Bir an önce sona ermesini beklediğimiz Gazze’deki zulüm hakkında çarpıcı değerlendirmeler ve dünyanın çifte standardına itiraz eden beyanlar duyuluyor ki bu hayra alamet sayılmalıdır.
Boğaziçi Üniversitesince düzenlenen “Gazze’den Sonra Uluslararası Hukuku Yeniden Düşünmek” konferansında bu anlama gelen tespitler yapılmış. 100’ü aşkın hukuk uzmanının buluştuğu sempozyumda uluslararası hukuk, insan hakları ve küresel siyasi sistem tartışılmış.
ABD Princeton Üniversitesinde Uluslararası Hukuk Uzmanı ve eski Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Raportörü siyaset bilimci Prof. Richard Falk, oturumda yaptığı konuşmada, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini sert bir dille eleştirerek uluslararası hukukun Gazze’deki krizi etkili şekilde ele almadaki başarısızlığının altını çizmiş.
Uluslararası hukukun rolünü, mevcut eksikliklerini ve daha güçlü uygulama mekanizmalarına duyulan ihtiyacı vurgulayan Falk, “Soykırım devam ediyor ve bölgede Gazze ile doğrudan bağlantılı daha geniş çaplı yıkıcı bir savaş tehdidi giderek artan bir endişe kaynağı haline geldi. (...) İsrail, soykırımı durduracak ve Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki işgali sona erdirecek yetkili kararları alenen göz ardı etmiştir. Soykırım, Filistin’deki ‘apartheid’in bir devamıdır ve postkolonyal bir tarihsel atmosferde meydana gelmektedir. (Savaşın başladığı) 7 Ekim Netanyahu hükümetinin etnik temizlik yoluyla yapmak istediği şey için bir bahane” diye konuşmuş.
İsrail’in Gazze saldırılarına uluslararası tepkilerdeki çifte standardı kınayan Falk, “Bu tür çifte standartlar sadece ikiyüzlülüğün bir ifadesi değil, aynı zamanda uluslararası hukuku düşmanlara karşı kullanılacak bir politika aracına dönüştürme çabasıdır” demeyi de ihmal etmemiş. (AA, 4 Ağustos 2024)
Birleşmiş Milletler (BM) Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal da konuşmasında Gazze ve diğer çatışma bölgelerindeki sistematik konut yıkımına dikkat çekip; uluslararası toplumun bu tür eylemleri uluslararası hukuk kapsamında ayrı bir suç olarak tanıması ve sorunu ele almak için somut adımlar atması gerektiğini hatırlatmış. Rajagopal, ”İsrail, kendi normatif gücüne sahip bir uluslararası hukuk ihlali olan cezasızlığın tadını çıkarıyor” tespitini de yapmış.
Hür dünya ve ‘insanlık;’ “Yapanın yanına kar kalır” düşüncesiyle hareket eden İsrail’e; bunun böyle olmayacağını göstermek mecburiyetinde. Aksi halde İsrail mevcut zulmünü keyfince devam ettirmek isteyecektir.
BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal’ın dikkat çektiği “ev/konut yıkımı” da ayrı bir zulüm ve bunun da hesabı “dünya insanlık mahkemesi”nde zalim İsrail’e sorulmalı...