"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Yahudi cesâret ödülü” ve “Kudüs Yıldızı nişânı”

Cevher İLHAN
23 Temmuz 2014, Çarşamba
Bilindiği gibi, Başbakan Erdoğan’a, Ocak 2004’te New York’ta düzenlenen törenle American Jewish Committee (Amerikan Yahudi Komitesi-AJC) tarafından “Üstün Cesaret Ödülü” verilmişti. Erdoğan, verilen ödüle teşekkür ederken, “Bu ödülü Muevi kuruluşları ile bugüne kadar sürdürdüğümüz yakın işbirliğinin nişanı olarak alıyorum” demişti. (http://www.zaman.com.tr/dunya_amerikan-musevi-komitesi-nden-erdogan-a-ustun-cesaret-odulu_4495.html) Nitekim Başbakan Ordu mitingi dönüşü, “Yahudi cesâret ödülü” aldığını kabul etmiş; ancak o zaman İsrail’in Gazze’ye saldırmadığı ve sözkonusu zulümleri yapmadığını iddia etmişti. Oysa başta Sabra ve Şatilla mülteci kamplarına saldırıp yüzlerce mâsum çocuk, kadın, hasta ve yaşlıyı katleden, Batı Şeria ve Gaze işgallelerinde sivilleri hunharca öldüren İsrail, kurulduğu 1948’den 2004’e kadar da İsrail’e bir yığın baskı, zulüm, suikast, soykırım ve katliam yapmıştı.
Bütün bunları nazardan kaçıran Başbakan, meseleyi bir tek son Gazze saldırılarına getirmekle, Amerikan Yahudi Komitesi’nden şimdiye kadar ancak İsrail başbakanlarına verilen ve hiçbir Müslümana verilmeyen “Yahudi cesâret ödülü”nü aldığına gerekçeler sıralıyor. “Yahudi ödülü”nü iade etmek yerine, binbir dereden su getirerek “ödül alması”nı savunuyor!

İHSANOĞLU’NA “FİLİSTİN DÂVÂSINA HİZMETTEN…”
Bir diğer husus, Başbakan’ın on partinin geniş mutâbakatıyla ortak aday olan Ekmeleddin ihsanoğlu’nu “Kudüs Yıldızı” nişânı almakla bir nevi mukabelede bulunması. Sözde zihin karışıklığına sebebiyet vermesi.
Oysa “Yahudi cesâret ödülü” bizzat Erdoğan’ın da ödül töreninde ikrar ettiği gibi, “Yahudi kuruluşları ile sürdürülen yakın işbiriliği nişanı” ve İsrail’le, Amerikan ve dünya Yahudi lobisiyle yakın çalışmanın ve çıkarlarına hizmet etmenin “ödülü” iken, “Küdus Yıldızı” Filistin devletinin bir nişânı.
Daha sonra ismi İslâm İşbirilği Teşkilâtı (İİT) olarak değiştirilen İslâm Konferansı Teşkilâtı’nın Genel Sekreteri  olduğu dönemde, 28 Ağustos 2013 tarihinde İhsanoğlu’na Filistin devlet nişanı olan “Kudüs Yıldızı” nişânı, Filistin’in bağımsızlığı ve İsrail devlet terörünün sona erdirilmesi için yürüttüğü yoğun diplomatik çabalarını, Filistin dâvâsına yaptığı katkıtlarını takdiren takdim edilmiş. İslâm İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri iken yoğun mesâisini İsrail’in Müslümanlara yaptığı haksızlıklara, zulümlere, adâletsizlikle karşı verdiği mücadeleden dolayı İhsanoğlu’na “Kudüs Yıldızı” nişânı takılmış.
Bu haliyle Erdoğan, “Yahudi cesâret ödülü’ alan tek Türk ve hatta tek Müslüman” olarak kayıtlara geçerken İhsanoğlu, Filistin’den “Üstün Devlet Nişanı” kişi” olarak tarihe geçiyor. Bir diğer çarpıtılan husus, Türkiye’nin İsrail’in Türkiye’nin yarım asır boyunca kabul etmediği İsrail’in OECD üyeliğine Türkiye’nin veto hakkını kullanmaması sonucu kabul edilmesine verilen cevaptır.
“Türkiye bunların hiçbirinde yer almadı” diyen Başbakan Yardımcısı ve hükûmet sözcüsü, “Şüphesiz bizim ne İsrail’in OECD ile olan üyeliği konusunda ne de diğer konularda tek başına bir tasarrufumuz söz konusu olmamıştır” cümlesiyle bu çarpıtma açığa çıkıyor.
Halbuki, Mayıs 2010’da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) tek Müslüman üyesi olan Türkiye’nin üyeliğini veto etmemesiyle İsrail OECD’ye kabul edildiği, AKP iktidarının da şimdiye kadar kabul ettiği bir gerçek…

GARİP OECD ÇARPITMASI…
Bu gerçek, şimdi AKP Genel Başkan Yardımcısı olan Has Parti (eski) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un, 1961’de kurulan OECD’ye İsrail’in üyeliğini o günden bu yana hep veto eden Türkiye’nin, 2010’da AKP iktidarında Türkiye’nin İsrail’e vetosunun kaldırılmasıyla, İsrail’e 1967’den sonra ilk uluslararası başarının ve “en büyük diplomatik zafer”in bahşedildiği ifâdeleriyle teyid edilmişti.
AKP hükümetince OECD vetosunun kaldırılmasını, Başbakan’ın bir yandan “one minute” deyip diğer yandan İsraill’in OECD üyeliğini onaylamasını, “Bizim oğlan karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” diye niteleyen Kurtulmuş’un, medyada Ankara’nın İsrail polikalarını sert bir dille eleştirerek, “Aylardır uyarıyorum. Bakın biz 1961’den beri OECD üyesiyiz. Üye ülkelerden birisi veto ederse herhangi bir ülkenin adaylığı kabul edilemeyeceği temel kuralı var. İsrail’in karşısında yıllardar İsveç ve Bazı Kuzey Avrupa ülkeleri, insan hakları ihlâlleri ve gelir dağılımındaki çok derin uçurumlar dolayısıyla çekinceler koyuyorlar. Maalesef Türkiye bu sene İsrail’in OECD üyeliğine ‘evet’ dedi, onay verdi. 27- 28 Mayıs 2010 tarihinde İsrail Paris’teki toplantısında OECD’nin yeni üyesi oldu” diye yakınıp, “İsrail’le ne ara bu kadar çok askerî ve ticarî anlaşma imzaladınız?” diye sormasıyla bu çarpıklık bir defa daha açığa çıkmıştı.
Türkiye’nin veto hakkını kullanmamasıyla İsrail’in OECD’ye üye olmasını nazarlardan kaçırıyor.  İsrail’in OECD’ye kabul edilmesinin diğer ülkelerde birlikte olduğu garabetini ileri sürerek, “Tek başına bir tasarrufumuz söz konusu olmamıştır” diyor.
Peki, o zaman Kurtulmuş’un bu tesbitlerine cevap veremeyen siyasî iktidar, son Gazze saldırısından sonra neden bu konuda bu tür çarpıtmalara ve yanıltmalara başvurur? Gerçekler bir bir ortaya çıktığı için mi?
Okunma Sayısı: 6273
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • MURAT RUTNEY

    23.7.2014 10:56:00

    CEVHER BEY,

    ALLAH SİZLERDEN RAZI OLSUN. YAZINIZLA BİLGİLENDİK.MAALESEF İSLAM DÜNYASININ BU DURUMA GELMESİNDE HALKA BAŞKA SÖYLEM PERDE ARKASINDA BAŞKA SÖYLEMLERİ YAPAN YÖNETİCİLERİN BÜYÜK PAYI MALUMUNUZDUR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı