"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’a kulak verilmeli

Hüseyin GÜLTEKİN
09 Eylül 2024, Pazartesi
Siyasiyyunu irşad etmekle vazifeli olanlar bu sorumluluklarını ihmal etmekle kalmayıp, siyasîlerden ders almaya başlamışlarsa… Deyim yerinde ise hoca talebesinin önünde diz çöküp ondan ders almaya başlamışsa…

Siyasiyyunu dine hizmetkâr, dost ve yardımcı olmaya sevk etmekle vazifeli olanlar; bunu yapmayıp, onlara ısrarla destekte ve teşvikte bulunuyorlarsa...

“Lisan-ı siyasette lâfız mananın zıddıdır” şeklindeki, Üstad Bediüzzaman’ın dikkat çekici ifadelerinden haberdar olduklarını zannettiğimiz dostlar, işin perde arkasındaki aldatmaya yönelik niyetlerini dikkate almadan siyasîlerin ağzından çıkan her sözü akıl terazisinde tartmadan kabul etmeyi alışkanlık hâline getiriyorlarsa…

Evet tamamen sadıkane ve hâlisane olarak, Üstad’ın: “Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim hâlde     ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz.” diye talebelerine yönelik ciddî ikazına rağmen, siyasîlerin ağızlarından çıkan ve çoğu aldatmaya yönelik sözleri, “talebeyim” diyen insanlarca doğru görülüp kabul ediliyorsa…

Üstadın tespitiyle, bir elinde nur-u Kur’ân’ı diğer elinde siyaset topuzunu tutanların, dine hizmet etmenin ötesinde dinî değerleri siyasetlerine alet edeceklerini, böyle bir durumun dine ve samimî dindarlara tamiri mümkün olmayan zararları vereceğini, bunun için böylesi siyasî kadrolardan uzak durulması gerektiği şeklindeki ikazlarını dikkate almayıp, bazı safdil insanlar hâlen bunların dine ve dindarlara hizmet edeceği gibi beklentiler içine giriyorlarsa…

Milletten rey devşirmek için hemen her fırsatta bolca dinî deyimleri istimal etmenin yanında, dindar olduklarını ve ancak kendilerinin dine ve dindarlara hizmet edeceklerini ima eden sözlerle ve davranışlarla milleti iknada başarılı olan bu iktidar döneminde uyuşturucu yaşının ortaokullar seviyesine indiğini, ar damarlarını çatlatan müsteh-cenliklerin tavan yaptığını, kumar-alkol alışkanlık-larının sıradanlaştığını, ateizm, deizm gibi inançsızlıkların artarak devam ettiğini bizzat gören, ama parti tarafgirliğine kapılan hayalperest insanlar, hâlen “toplumdaki bu çürümüşlüğü ve ahlâkî erozyonunu ancak bu parti çözebilir” beklentisine giriyorlarsa ve “bunlar giderse din elden gider, insanlar iyice zıvanadan çıkar” gibi endişelere giriyorlarsa…    

Yine Üstad Bediüzzaman’ın, “Riyaset-i şahsiyenin katiyyen aleyhindeyim” diye vurguladığı üzere, var olan bütün problemlerin, ortak akıl ile çözüm mekânı olan, milletin kalbi mesabesindeki Meclis’i devreden çıkaran, yargıyı askıya alan, her türlü keyfî hukuksuzluğa açık olan tek adam odaklı böyle ucube bir rejimle ülkemizin kronikleşen problemlerinin çözülebileceği beklentisi içinde olan insanlar hâlâ var ise…

Uyguladıkları yanlış politikalarla, sebep oldukları hayat pahalılığı ve canavarlaşan enflasyon neticesinde geçim sıkıntısına maruz kalan milyonlarca bunalıma düçar insanın dertlerine çare aramak yerine, ekonomi politikalarını zenginlerin servetlerine servet katmak üzerine kuran, fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapmanın telâşında olan böyle bir iktidardan hâlen “ekonomiyi düzeltirse bunlar düzeltir”, “bunlar giderse Türkiye batar” gibi beyhude beklentiler içinde insanlar varsa bu ülkede, Allah sonumuzu hayreyleye; vesselâm…

Okunma Sayısı: 1243
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Arda Yıldız

    9.9.2024 13:08:18

    Bizim siyaseti değiştirmek gibi bir ne gücümüz var ne de vazifemiz. Bir oy kullanıyoruz. Bizim asıl vazifemiz iman kurtarmaktır. Hükumet değişse iman mı kurtaracak. Biz bu işlerle boşuna zaman kaybediyoruz. Bugün Süleyman Kösmene abinin yazısını okuyup kendimize gelelim lütfen.

  • Sebahattin ÜNAL

    9.9.2024 12:15:52

    "Hem siz, hem onlar bilsinler ki, sadaka belâyı def ettiği gibi, Risale-i Nur Anadolu’dan, hususan Isparta, Kastamonu’dan âfât-ı semaviye ve arziyenin def ve ref’ine vesiledir. Evet, Sabri’nin يَا اَرْضُ ابْلَعِى... وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ âyetinden istihraç ettiği mânâ, haktır ve mutabıktır." "Evet, Risale-i Nur, sefine-i Nuh gibi Anadolu’yu Cebel-i Cûdî hükmüne getirip, küre-i arzın yangınından ve tufanından kurtulmasına bir sebeptir. Çünkü, zaaf-ı imandan gelen tuğyan, ekseri musibet-i âmmeyi celb ettiği gibi, imanı fevkalâde kuvvetlendiren Risale-i Nur, o musibet-i âmmeyi dairesinin haricine bırakmaya rahmet-i İlâhiye tarafından vesile oldu."(1) Evet Biz Nuh'un (a.s) Gemisinin içindeyiz. Risale-i Nurlar burada elhamdülillah. Bütün bunlara rağmen istikbal güzel olacak inşallah. Hakikatleri dinlemek güzel oluyor.

  • S.topuz

    9.9.2024 07:53:47

    "Dünyevîler dediler: -Neden geldin geleli siyasete karışmıyorsun?Dedim: اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ وَ السِّيَاسَةِ (Şeytandan ve siyasetten Allah'a sığınırım) Evet İstanbul siyaseti, İspanyol gibi bir hastalıktır. Fikri hezeyanlaştırır. Biz müteharrik-i bizzât(kendimizden hareketli) değiliz. Bilvasıta müteharrikiz. Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz. O tenvim(Hipnoz, uyutma) ile telkin eder. Biz kendimizden hayal edip, esammane(Sağırcasına) tahribimizde eser-i telkini icra ederiz. Mademki menba' Avrupa'dadır. Gelen cereyan, ya menfî veya müsbettir."... ..."Demek bütün harekâtı, bizzât haric hesabına geçer. Çünki iradesi hükümsüzdür. Hulus-u niyeti faide vermez. Bâhusus menfî iki cihet-i za'fla, haric cereyanın kuvvetine bir âlet-i lâya'kıl(Aklı başında olmayan bir alet) olur."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Sünuhat - 52

  • Oğuz Yiğiter

    9.9.2024 04:39:43

    Evet, bu derece ayyuka çıkan zulüm karşısında, "biz müsbet hareket edip kendi hizmetimize bakacağız, hükümetin işine karışmıyacağız" gibi kurnazca mefhumların içini de boşaltıp dejenere ederek, "bid'alara müsaadekâr ve mağlubiyetler içinde" merdâne meslekten taviz vererek, "hizmet pozları" bunu irtikap edenlerin ayaklarına dolanacaktır. Böyle zor zamanlarda belki de Darül Hıkmetül İslâmiyenin atıl kalması hizmet etmesinden daha hayırlıdır dersine bir defa daha bakmalı. Fonlarla haram bir tarzda hizmetten eliyazübillah...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı