Bunca tepki ve bunca itiraza rağmen Gazze’de savaşın devam etmesi ve daha da kötüsü çocukların kurşunlara ilâve olarak ‘soğuktan’ da ölmesi kabul edilebilir mi? Ayrıca, ‘insanlar’ın itirazına rağmen ‘idareciler’in bu zulmü görmek istememesi ‘kıyamet alameti’ sayılmaz mı?
Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlara çoğu zaman haklı olarak kızıyoruz, ama bu meseleleri yine onlar gündeme taşımış oluyor. “İslâm ülkeleri”nin idarecilerinden bu hususta belge ve bilgiye dayalı bir açıklama duyabildik mi?
Tabiî ki mağdur olan çocuklar Gazze ile sınırlı değil. Nitekim Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Çocuklar ve Silahlı Çatışmalar Özel Temsilcisi Virginia Gamba, “Çatışma bölgelerinde çocukların çığlıkları yankılanıyor, ancak dünya çoğu zaman sessiz kalıyor. Acıları, kolektif vicdanımızda bir leke” açıklamasında bulunmuş.
İlgili habere göre 2024 yılının 18 yaşın altındaki çocukların silah altına alınmasını yasaklayan Ek Protokolü de içeren Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 35. yıl dönümü olarak tarihe geçtiğini anımsatan Gamba, “Ancak, çocukların temel haklarını ilerletme açısından bir kutlama yılı olması gereken bu yıl, aksine, insanlığın anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmedeki yetersizliğinin bedelini yine çocukların ödediğini ortaya koyan bir yıl oldu. Çocukların öldürülmesi ve sakatlanması ile okullara ve hastanelere yönelik saldırılar, 2024’te silâhlı çatışmalarda çocuklara yönelik en yaygın ihlaller haline geldi” şeklinde konuşmuş. (AA, 31 Aralık 2024)
Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite’nin açıklaması da kan donduran cinsten. Açıklamada, “İsrail işgal ordusu, Gazze’deki soykırım savaşı sırasında doğan 238 bebeği öldürdü. Ayrıca savaş öncesi doğmuş ve henüz bir yaşına ulaşmamış 853 bebek de öldürüldü” demiş. Bebeklerin hedef alınmasının uluslararası insani hukuk uyarınca “açık bir savaş suçu” olduğunu vurgulayan Sevabite, “Bu bebeklerin çoğunlukla annelerinin kucağında ya da son çareleri olan hastanelerde şehit olmaları, İsrail işgal güçlerinin etik, uluslararası hukuk ve insani değerlerle hiçbir bağı olmadığını göstermektedir. Özgür dünya, bu ihlâlleri durdurmak için harekete geçmelidir. Filistin halkı bu trajedileri unutmayacak ve dünya da unutmamalıdır” ifadelerini kullanmış. (AA, 1 Ocak 2025)
Maalesef ‘kötünün daha kötüsü’ haberler de var. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), 23 Aralık’tan (2024) bu yana Gazze’de soğuk ve yetersiz barınak yüzünden ölen bebek sayısının 7’ye yükseldiğini belirterek, artan soğuklar ve yetersiz kaynaklar sebebiyle daha fazla bebek ve çocuğun ölebileceği uyarısında bulunmuş.
Bu kadar zulüm ve haksızlık karşısında, elinde imkân olan dünya idarecilerinin “Gazze’yi, oradaki çocukları görmedik, duymadık, bilmiyoruz” tavrı sergilemesi insanlığa sığar mı?
Dua edelim de 2025, zalimlerin zulmünün sona erdiği yıl olsun inşallah.