"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir yıldız daha kaydı: Hafız Ahmet Aktaş

İ. Seyda DURGUN
23 Ağustos 2024, Cuma
Yıldızlar bir bir ayrılıyor aramızdan. Trabzon'da yıldızlar bir başka mı parlıyor yoksa bize mi öyle geliyordu?

Yıldızlar sadece gökyüzünde parlayan ışıklar değildi, yeryüzünü de aydınlattılar.

Geride daha kaç yıldız kalmıştır, Allah bilir!

O bizim Muhacir Hafız Ahmet’imiz gibiydi.

Belki de Tahiri Mutlu’muzdu, Çaycı Emin Ağa’mızdı, Süleyman Hünkar’ımızdı.

Onlar kalplerimizde yaşayan, ruhlarımıza nur saçan yıldızlardı.

Her biri birer yıldız gibi parlayan, karanlık gecelerde yolumuzu aydınlatan bu kutlu ve mübarek insanların hatıraları içimize işledi, onları unutmadık.

**

Çilingir Ahmet Trabzon Araklı'da yaşıyordu. Takvimler Mart 1973’ü gösteriyordu.

Bir gün radyolar, Kur’an tefsiri okuyan insanların tutuklandığından haber veriyordu. Suç unsurları da bugün size çok ilginç gelebilir ama takkeydi, tesbihti, kitaplardı. Öyle zamanlardı ki, bir milletin ruhunu besleyen, onun en derin köklerinden gelen değerler suç sayılıyordu.

Trabzon cezaevinde Hafız Ahmet ve arkadaşları, hapishanede Kur’an tefsiri Risale-i Nur okudukları için tutuklanan bu gençleri görmüşlerdi. 80 kişilik koğuşta ağır cezalılar ve uyuşturucu kullananlar da vardı. Hafız Ahmet, “dolma mermi” olayı nedeniyle hapse girmişti. Ama karşılaştığı bu gençlerin halleri farklıydı; konuşmaları, oturmaları başkaydı.

Onlar Yılmaz Er’di, Kahraman Kerim’di, Bahattin Gürsoy’du, Mehmet Nuri Şen’di, Ramazan Erdin’di, Ali Dinçer’di, Mustafa Dinçer’di, Atilla Özterzi, Fehmi Karpuz’du, Cevdet Tekin’di, Hüseyin Özer, Hasan İhsan Karpuz’du, Mustafa Karpuz’du. Toplam 13 kişiydiler.

Bir de Ahmet Ali vardı, yaşı küçük diye polisler onu yanlarına almamıştı, ama gönlü onlarla birlikteydi. Onların her biri cihanın yükünü omuzlamış, yüreklerinde iman ateşi yanan gençlerdi. Ahmet’in bu gençlerle karşılaşması dünyasını değiştirmişti. Kalbi bir başka atmaya başlamıştı. Ruhunun onların iman dolu sohbetlerinde yeniden şekillenmeye başladığını hissediyordu.

Bu “ahir zaman gençleri” kitap okumaya devam ediyorlardı, hiçbir şey umurlarında değildi sanki. Çilingir Ahmet’in hapishane arkadaşı Necati, bu gençleri göstererek derinlerden gelen bir hisle “Sakın bunlar hep duyduğumuz beklediğimiz Mehdinin talebeleri, askerleri olmasın!” demişti.

Bu sözler Ahmet’in dünyasını değiştirmeye başlamıştı. Ahmet aynı zamanda hafızdı, bu gençlere müptela olmuştu. Bütün vaktini onlarla birlikte geçirmeye başlamıştı. Namazlarını cemaatle kılıyorlar, Risale-i Nur okuyorlardı. Okunan şeyler kalplerini fethetmişti, onları başka dünyalara götürüyordu.

Hafız Ahmet, hapishaneden çıktıktan sonra da bu gençleri buldu, artık derslere katılıyor, sürekli kitap okuyordu. Bu sadece başlangıçtı, 90 yıllık ömrün kalan kısmı da hep böyle geçti. Sessiz ve sakin biri olmuştu. “Kelamın güzelliği, kısalığındadır” hakikatini gösteriyor, çok az konuşuyordu. Fıkhı iyi bilir, Kur'an'ı tecvidine göre okur, namazları kıldırırdı. Son günlerinde %10 gören gözlerine rağmen hatim programlarına katılıyor, başkalarının yarım bıraktığı cüzlerin eksik kalan kısımlarını da okuyordu.

Çilingir Hafız Ahmet, birçok insanın hayatını değiştirdi. “Sebep olanlar yapanlar gibidir” sırrınca, kim bilir ne kadar çok insanın kalbine dokundu, hayatına ışık oldu. Onlara Risale-i Nur’u tanıttı, iman dolu bir hayatın kapılarını araladı.

Ya Rab; yıldızlarımıza rahmet eyle.

Mekanlarını cennet eyle.

Âmin. Âmin… Âmin…

Okunma Sayısı: 1638
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    23.8.2024 17:39:29

    Allah  c.c. Üstad BEDİÜZZAMAN ve onun gibi İMAN, KUR'AN ve İ'LÂYI KELÂMULLAH için mücâdele, mücâhede ve müdafaâ edip, maddî veya mânevî irtibatlı olan ve VEFAT eden cümle SALİH ve SALİHÂT, Mümin ve müminâta, muvahhidîn ve muvahhidâta gani gani RAHMET eylesin. Cümle aile efradı ve dostlarına sabr-ı cemil ihsan etsin. Mekanları cennet bahçesi olsun inşâallah. Amiiin,Amiiin, elfü elfi Amiiin.

  • Nahit Topaloğlu

    23.8.2024 12:28:00

    Allah rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun. Yazınızdaki ifâde düzgünlüğü ve imlâ hassasiyetinden ötürü de tebrik ederim kardeşim.(Bazı kelimeler şapka mahrûmiyetinden biraz buruk(!) iseler de...) ÂHİR zaman gençleri yazınızdan çok istifâde edecektir; " Bu son fasıldır ey ömrüm..." diyen fakir gibiler de tabi. Bâki selam ve muhabbetler kardeşim. Fî emânillah

  • Mehmet

    23.8.2024 11:23:48

    Amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı