İskenderun’da kardeşlerimizin, bilhassa şefkat kahramanları Nur talebelerinin gayretleri ile, bir Nur dershanesi Rabbimizin muvafakati ile ihya olunmuştur. Emeği ve gayreti bulunan tüm kardeşlerimizden Rabbim razı olsun.
Tüm kardeş ve ağabeylerin defaatle karşılaştıkları bir tevafuk hadisesini, ikram mahiyeti ile ilk dersimizde yaşamak, fevkalâde memnun ve mesrur edici bir hadise olmuştur. Zira Kastamonu Lâhikası’nda geçen, tevafuken ilk dersimizin okuma bölümünde aynen dershanenin açılış serencamını izah ve işaret etmekte idi.
Mektubun bir kısmındaki ifadeler şöyle: “Cenab-ı Hakka yüzbinler şükür olsun, Risale-i Nur’un tamam kıymetini, o köyün mübarek valideleri ve hanımları tamam anlamışlar. O mübarek hanımların ve kıymetdar ve hâlis ahiret hemşirelerimin, Risale-i Nur’un intişarına gösterdikleri fedakârlık, beni ve bizi kemâl-i sürurdan ağlattırdı.
“Zaten Risale-i Nur’un mesleğindeki en mühim bir esası, şefkat olduğundan ve şefkat madenleri de hanımlar olduğundan, çoktan beri beklerdim ki, kadınlar âleminde Risale-i Nur’un mahiyeti anlaşılsın. Lillahilhamd bu havalide de, bu yakında erkeklerden ziyade bir iştiyak ve faaliyetle buradaki hanımlar tam çalışıyorlar; Sav’lı mübareklerin hemşireleri olduklarını gösteriyorlar. Bu iki tezahür bu zamanda bir fâl-i hayırdır ki; o şefkat madenlerinde Risale-i Nur parlayacak, fütuhat yapacak.
Hem Sav Köyü’nün bahadır çobanları, torbalarında Risale-i Nur’u yazmak için taşımaları, aynı oradaki hanımların fedakârlıkları gibi bu havalide gayet tesirli bir medar-ı teşvik olacak. O hanımların ve o çobanların hususî isimlerini bilmek arzu ediyoruz. Tâ hususî isimleri ile has talebeler içine girsinler.” (Kastamonu Lahikası, s. 95.)
Rabbü’l-Âlemîn, Resulü Ekrem (asm) ve Üstadımızın inayet ve siyanetlerinin bu tevafukla üzerimizde olduğunun sürur ve neş’esini sizlerle paylaşmak arzu ve hissiyatı ile selâm ve dualar eder, sizleri de dershanemize bekleriz inşallah.