmasına vesile olurlardı.

Ancak hâlihazırdaki idarecilerimiz böyle yapmadılar, uzman diplomatların Arap ülkelerindeki ihtilaflarda tarafsız kalıp arabulucu rolü üstelenmenin daha iyi ocağı yönündeki tavsiyelerini dinlemediler. ABD’nin dolduruşuna geldiler. Şiî olan Esad’ın arkasında İran’ın ve orada menfaatleri olan Rusya’nın bulunduğunu unutarak hesaplarını, rejimin Tunus’taki gibi kısa zamanda yıkılması üzerine yapmışlardı. ABD, İsrail’in yayılmacı emellerine uygun gelmeyen rejimi yıkmayı hedeflemişti. Bu yüzden muhalif örgütlerini maddî imkân ve silahlarla donatarak desteklemekteydi.

Muhalif örgütler, arkalarında ABD, Türkiye ve diğer bir kısım İslâm ülkelerinin olduğundan cesaret alarak rejimle silahlı mücadeleye giriştiler. Sonunda bir milyon Suriyeli öldü ve yüz binlercesi sakat kaldı, ülke harabe hâline geldi.

Rusya’nın Ukrayna meselesinden, İran ve Hizbullah Örgütünün İsrail saldırılarından derin yaralar almaları sebebiyle desteklerini çektikleri Suriye rejimi, her diktatörlüğün mukadder akıbetine maruz kaldı ve yıkıldı. Beşar Esad arkasında enkaz hâline getirdiği ülkesini terk ederek Rusya’ya sığındı.

Yabancı güçlere güvenmenin ve onların desteğiyle zalimane hükümranlığını devam ettirmenin ne kadar yanlış olduğu anlaşıldı. İnşallah ülkelerini küresel güçlerin desteğiyle istibdat ve zulümle yönetmeye devam eden diğer diktatörler ve otoriter yönetimler bu durumdan ders ve ibret alırlar.

ABD ve İsrail’in perde arkasında destekledikleri HTŞ (Şam Bölgesini Özgürleştirme Heyeti) örgütü öne çıktı ve rejimin bıraktığı boşluğu doldurma iddiasıyla Suriye yönetimini üstlendiği görüldü. Diğer silahlı örgütler, mevcut duruma şimdilik ses çıkarmadıkları görülüyor. İlerde bunların ne yapacakları bilinmiyor.

Diğer taraftan ABD’nin desteğiyle zalim İsrail, ülkede yönetim boşluğunu fırsata çevirerek Suriye topraklarını işgal etmeye ve ülkenin savunma ve askerî gücünü oluşturan tesisleri bombalamaya devam ediyor. Sömürgeci Batılı devletler, ülkeyi birkaç küçük devletçiğe bölme projeleri yapıyor. HTŞ ise bu duruma pek ses çıkarmıyor. Cılız sesler dışında İslâm ülkelerinden bir seda çıkmıyor.

Ülke içinde ve dışındaki Suriyeliler elli yıllık zalim bir diktatörlüğün yıkılışını meydanlara inerek sevinçlerle kutlamaya devam ediyorlar. Buna sevinmek elbette onların hakkıdır. Ancak gelenin gideni aratmaması, zalim dış güçlerin şerlerini üzerlerinden kaldırması için onların, samimane bir şekilde tövbe ve istiğfar ederek Cenab-ı Hakk’ın yardımını talep etmeleri gerekmektedir. Cenab-ı Hak, bize ve Suriyeli kardeşlerimize yardım etsin, küresel zalim güçlerin şerlerinden bizi ve onları korusun. Âmin.

Okunma Sayısı: 328
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı