Türkiye’nin lobi faaliyetlerine ihtiyacı var.
İsrail-Hamas savaşında görüldü ki, İsrail’in devlet yöneticileri üzerindeki baskıcı lobi faaliyetleri, soykırım yapan, insanlığın onurunu ayaklar altına alan, çoluk çocuk, yaşlı sivil demeden herkesi öldüren İsrail’e karşı bir çok devlet başkanı İsrail’in karşısına çıkıp da bunları nasıl yaparsınız diyemiyor.
BMGK ve bir çok uluslararası kuruluşlar dahil olmak üzere, Amerika’nın arkasına saklanan İsrail’in, yapmış olduğu lobi faaliyetleri ile bugüne kadar, Gazze’deki soykırıma Devlet başkanları nezdinde bir kınama dahi çıkarılamadı. Taki Güney Afrika’nın Lahey Adalet Divanında açtığı dava ya kadar. Hiçbir AB ülkesi, başta Almanya, Fransa, İngiltere olmak üzere devlet başkanları nezdinde sesini çıkarmadıkları gibi, tersi bir durum yaşanarak, destek amaçlı İsrail’e turlar düzenliyorlar. Gazze’de yaşanan soykırımla birlikte insanların öldürülmesine ve savaşın hala İsrail lehine ayakta kalmasının arkasında İsrail Yahudilerinin ve ekonomi baronlarının yapmış olduğu lobi faaliyetleri var.
Bunun yanında halklar, vicdanlar ve üniversiteler ayaklandı. Liselerde bile İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığı haykırışları başladı. Daha düne kadar ABD yönetimi ve by Biden bu sese kulak vermedi, Netenyahu’nun aldığı kararları onama makamı gibi duran Biden, İsrail’e askeri mühimmat göndermeyeceğini açıklaması tüm dünyayı şaşırttı.
Özellikle İspanya, İrlanda, Malta, gibi batılı ülkeler, Filistin devletini tanıma yolunda karar almaya başladılar. 21 Mayıs 2024 tarihinde, BM de Bağımsız Filistin devleti için oylama yapılacak ve ABD’nin veto hakkı da yok. Eğer bu tasarı geçerse AB’nden bazı ülkelerin Filistin’i devlet olarak tanıyacakları ve 1967 sınırlarına tekrar dönmenin yolunun açılacağı konuşuluyor.
Sanattan spora, sinemadan basın yayın-iletişime kadar ellerinde tuttukları kurumlardaki lobi faaliyetlerini acımasız şekilde devam ettiriyorlar. En ufak insani ses çıkarana karşı onu yok etmeye yönelik tavırlar sergiliyorlar. Bireysel olarak ABD’de gazeteci, sanatçı, ya da halka mal olmuş kişilerden sesler çok cılız çıkıyor. Top yekûn bir kampanya henüz görülmedi. Ayaklanmaların üniversitelere sıçraması sonrasında, polis gücü ile orantısız şekilde karşılık verilmesi ayaklanmayı kıramadı, fakat en azından lobi faaliyetlerinin yara aldığını gösteriyor.
Ülkemiz açısından da lobi faaliyetleri çok önemli fakat Türkiye halihazırda lobi faaliyetlerinde başarılı bir ülke konumunda değil. Örnek olarak Almanya’yı ele aldığımızda, ikinci ve üçüncü kuşak olarak Almanya’da yaşayan Türklerin lobi faaliyetlerine baktığımızda, çok verimli olmadığı, eğitim seviyesinin yeterli olmadığı ve işçi statüsündeki gurbetçilerimizin, Türkiye adına lobi faaliyetleri yapamadığı ya da yok denecek kadar az olduğu bilinmekte.
Türkiye’deki şartların ekonomik açıdan kötü olması, yetişmiş kalifiye elemanlar (doktor-mühendis) ki ekonomik açıdan ülkemize çok büyük getirisi olacak beyinlerin yurt dışına göçmesi asla kabul edilemez. Hiç olmazsa bu arkadaşların ülkemizin menfaati için lobi faaliyetleri yapabilirlerse Türkiye açısından büyük kazanımlar olabilir diye düşünüyorum. Lobicilik dünya ölçeğinde çok kıymetli. Beklentim bu yönde.