Politik popüler gündem arenasında kaybolan kumar ve sanal kumar, Türkiye’deki en büyük sosyal facialardan. Ne yazık ki bütün iddiaların aksine şans ve talih oyunları, piyango toto-loto kumarı kat kat artmış.
Özelleştirileceği belirtilen piyango kumarı hâlâ devlet eliyle teşvik ediliyor. Tinerci ve tâcizcilerin kol gezdiği “yılbaşı kutlamaları”nın paravanında sefâhet ve rezâletlerin türediği bataklıklar âdeta korunup kollanıyor. Ahlâkî dejenerasyon, “yılbaşı çekilişleri”yle, devlet eliyle “piyango” ve “toto-loto şans ve talih oyunları ve bahis adı altında kumar çeşitleri son yıllarda daha da yaygınlaşmış.
Raporlara göre, kumar bağımlılarının dörtte üçü sanal ortamda kumar oynuyor. Önce bedava kumara alıştırılanlar, birkaç seans sonra “paralı kumar”ın pençesine düşüyor. Kısacası, reyting peşindeki başıboş ve sorumsuz televizyon yayınları ve internet, topyekûn toplumun sâdece maddî hayatını söndürmekle kalmayıp mânen de erozyona uğratıyor.
Birçok resmî ve özel araştırmaya göre, milyonlarca genç ve çocuk bir “tıklama” ile kolayca sanal kumarhanelerin kapısından girebiliyor. Çoğu yurtdışı kaynaklı porno, bahis ve kumar sitelerinin zebûnu oluyor. Rulet ve poker gibi oyunları oynayabiliyor; futbol, basketbol, at yarışı, boks ve tenis maçları için “iddia”ya girebiliyor. “Sanal tuzak” pazarının büyüklüğü ve kârı, ifsad işini üstlenen yabancı şirketlerin iştahını kabartıyor.
Ve bu vahametle “muhâfazakâr” olarak lanse edilen çevrelerin bu heyûlanın peşine düşmesi daha da ürkütücü. Bediüzzaman’ın tâbiriyle, en “mazbut” âileler bile “çocuklar ve serseriler gibi câzibedâr, sefîhâne ve sarhoşâne şâşaalı eğlencenin câzibesi”ne kapılıyor…
TÜRKİYE, KUMARDA DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ!
Tam bir “sanal tuzak” olan “internet kumarhâneleri” ürkütücü bir biçimde artmakta. Sanal kumar hilelerini, bilgisayar mühendisleri bile bulamıyor. Türkiye’de internet üzerinden kumar ve bahis oyunları oynayanların sayısının milyonları aştığı resmî rakamlarla ortaya konulmakta. Kredi kartlarıyla oynanan “iddaa” türü kumar ve bahisler binlerce vatandaşı iflâs ettirip tefecilerin eline düşürmekte. Kartların çoğunun bankalar tarafından hiçbir engel çıkarılmadan verilmesi, tehlikenin dehşetini ortaya çıkarmakta. Resmî tesbitlerle, online casinoların yıllık cirosu milyar dolarlara ulaşmakta. Europay’ın değerlendirmesiyle, Türkiye, dünyada Amerika’dan sonra en çok sanal kart kullanan ülke durumunda.
AKP iktidarı döneminde, ne yazık ki şans ve talih oyunlarına, piyango toto-loto kumarına kapılanlar, talih ve bahis oyunları ve kumar rantına göz diken yabancı şirketler ağı, yurt dışına para transferleri gibi kirli işler kat kat çoğalmakta. Gençler ve çocuklar kumar bağımlısı haline gelip, âile dramları yaşanmakta, yuvalar yıkılmakta, aileler dağılmakta.
Türkiye’de son on yıllık dönemde devletin “millî kumar teşkilâtları”nın spordan sanata birçok konuda sponsorluklar yaptığı; Millî Piyangodan İddaaya, Ganyandan Loto Totoya varıncaya kadar şans oyunu adı altında kumarda dönen paranın 9 milyar doları bulduğu belirtiliyor.
Özellikle Millî Piyango, İddia, Süper Loto, Ganyan, Şans Topu, Kazı Kazan, Sayısal Loto, 10 Numara, Ganyan gibi bahis oyunları bu dönemde yaygınlaştı. Bilhassa spor müsabakaları ve hassaten futbol maçları iddia oyunu ile “kumar aracına” dönüştürülüp devlet eliyle veya izniyle oynatılan kumarda Türkiye’nin 1 milyar dolarlık hacimle dünya üçüncüsü olduğu tesbiti yapılmış. (Araştırma: Fahri Sarrafoğlu)
İnternet üzerinden oynanan kumardaki para 3 milyar dolar ve sanal kumar oynayanların sayısı 1,5 milyonu geçmiş, ilköğretim ve liseliler kumar tehdidi altında.
“Talih kuşu kazandıracak” benzeri saptırıcı spotlarla, “parıltılı hayatlar” vaadiyle, “kısa yoldan zengin olma” heves ve hayalleriyle, başdöndürücü rakamlarla beyinler yıkanmakta. “Piyango şansı”yla “milyarder” olmuş yüzlerce “talihli” talihsizin şehâdetiyle piyango kumarı kaybettirmekte. Refah ve mutluluk getirmemekte, mânen ve maddeten de iflâs ettirmekte. En çarpıcısı da, “esas büyük pay”ı devletin kapması. Piyango hülyasına kapılan vatandaşların cebinden çekilen yüz milyonlarca liranın “kamu payı” adı altında “meşrûiyet”e gerekçe gösterilmesi.
KABAHATLER KANUNU İLE KUMAR ÖNLENEMEZ
Özetle kumarın popülaritesi arttırılmış, kısa yoldan zengin ve servet sahibi olma hevesiyle bir “eğlence aracı” haline getirilip, bağımlılıkla toplumsal bir âfete dönüştürülmüş. Casinolardaki kumarhanelere izin kaldırıldı, ama kahvelerde, derneklere bağlı lokal ve kulüplerde, “bitirimhane” olarak adlandırılan yerlerde yasadışı olarak yaygın şekilde kumar oynatıldığı herkesçe bilinmekte. İskambil, rulet, zar, spor bahisleri, oyun makineleri, piyangolar, tombala, borsa, beceri oyunları gibi çeşitli şekillerde toplumu kemirmekte.
Millî Piyango İdaresi’ne göre Türkiye’de “online casino”ların yıllık cirosu 1 milyar dolara ulaşmış. İngilizlerin Türkiye’de yaptığı bir araştırmaya göre ise bu rakam 5 milyar doları buluyor. Üstelik bu paradan vergi de ödenmiyor. Havale, kredi kartı gibi yollarla ciddî miktarda bir para, yurtdışına transfer ediliyor. Kumar oynayanlara ve bahisçilere ulaşmak ve ödeme ağından faydalanmak için sanal pos karşılığı bankalara 10 milyon dolar ücret öneris götüren şirketlerin olması, Türkiye’deki kumar pazarının ulaştığı boyutu gözler önüne sermeye yetiyor.
Ne var ki yasak sadece kâğıt üzerinde kalıyor. Caydırıcı yasaklar yok. Bazı bankalar, kumar borcu için müşterilerine hesap açıyor. Talih oyunları, kumar hastalıkları, talih ve huzur değil, felâketler getiriyor. Millî piyangonun trilyonluk çılgın çekilişlerinde milyonların âhı var.
Kumarın yaygınlaşmasına karşı yasalar yetersiz. Kumar oynayanlar ‘yere tükürmekle’ aynı kapsamda, yani Kabahatler Kanunu’nu ihlâlden yargılanıp, sadece 152 liralık para cezasına çarptırılıyor ve serbest kalıyor. Sonra farklı bir mekâna giderek kaldıkları yerden kumar oynamaya devam edebiliyor. (Zaman, 8.10.12)
Kabahatler Kanunu ile kumar önlenemez. Kumara ve sanal kumara karşı, etkin önleyici yasal tedbirlerin alınması ve toplumun aydınlatılması şart. Aksi halde kumar sosyal fâciası toplumu içten içe çökertiyor…