"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Deprem bize neyi gösterdi?

Hüseyin ÇETİNSOY
06 Mart 2023, Pazartesi
“Göklerin ve yerin (ve bunların arasındaki her şeyin) mülkü (ve tasarruf yetkisi) Allah’ındır ve dönüş yalnızca (ve kaçınılmaz olarak) Allah’adır. (Mutlak egemenlik O’na aittir).” (Nur Suresi, 42. ayet).

6 Şubat 2023, Saat 4.17 vaktini gösterirken 11 şehrimiz küçük kıyamet dehşetinde depremle sallandı. Binlerce insanımızın saniyeler içinde enkaz altında kalarak can verdiği ve şehirlerimizin harap olduğu bu afatı bizzat yaşayıp sağ olarak kurtulanlar ve gerek ülkemizde gerek dünya üzerinde bu ibretli Celal tecellisini görenler olarak -maddi sebeplere müracaat edip gerekli tedbirleri almama gibi büyük hatalarımız- dışında neleri anladık?

Deprem bize:

Sahip olduğumuz ve pek beğendiğimiz benliğimizin, canımızın, nefsimizin, bedenimizin bize ait olmadığını mülk sahibinin ve o mülkte tasarruf yetkilisinin ancak Cenab-ı Allah olduğunu gösterdi.

Gözümüz önünde ruhumuz kadar sevdiğimiz ana, babalarımızın, kardeşlerimizin, eşimizin, çocuklarımızın, yakınlarımızın, genç ve ihtiyarlarımızın saniyeler içerisinde bizden kopuşuna engel olamamanın çaresizliğini ve acizliğini gösterdi.

Az bir övgü ile bile köpürüp yere göğe sığmaz olan ve kesinlikle hiçbir eleştiriye tahammülü olmayan makamımızın, ünvanımızın, mesleğimizin, kimliğimizin saniyeler içinde enkaz altında bırakan ‘bir emre’ karşı bir şey ifade etmediğini gösterdi.

O kendi güç ve kudretimizle sahip olduğunu sandığımız; evlerimizin, mal varlığımızın; saniyeler içerisinde yok olup enkaza döndüğünü gösterdi.

Dünya hayatının bütün şaşasıyla birlikte saniyeler içinde yok olabileceğini gösterdi.

Peki, depremlerin maddi sebeplerinden başka manevi sebebi yok mudur?

Vardır. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu konuda şöyle buyurmuşlardır: “Zina yayılınca depremler çoğalır.” (Deylemi).

“Günahlar açıktan işlenmeye başlanınca, iyi kötü herkes genel bir azaba maruz kalır.” (Taberani).

Yine deprem musibetini yorumlayan Bediüzzaman Hazretleri; “Bir belâ, bir musibetten çekininiz ki, geldiği vakit yalnız zalimlere mahsus kalmayıp, masumları da yakar.” (Enfal Suresi; 25. ayet) ayetini şöyle tefsir etmiştir:

“Şu ayetin sırrı şudur ki: Bu dünya bir meydan-ı tecrübe ve imtihandır ve dâr-ı teklif ve mücahededir (güç ve gayret sarfetmek). İmtihan ve teklif, iktiza ederler ki, hakikatler perdeli kalıp, tâ müsabaka ve mücahede ile Ebu Bekirler a’lâ-yı illiyyîne (yücelerin en yücesi) çıksınlar ve Ebu Cehiller esfel-i sâfilîne (aşağıların en aşağısı) girsinler. Eğer masumlar böyle musibetlerde sağlam kalsaydılar, Ebu Cehiller, aynen Ebu Bekirler gibi teslim olup, mücahede ile manevî terakkî kapısı kapanacaktı ve sırr-ı teklif bozulacaktı.” (Sözler, s. 198-99).

Ne mutlu depremin maddi-manevi sebep ve sonuçlarını idrak edip gerekli tedbirleri alabilenlere… Allah rahmet eylesin şehadet mertebesine ulaşan masumlara… Geçmiş olsun yaralı ve sağ olarak bu musibeti göğüsleyenlere… Allah yardım etsin maddi ve manevi yaralarımızı saranlara…

Okunma Sayısı: 3611
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı