"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Muhafazakâr medya mı?

Davut ŞAHİN
18 Ekim 2020, Pazar
Televizyon dizileri her dönem eleştirinin odağı olmuştur.

Olmaya devam ediyor. Nitekim, eğer yapımcılar aklını başına almazsa, bu eleştiri mekanizması dizileri öğütmeye devam edecek. 

Son sezon dizilere baktığımızda yine ahlak tahribatına yönelik konuların işlendiğini görüyoruz. 

Özellikle çok izlenen kanallarda bu çok bariz bir şekilde görünüyor. Hatta dizi isimlerinde bile bu tahribatı çok açık bir biçimde müşahede etmek mümkün. 

“Sadakatsiz”, “Yasak Elma” gibi beyni tahrik eden isimlerle seyircinin ilgisini çekme çabaları gözden kaçmıyor.

 Dikkatimizi çeken bir başka husus; bu tür dizilerin iktidara yakın olan kanallarda yayınlanması. Bir dönem muhafazakârların ahlaki erozyonu tetikleyen dizilere karşı takındığı tavır, artık yok. Hatta aşk hikayalerinden oluşan Hint dizilerini ithal ederek, reklam pastasından bolca pay alan sözümona muhafazakâr bir kanal, kendi ürettiği dizilerde bile “aşk” temasını işleyerek rating listelerinde yerini almakta. 

Bizim yıllar önce eleştirdiğimiz şampuan ve banka reklamlarını gıdım gıdım yayınlarken, şimdi dakikalarca yayınlamakta bir sakınca görmüyor.

...

*

Muhafazakâr yayıncılık iftlas etti. Daha doğrusu seküler mücadaleyi kaybetti ve tamamen dünyevileşerek, kâr yaklaşımlı bir mekanizmaya dönüştü.

 İdeoloji mi?

Bırakın Allah aşkına! 

Onlar geride kaldı. 28 Şubat dönemi mücadeleci dindar yapı ile şimdiki yapı bir mi? 

Düşünebiliyor musunuz; muhafazakâr kesim, dini argümanlarla insanları aydınlatmak için radyo ve televizyon kurmuştu. “Mesaj” verme kaygısı taşıyordu. Ama şimdi? Reklam kaygısı yaşadıkları için herhangi bir yayını yayınlamakta bir beis görmüyor.

 *

Geçmişte yaşadığımız yokluk ve kısıtlamalar gitmiş olmakla birlikte yaşadığımız şu modern zamanda hayatımıza hükmeden enformasyon çağında artık çok şeyler değişti.

 Teknolojik gelişmelerin başında tabii ki iletişim araçları gelmekte... Gündelik hayatımızda olmazsa olmazlardan biri haline gelen ve her yaş grubunu kapsayan, iletişim araçları pek çok alanda belirleyici bir faktör oluşturmuş.

 Hızla değişen bir toplum olarak, yeni kuşaklara kültür aktarma misyonu büyük ölçüde kayboldu. Fertler medya aracılığıyla tüketim kalıplarını, hayat standartlarını ve düşünme sistemlerini değiştirdi.

Bilgi mi? Hızla üretilip, çok çabuk tüketildi.

Medya ve iletişim araçları toplumsal temel yapının “özne”si olurken, dini içerikli kanallar kendini müthiş bir dönüşüm süreci içinde buldu. 

Acaba muhafazakâr kanal veya medyada yaşanan bu değişim sürecinin kusuru sadece onlara mı ait? Elbette bu konuda sadece onlar kusurlu değil, izleyip destek verenler de aynı suça ortak.

 Biz sadece “endişeli muhafazakâr”lar olarak olayları takip etmekle yükümlüyüz. 

“Biz” derken kastettiğim; ahlaksız yayınlara itibar etmeyip izlemeyen, muhafazakâr kanalların hiçbir yayınına itibar etmeyen ve sürekli “düzelecek” umudunu besleyen topluluk olarak belirtmek istedim.

*

Sözün özü; artık “muhafazakâr medya” diye bir kavram sözkonusu değil. Geçmişte binbir umutla iletişim araçları edinen kitle, buhar olup uçtu. 

Ancak... Bu ateş henüz sönmüş değil. Hâlâ “kor” olarak vazife-i asliyesini devam ettiren ve yayınını sürdüren bir grup var. 

Hangisi mi? 

Dikkatle bakarsanız göreceksiniz.

Okunma Sayısı: 2870
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    18.10.2020 22:38:02

    Ilginç yıllardir tv lerdeki bu ahlaksız dizileri tenkit eden zihniyet 18 yıllık iktidarda. Ve hiç bir hükümet döneminde olmadığı kadar medyanın %95 i emrinde. Kendi aleyhine kontrol ettği medya ve tv lerde en küçük bir sesin çıkmasına tahammül edemiyor. Fakat ne hikmetse milletin ahlakını bozan, milli ve dini degerlerimizi ayaklar altına alan, bu ahlaksiz yayınlar her gece tüm ekrankarı dolduruyor. Bunu göre göre hala bu iktidara dualar ediliyor. Methiyeler diziliyor. Bu çok büyük bir yozlaşmadır. Böyle bir konuyu gündeme taşıdığınız için Allah razı olsun. Bu yayınlar ile ilgili tahsidatta ve gündemde tutmaya devam etmelisiniz. Bu vesile ile geçmiş olsun diyor. Hayırlı hizmetlerinizde başarılar diliyorum.

  • Feyzullah Ayhan

    18.10.2020 20:51:43

    İktidarın dümen suyunda olanlar bile bunu ayan beyan açıklıyorlarsa başka söze ne hacet?Aşağıdaki ifadeler bunun açık bir misali değil midir Davut Kardeşim? “Dindarmış gibi görünen adamların zaafları yüzünden Müslümanlara zarar veriliyor' diyorsunuz doğru mu?” sorusuna Dilipak şu yanıtı verdi: “Evet. Bizde yılların açlığı vardı. Para, kadın, makam bir anda başını döndürdü birilerinin. Bir de bizimkiler acemi bu işlerde, yerken üstlerine başlarına döküyorlar. Daha yeni öğreniyorlar. ...............................

  • Abdulkadir

    18.10.2020 17:52:07

    Kitle iletişim vasıtaları;başlı başına bir problem zaten.Dizilerdeki müstehcenlikler,ahlakî yozlaşmanın bariz bir göstergesi.Muhafazakar medya;şimdilerde,maalesef ahlâk kurallarını hiçe sayar nitelikte yayınlar yapıyor.Tv kanallarında olsun,gazetede olsun;birçok yerde bunlara şahit olmaktayız.Bunlar insanların,özellikle de genç kesimin huyunu ve davranışlarını,olumsuz yönde etkiliyor.Buna bir çözüm bulunması lazım.Çünkü dünyevî meşgâleler;insanoğlunu ancak ve sadece,oyalar ve yorar.Dolayısıyla;başta RTÜK(gerçi icraatları ortada) olmak üzere,Stklar ve diğer kuruluşlar bu konuda birlik olmalı ve ahlak bozucu yayınları ortadan kaldırmalı.Aksi takdirde insanlık günah batağına batar ve bir daha da çıkamaz,Allah korusun...

  • İsmail Atak Cebecili

    18.10.2020 07:43:13

    Tebrikler, evet bu DİZİler, Milleti mahvediyor, etmeye devam edecek ve sonuçların ne olacağı karanlık olduğu gibi, muhtemelen sonuçlara ağlayan çok olacak. En önemli ve hatta tek mukaddesiniz para/menfaat ise, elbette reklâmlar sizi esir alacaktır. Olan budur. Zengin evler, hizmetçiler vb.. neyi teşvik eder? Tüketimin bu derece teşviki kime ne kazandırır? Devamlı kavga halinde olan yarışmacılar, 5.000.-10.000.-TL için birbirine giren, bağıran, çağıran, her türlü çirkinliği yapan yarışmacılardan, kim ne öğrenir? TV sahipleri de bu sonuçlardan, er veya geç nasiplerini, paylarını alacaklar. Bu derece Milletine zarar vermek, elbette cezasız kalmaz. Ama, Devlet yetkisi kullananla;, RTÜK, TRT yetkilileri, etkilileri, sorumluları, görevlileri nerede ve ne iş yapıyorlar acaba?

  • Mehmet Türeli

    18.10.2020 06:15:54

    Bu ahlâkınızı dejenere eden yayınlar ve özellikle tv 'deki dizilere ses çıkarmaya hükümet, kemalizm ile yakınlığı bilinen tv kanalını atatürk ilke ve inkılaplarına hakaret etti gerekçesiyle ekran karartarak ceza veriyor. Gençlerimizi sefahata sürükleyen ve maneviyatını yok eden dizi ve yayınlara neden ses çıkarmıyor acaba.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı