Sonunda bunu da gördük:
Gurbetçi şarkıcımız (!) tesettürlü bir figürü, rakı sofrasında meze yapmış.
İzlerken midem bulandı.
Şarkının sözlerinin içinde ne dindarlıkla ilgili sözler var, ne de tesettürle…
Şaraptan giriyor, rakıdan çıkıyor.
Sonunda “aşk” denen o sefih duyguya bağlıyor.
Halbuki kendisi bir peygamber ismi taşıyor.
İsmail YK. (Yurtsever)
PEYGAMBER İSİMLİ ŞARKICI
Özel hayatına girecek değilim. Ne hali varsa görsün.
Kimbilir, belki ebeveynleri ona bu ismi verirken, ne hayaller kurdu… Hazreti İsmail gibi bir hayat tarzını benimseyeceğini ümit ediyorlardı belki de.
Ama ne yazık ki, peygamber ismi taşıyan nice insanlar “özel”ine baktığınızda peygamber dışı bir hayat tarzını benimsemiş…
Duâmız o ki; inşallah kendisine bir çeki-düzen verir. Ümidimiz o ki; özellikle müzik kanallarında ikide bir dönen bu klibi de bir an önce yayından kaldırır.
TEPKİMİZİ GÖSTERELİM
Peki, gerek tesettürlü hanımlarımız, gerekse bu klip parçasından rahatsızlık duyan sağduyulu hanım kızlarımızın bir tepkisi yok mu?
Biraz önce Youtube’a baktım; 5.3 milyon kere izlenmiş. Siz bu satırları okurken, muhtemel ki, sayı daha da artacak.
Peki, ya tepki?
Yok.
İzleyenlerden tek bir kelime tepki yok.
Sahi ne oldu bize?
Hassasiyetimiz bu kadar mı dumura uğradı?
Rakı sofrasında meze olan tesettüre karşı bu kadar mı vurdumduymaz olduk?
TESETTÜRÜN DÖRT HİKMETİ
Bunun dışında tesettür ne kadar “fıtrî” yaşanıyor ülkemizde?
Üstad Bediüzzaman bu fıtrî hakikati dört hikmetle açar:
Birinci hikmet:
- Kadının kadınlığa mahsus cazibe, letafet ve güzelliğin korunması için, tesettür...
İkinci hikmet:
- Kıskançlık duygusunu izale etmek için, tesettür…
Üçüncü hikmet:
- Güven duygusu için, tesettür…
Dördüncü hikmet:
- Aile kurumunun korunabilmesi için, tesettür.
Tesettür, bir kimlik ve kişilik yansıması.. Yani iman anlayışının dışa vurumudur. Fıtrî hallerin dışına çıkıldığında o “tesettür”ün anlamı otomatik olarak düşüyor.
FITRAT BİZİ ÇAĞIRIYOR
Günümüz tesettür anlayışını “dejenere” eden yayınlara karşı bir cephe oluşturmalıyız. Bu gün bazı dizi filmlerde de tesettürlü kadının, güzel ve cazibedar yönünü öne alıp, onu bir eşyaya indirgeyip sıradan “met’a” haline getirenlere aldanmamalı ve gereken tedbirleri almalıyız.
Fıtrattan kaçış yok.