Yayalar ile her türlü taşıt ve araçların düzen ve intizamını sağlamak ve başkalarına ve kendilerine zarar vermesini engellemek için yapılan düzenlemeleri trafik kuralları olarak isimlendirmek mümkündür.
Bu kurallara uyulması; trafiğin rahat işlemesi, can ve mal güvenliğinin muhafazası, çevre intizam ve düzeninin sağlanması gibi neticeleri vermektedir. Bu kurallara uyulmaması ise, can ve mal güvenliğinin tehlikeye düşmesi, çevre intizam ve düzeninin bozulması gibi keşmekeşi netice verebilecektir.
Trafik kurallarına uyulmaması cezai sorumlulukların yanı sıra, ahlakî, vicdanî, sosyal ve kültürel etkileri ve yükümlülükleri de doğuracaktır.
Hız sınırının aşılmasının sebep olduğu bir kazada muhtemel can ve mal kayıpları, vicdanî yaraları depreştirdiği gibi, şahsî ve millî maddî kayıpları da beraberinde getirmektedir. Mesela; kırmızı ışıkta durmayıp geçmek, can ve mal kayıplarını netice verebilecek bir boyut oluşturabilecektir.
Maddi ve manevi kayıplar
Olayın vicdanî, sosyal ve kültürel kayıpları ayrıca düşünmeye değer. Fiili ve gözle görülebilir zararlar olmasa da, kuralların ihlali her türlü vicdanî, sosyo-kültürel, ahlaki anlamda hak ihlali doğurmaktadır.
Zira bir kuralın ihlaliyle -öyle veya böyle- karşı tarafın hakkına tecavüz gerçekleştirecektir. Vicdanlardaki sarsıntının varlığı dahi, hak ihlalinin açık tezahürüdür. Bu ihlalin giderilmesi ise, çoğu zaman mümkün değildir.
Kaidelere riayet
Risale-i Nur, asrın müceddidi ünvanı ile imanî konuda olduğu gibi siyasi, içtimaî, ahlakî sahalardaki rehberliğiyle, insanın kemalatına mütevakkıf her türlü faaliyeti kapsar niteliktedir.
Said Nursî İslâm toplumlarının geri kalmasının birinci sebebinin kanun koyucun kurallarına uymamak olduğunu bildirir (“Şeriat-ı Garranın adem-i müraat-ı ahkamı” Eski Said Dönemi Eserleri, Nutuk, s. 95) bu izahı konumuz açısından da düşünebiliriz.
Zira Şeriat-ı Garradaki beşerî kaideler de lüzumlu ve gereklidir. Kaidelere riayet edilmediği takdirde bu kusur noksaniyetimizi ve tedenniyatımızı netice verecektir.
Zira her türlü hal, hareket ve tavrımızı, sünnet-i seniyyeye ve beraberinde sünnetullaha muvafakati, huzur ve sükunetin temel özelliğini muhafaza edecektir. Trafik kurallarına riayet, bu manaların da muhafazasını temin edecek hakikatler manzumesinin gereği olacaktır.