"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vefa nedir?

Davut ŞAHİN
16 Ağustos 2020, Pazar
Anadolu’yu turlarken, geçmişi birlikte yaşadığım ve çocukluğumuzu paylaştığımız dostlarımla bir araya geldim.

Ne kadar mutlu oldum anlatamam. Neden mi? 

Birçok anıları birlikte paylaştığım arkadaşlarımla belli bir zaman sonra ayrı kalmak, büyüklüklerine şahit olamamak ve sürekli içinde barındırdığın çocuğun ve arkadaşlarının hep çocuk kalma hali... Yıllar sonra fizikî bir değişim yaşansa da, ruhen aynı olduğumuzu görmek... Hep o günleri yadetmek, bu günlere gelememek ve hatta çoluk çocuğa karıştığımıza da inanamamak. Düşünebiliyor musunuz, çelik çomak oynadığın bir dostunla yıllar sonra, karşı karşıya geliyorsun ve bir anda o çocukluk hayalinle şimdiki görüntüsünü kıyas ediyorsun. Müthiş bir gözlem. Zaman kavramının nasıl üstümüzden geçtiğini çok yakından müşahade etmek işte bu olsa gerek.

Hani bilim-kurgu “Zaman Tüneli” dizisi vardı. Onun gibi birşey... Tünele giriyorsunuz ve bir an için arkadaşlarınızın aniden yaşlandığınıza şahit oluyorsunuz. Müthiş bir duygu.

*

Sosyal medyadan takipleştiğim değerli hocam ile de öğretmenevinde karşı karşıya geldim. Beni uzaktan tanımış, yüzümde maske olduğu için sormaya çekinmiş... Yine de kayıt yaptırırken, cesaretini toplayıp ismimle hitap edince, emin olmuş. Yol yorgunluğuna rağmen, lobide oturup saatlerce konuştuk.

“Ne günlerdi” diyor. “Hep o yılları özlüyorum. Çünkü, bir saygı vardı. Öğretmen-öğrenci mesafesi vardı. Herkes yerini biliyordu. O dönemle şimdiki dönem öğrencileri arasında dağlar kadar fark var.” 

Necati öğretmenim emekli olmuş. Ben de kendisine, bize hitaben yurtta söylediği bir sözü hatırlattım. 

“Hocam, yatakhanede söylediğiniz bir söz kulağıma küpe oldu. O sözünüz de şuydu, ‘Çocuklar siz böyle giderseniz, ot dahi olamazsınız. Otun bile şu tabiatta bir vazifesi var. Ot bile olsanız yeter.’ demiştiniz. Bu söz nedense kulağıma küpe olarak kaldı. Ben bu sözü hayatımızda hep “azmetmek” olarak yorumladım. Bilemiyorum doğru mu değerlendirmişim?”

Necati Hocam yüzüme baktı, “İşin doğrusu, bu sözü söylediğimi hatırlamıyorum. Demek ki, olumlu bir sonuç vermiş” diyerek gülümsedi.

*

Kuşku yok ki, çocukluğumun dönemi çok zorlu ve çetindi. Şimdiki gibi bütün imkânlar ayağımızın altında değildi. Defter kalem bile bulmakta zorlandığımız yıllardan, bilgisayar teknolojisi ile yaşayan bir topluma dönüştük.

İnsanlar fizikî değişim yaşadığı gibi, toplumlar da teknoloji ile birlikte bir dönüşüm yaşadı. Bundan sonra ne olacak bilmiyoruz. Ama şu var ki, insanî özelliklerimizi asla kaybetmemeli, değişim nereden gelirse gelsin, asla fıtratımızı bozmamalıyız.

*

Çocukluk arkadaşlarımla konuşurken, bunlar aklıma geliverdi. Oğlum Muhammed “amca”larıyla sohbete dahil olduktan sonra, bana dönüp, “Baba ne güzel arkadaşların var. İnanır mısın çocuk gibi. O kadar şekerler ki...”

Yıllar sonra biraraya gelip, saatlerce sohbet ettiğimiz arkadaşlarımda kendimi gördüm. Onlar da kendilerini bende gördü.

Vefa, bu olsa gerek!

Okunma Sayısı: 2284
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yunus

    16.8.2020 10:17:10

    Vefa.. Mana-i ismiyle bakınca; İstanbul'da bir semtin adı, Mana-i harfiyle bakınca yukarıdaki yazı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı