"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Korono sonrası

Davut ŞAHİN
11 Ekim 2020, Pazar
Bundan bir önceki yazımda, “ölümler ne çok arttı” demiş ve salgınla ilgili, “Herkesin bu hastalıktan nasibini alması an meselesi” diye hatırlatmıştım.

“Tedbirlerimizi gevşetmemeli, asla elden bırakmamalı. Hergün ekrana gelen korona tablosundaki rakamlardan biri sen de olabilirsin, ben de...” demiş ve nihayetinde bu illet bizim yakamıza da yapışıverdi.

*

Ailece yakalandığımız bu salgın sonrası karantina günlerimiz başladı. Ancak üzerimde bu hastalığın belirtisi aleni bir biçimde görünüyorken, evde tedavi sürecinin yetersiz olduğunu hissettim. Bu yüzden ambulans çağırtarak, hastanede tedavi sürecinin çok daha sağlıklı olacağını düşündüm.

Yeşilköy Havaalanı’na yeni yapılan Prof. Dr. Murat Dilmener Âcil Durum Hastanesi’nde yatışımı gerçekleştirdikten sonra 10 gün boyunca yalnız, kimsesiz ve tek başına bir tecrit dönemi yaşadım adeta.

İğne ve serum vazgeçilmez gıdanız oluyor... Ya oksijen? Nefes darlığı çeken hastaların çoğu buruna takılan mavi oksijen borusu ile hastalık sürecini atlatmaya çalışıyor. Ne gariptir ki, aldığımız oksijenin kıymetini, tüpe takılı bir oksijen takviyesiyle anladım desem yalan olmaz. İnsan sağlıksız bir dönemde sağlığın ve hayatın kıymetini anlıyor. Düşünün bir kere, oksijeni dakikada kaç kez soluyoruz? Oksijen akciğerlere nefes yoluyla taşınmasa, kana nüfuz edemez. Kırmızı kan hücreleri içinde bedenin her yerine taşınan oksijen dokuların içine gönderilir. Oksijen buradan hücrelerin teker teker içine girer ve minik enerji santrallerini bulur ve böylelikle elektron nakil zinciri oluşturur. 

Yani, kısaca tanımlamak gerekirse, oksijen; bedenin enerjisini yeniden doldurmak ve vücuda yakıt ikmali yapmak amacıyla kullanılır. Gerçekte, bedendeki oksijinen yüzde 90’ından fazlası bunun için sarf edilir. Oksijeni her içime çekişimde, Allah’ın vermiş olduğu bu nimetin kıymetini bir kez daha anladım.

*

Hastalık boyunca, tefekkür etme fırsatı da bulabildik. 

Sabretme duygunuz daha da gelişiyor. Hastalık dönemini, gafletle değil, tefekkürle geçiriyorsunuz. Ömür sermayesi tefekkürle meyvedar hale geliyor. Su gibi akıp giden zamanın o kadar çabuk gitmediğini bilerek, zamanın kıymetini daha iyi anlıyorsunuz. 

Şükretmeyi öğreniyorsunuz; bir dakika ömrünü, bin dakika hükmüne getiren ve uzun ömrü kazandıran hastalığa karşı şükür ediyorsunuz.

Bediüzzaman; “Çünkü ibadet iki kısımdır. Biri, müsbet ibadettir ki namaz, niyaz gibi malûm ibadetlerdir. Diğeri, menfi ibadetlerdir ki hastalıklar, musîbetler vasıtasıyla musîbetzede; aczini, zaafını hisseder. Hâlık-ı Rahim’ine iltica eder, yalvarır. Halis, riyasız manevî bir ibadete mazhar olur.” (Hastalar Risalesi) 

Ne kadar doğru, yaşadıklarımın birebir aynısı diyebilirim. 

Evet, bu dünyaya güzel yaşamak ve rahat bir ömür geçirmek için gelmedik. Madem elimizde ömür sermayesi var, burada ticaret ile ebedî bir hayatın şifresini bulmak için geldik. Sermaye madem ömürdür. Hastalık olmazsa sağlığın kıymeti anlaşılmıyor, gaflet veriyor ve ahireti unutturuyor. Hastalık bir bakıma gafletten uyan- dırıyor ve diyor ki; “Layemut değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni yaratanı düşün, kabre gideceğini bil, öyle hazırlan.” (Hastalar Risalesi)

 *

Hastanede kaldığım müddet içinde görev alan Dr. Nevin Eker, Dr. Egem Özlem Dalkılıç, Dr. İpek Çağlayan, Ass. Dr. Hasan Ali Sinoplu, Dr. Ümit Özmetin ve Dr. Tuba Dağlı’ya ismen teşekkür etmek isterim. Dahası, gece-gündüz demeden serum, kan tahlili, oksijen değerleri ve tansiyon işlemlerini gerçekleştiren hemşire Eda Çetin ve Derya Hanımefendiye de teşekkür ederim. Rabbim sayılarınızı arttırsın.

Okunma Sayısı: 2868
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir

    11.10.2020 16:11:46

    Davut ağabeyim;Çok geçmiş olsun,Rabbim sizlere acil şifalar versin ve sizleri beterinden korusun.

  • Ata

    11.10.2020 14:35:34

    Geçmiş olsun.

  • Abdurrahman AYDIN

    11.10.2020 14:07:22

    Büyük geçmiş olsun. Elhamdülillah! 🙂

  • Mehmet Çaloğlu

    11.10.2020 13:17:47

    Aziz kardeşim geçmiş olsun.Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin inşaallah.Sahsi manevi dairesinde can kardeşin kumandanı olarak nice yıllar hizmete vesile olmanızı Cenabı Allah'tan niyaz ederim.

  • İsmail Atak Cebecili

    11.10.2020 13:10:10

    Bir önceki yazıda "ÖLÜM" hakikatı, bu yazıda ise "HASTALIK" gayet güzel dile getirilmiş. Zevkle okudum. tebrikler. Size, Ailenize ve bütün hastalara ALLAH şifa versin, geçmiş olsun.

  • Hüseyin İlhan

    11.10.2020 12:54:16

    Geçmiş olsun kardeşim.Rabbi rahimimizden bütün hastalara şifalar ihsan etmesini niyaz ediyoruz. İnsanın yaşaması için en zaruri ihtiyacı hava sonra su ve diğer gıdalar geliyor. İnsan açlığa haftalarca dayanabilir,susuzluğa saatlerce amma havasızlığa ise bir saat değil 10-20 dakika dahi dayanması zor. Hava ise parayla satılmayan tek madde.Su diğer gıdalara göre daha ucuz. Sadece şu zarurete dayalı sıralama ve ücreti düşündüğümüzde dahi yüce rabbimizin yarattığı varlıklara ne kadar merhametli olduğunu görüyoruz. Allah aldığımız her nefesin kıymetini idrak etme ve şükrünü nasip etsin.

  • Oğuz Yiğiter

    11.10.2020 00:40:42

    Musibeti hakkal yakîn yaşayan bir nefsin cümleleri olması tesir gücünü içinde barındırıyor. Tekrar geçmiş olsun Davut Kardeşim diyor, Can Kardeşlerine hizmet için, Şafi ismiyle aramıza döndüren Rabbimize nihayetsiz hamdü senâlar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı