Sevgili Peygamberimiz (asm) çocukları çok sever ve onlara karşı son derece şefkat ve merhametle davranırdı. Biz de Onun ümmeti olarak çocuklara karşı şefkatli olup onlara yumuşak davranmamız ve müsamahakâr olmamız lâzımdır.
Ama maalesef bazı yaşlılarımız camiye gelen çocuklara, onların biraz ses ve gürültü çıkarmalarından rahatsız olup onları güzel ve şefkatli bir dille ikaz edeceklerine, azarlıyorlar, kaba davranıp kalplerini kırıyorlar.
Hele her mübarek Ramazan ayında camilerimiz, teravih namazına gelen çocuklarla cıvıl cıvıl dolup taşıyor, âdeta hepsi birer çiçek gibi camilerimizi şenlendiriyorlar. Fakat dediğimiz gibi, cami cemaatinden bazı yaşlı kimseler onları tebrik etmek yerine, aksine o geleceğin istikbali olan gençlerimize sert ve kaba davranmaları, azarlamaları onları camiye gelmekten ürkütüp vazgeçiriyorlar. Halbuki bunun ne büyük bir vebali olduğunu düşünmüş olsalar asla böyle yapmayacaklardır.
Bununla ilgili, merhum sanatçımız, Cem Karaca şöyle diyor:
"7 yaşlarında camiye gittim. Dizimde ağrı olduğu için bir ayağımı uzatmıştım. Birden yaşlı bir adamın ayağıma vurmasıyla irkildim. Sonra haşin bir ifadeyle 'Utanmıyor musun, Allah'ın evinde ayağını uzatmış duruyorsun? kalk!' gibi sözlerine muhatap oldum. Kalktım ve ancak 70 sene sonra camiye dönebildim. Çocukları camiden kovmayın en arka sıralara atmayın ve asla azarlamayın.”
Bir de yeri gelmişken, başımdan geçen bir hatırayı anlatayım:
Yeni namaza başladığım yıllardı. Sabah namazına camiye gitmiştim. O zamanlar sünnet namazından sonra üç İhlâs-ı Şerif okunuyordu. O gün müezzinimiz olmadığı için yaşlı bir amcamız müezzinlik yapıyordu, âdet üzere İhlâs-ı Şerifleri okuduktan sonra. Ben kendime hâkim olamadım ve izin almadan kamet getirdim, fakat bu yaptığım hareket bir hata olduğunu fark ettim ve "Bu amca mutlaka beni azarlamadan durmayacak" dedim içimden, ama olan olmuştu artık!
Neyse namaz bitti. Ben arka mahfilde, o yaşlı amca ön safta olmasına ve yaşlılığına rağmen bana arkamdan yetişti ve herkesin içinde yüksek bir sesle:
"İslâm’ın şartı beştir, haddini bilmek ise altıdır. Haddini bil!" diye azarladı. Ben de mahcubiyet ve sanki çok büyük bir suçluluk duygusu içinde bir karşılık vermedim, veremedim.
Ama Allah'a sonsuz şükürler olsun ki bazı insanlar gibi camiyi terk etmedim.
Ama son sözüm, çocuklar bizim geleceğimizdir. Onları değil camiden soğutmak bilâkis namaza ve camiye alıştırmamız lâzımdır. Bunun için onları teşvik için ne yapsak azdır vesselâm...