İnsan vücudunun ihtiyaç duyacağı besleyici destekleri en iyi bilen Hâlık-ı Kâinat (cc), geniş rahmetiyle zayıf ve muhtaç kullarını sahipsiz bırakmayarak, hikmetlerle dolu nimetlerini, sonsuz cömertlikle ihsân etmektedir.
Akılları hayrette bırakan bir tarzda, toprak hazinelerinden, kuru odunlar aracılığıyla, ihtiyacın zamanını bilerek, erzak vagonları ile, kış soğuklarına destek olarak gönderilen ayva nimetinin faydalarını, dikkatli nazarlara takdim edeceğiz.
Dünyanın birçok yerinde, özellikle Asya kıt’asında ve Türkiye coğrafyasında, bol miktarda yetiştirilen ayva, karbonhidrat, protein, vitaminler, kalsiyum ve yağ ihtiva etmektedir. Bu değerli meyve faydalarından dolayı, Tıbb-ı Nebevî’de övülerek, tavsiye edildiğini, hadis-i şerif kaynağından anlamaktayız. “Talha (ra) anlatıyor: “Resulullah’ın (asm) yanına girmiştim. Elinde ayva vardı. Bana: “Ey Talha! Şunu al (ye)! Çünkü bu, KALBE RAHATLIK VERİR” buyurdular.”1 Ayrıca pembe ve beyaz çiçeklerine ve ferahlatan kokusuna mana-i harfî cihetinden, tefekkürle bakıldığında, kalple beraber ruhu da rahatlatır. Bu güzel aroması, kalbe analeptik (kalbi destekleyip, kuvvetlendiren) etki gösterdiği, derin nefesle koklandığında hemen fark edilmektedir. Dolayısıyla kirlenen kanın temizlenmesine ve iç salgı kanallarının (safra akışını arttırarak) sağlıklı çalışmalarına destek verdiğinden, KALBE ŞİFA, KARACİĞERE DOST bir nimettir.
Ayvanın yaprağı, meyvesi ve çekirdeklerinin, ayrı ayrı faydalı özellikleriyle incelenmesi, bizlere kolay ve ucuz bir sağlık desteğine kaynaklık edecektir. Mevsiminde, uygun hijyen şartlarında kurutulan ayva yaprakları, çay olarak demlenip içildiğinde, uykusuzluk ve sinir gerginliklerine, yatıştırıcı tonik etkisi sağlar. Mide ve bağırsak faaliyetlerini destekler. Yavaşlayan karaciğer fonksiyonlarını aktif hale getirir. İshal kesici (antidiyaretik) etkilidir. Uzayan öksürük nöbetlerini sakinleştirir. Vücut direncini güçlendirir. Eski Yunan kültüründe, güzellik ve sağlığın sembolü olan ayva, güzel ve sağlıklı bebekler doğurmaları için, hamile kadınlara günde 1-2 adet yedirilirdi. Zamanımızda, meyve kısmı hafif pişirilerek yapılan kompostolar sindirim sistemini güçlendirir, ishalin kesilmesine yardımcı olur. Ayvadan elde edilen yağ, kalbi kuvvetlendirerek, ferahlama sağlar. Ayvanın çekirdekleri ise, başlı başına bir şifa deposu olarak, hikmetlerle istif edilmiştir. “Ayva çekirdeğinin soğuk suda bekletilmesi ile, elde edilen peltemsi madde (müsilaj- jöle) öksürük, bronşit, mide ve bağırsak hastalıklarında, tesirli bir yumuşatıcıdır. 100 cc. Suya, 5 gram çekirdek konur, bir gece bekletildikten sonra kullanılır. Kaynatmak suretiyle de yapılabilir. Ayva çekirdekleri toz haline getirildikten sonra, 8 gram nebat şekeri ile hap yapılır. Ağızda emilerek kullanılırsa, şiddetli öksürüğü giderir. Boğaz ağrılarında (anjinde), boğazdaki kızarıklıklarda ve gıcıkta, bir bardak suya 4-6 gram çekirdek konur. 15-20 dakika kaynatılır. Bu su ile gargara yapılır.”2
Ayva çekirdekleri, cilt hastalıklarında koruyucu ve tedavi edici olarak çok etkilidir. Kuruyan cildin nemlendirilmesi, soğukların etkisiyle meydana gelen cilt çatlaklarının onarımında ve tıraştan sonra, cildin korunmasında bütün cilt bakım ürünlerinden üstündür.
Hazırlanışı: Bir çay bardağı gül suyu, içine bir tatlı kaşığı ayva çekirdeği konur. Akşamdan sabaha kadar bekletilir. Çekirdekler çıkarıldıktan sonra, kapaklı cam şişeye aktarılarak, buzdolabında saklanır. Gerektiğinde kullanılır. Hazırlanan bu karışımdan, bağırsakları yumuşatıp, kabızlığı gidermek gayesiyle, günde sabah-akşam birer tatlı kaşığı yenir. Hemoroit (basur) ve makattaki çatlaklara (fissür) sürülerek, rahatlama sağlanır.
Ayvanın ihtiva ettiği, zengin vitamin, mineral ve aminoasit destek kaynaklarından, yeteri kadar faydalanamadığımız da, bir gerçektir. Sebebi ise, çiğ olarak yenmesi zor olduğundan, cazip gelmemektedir. Aslına bakılırsa, katkısız ve hormonsuz yetiştirilebilen çok az sayıdaki meyvelerden birisi de ayva olduğundan, daha çok değer verilip, sağlıklı ve cazip hale getirilerek, daha sık tüketilmesi gerekir. Gelişme yaşındaki çocukların da, faydalanabilmeleri için, kolay hazırlanabilen birkaç tarifi aile sağlığının temel unsuru ve değerli desteği olan, şefkatli annelere takdim edilecektir.
1) AYVA EZMESİ: Ayvalar temizlendikten sonra, kesilip ortası ve çekirdekleri çıkarılır. Üzerine az su konarak, iyice haşlanır. Yumuşayan ayvalar ezilerek, yeteri kadar pekmez konduktan sonra, 10 dakika daha karıştırılarak pişirilir. Piştikten sonra soğumaya bırakılır. Cam tabağa konularak, buzdolabında 1-2 saat dinlendirilir. Üzerine tarçın, ceviz veya fındık serpilerek, yemeye hazır hale gelmiş olur.
2) AYVA REÇELİ: 5-6 adet ayva temizlenip, orta büyüklükte parçalar halinde dilimlenir. Bir tencereye konarak, iki bardak su ilâve edilir ve pişirilerek yumuşatılır. Yumuşayan ayvanın üzerine pekmez ilâve edilerek pişirmeye devam edilir. Güzel bir renk ve aroma elde etmek için, pişirirken içine 10 adet karanfil ve ayvanın çekirdekleri, bir tülbendle düğümlenerek, beraber kaynatılır. Ateşten indirildikten sonra, tülbent çıkarılır. İyice soğuduktan sonra cam kavanoza konup, buzdolabına yerleştirilir.
Daha birçok tarifler verilebileceği gibi, en iyisi bu işi severek ve sevgilerini katarak yapacak ve daha güzel çeşitler bulabilecek olan, annelerin maharet ve tercihlerine bırakmak daha uygun olacaktır.
SAĞLICAKLA KALIN
Dipnotlar:
1) Prof. Dr. İbrahim CANAN, Kütüb-i Sitte, c. 17 s. 446 Akçağ Yayınevi.
2) Tahsin PALAZ, Şifa Reçeteleri, s. 70 Hikmet Neşriyat 2001.