Görünen o ki Montrö Sözleşmesi üzerinden yeni tâvizlere hazırlanılıyor.
Aslında ABD’nin Montrö’yü delme komplosu ortada. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in, Aralık 2019’da Karadeniz ve Boğazlar’dan sorumlu olan Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli bir koramirale “Türkiye ve ABD donanmaları Karadeniz’de çok iyi şeyler yapabilir. Türkiye ve ABD istedikten sonra kimse bir şey yapamaz, tartışmalara Montrö Sözleşmesi prensiplerini dahil edelim” teklifiyle açıkça bildirilmişti.
ABD’NİN KARADENİZ’E AÇILMA PLÂNI
Daha önce “Türkiye’nin S-400’lere sahip olmaması gerekir. Türkiye’nin elinde S-400 yok diyebilmeliyiz. Yeni S-400 alımının ciddi sonuçları olacaktır. Türkiye S-400’lerden vazgeçmeli. Tek çözüm Türkiye’nin S-400’lere sahip olmamasından geçiyor” tehdidini savuran ABD Ankara Büyükelçisi Satterfield’in en son “bildiri”yle Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tartışmaları sürerken resmi Twitter hesabından “Çok sayıda ortak ve dost ülke, Karadeniz’deki #ExerciseSeaBreeze adlı tatbikatta birlikte yer aldı. Tüm bu milletlerin, Karadeniz’in dünyanın tüm milletlerine açık ve serbest olması umuduyla 20.’si gerçekleştirilen tatbikatta bir araya geldiğini görmek son derece etkileyici” paylaşımı ABD’nin “Montrö sözleşmesi plânı”nı açığa çıkarıyor. (gazeteler, 19.3.-5.4.2021)
Anlaşılan, “İsrail’in güvenliği”nin yanısıra “Montrö’nün ıskartaya çıkarılması, delinmesi veya gevşetilmesi”yle Bush’un Dışişleri Bakanı Rice’nin Fas’tan Afganistan’a yirmi iki İslâm ülkesini etnik ve mezhebi ayırımlar üzerinden iç savaş ve kargaşayla sürüklenecekleri tefrika fitnesiyle devletçiklere parçalayarak güdümüne alma emellerine ve enerji kaynaklarını hortumlama çıkarlarına müheyya haline getirme maksatlı “genişletilmiş büyük Ortadoğu projesi (BOP)” çerçevesinde ABD ile küresel işgal ve sömürgeci ortaklarının Karadeniz’e çıkmalarının önünün açılmasına çalışılıyor.
Özetle, ABD ile emperyal işbirlikçileri, Lozan ile oluşturulan Boğazlar Komisyonu’nu kaldırarak boğazların hükümranlığını Türkiye’ye veren, kıyıdaş olmayan ülkelerin gemilerine tonaj ve süre sınırlaması getiren “Montrö Boğazlar Sözleşmesi”ni devre dışı bırakm peşinde.
Zira ABD ile savaş müttefikleri, Karadeniz’de konuşlandıracakları gemilerden atılacak füzelerle, Ortadoğu’daki hedefleri hiçbir tehdide maruz kalmadan vurabilecek. Başta Ukrayna ve Kafkasya’daki ülkelerde Amerikan emperyal egemenlik projesinin devreye sokulması daha da kolaylaşacak.
DELİNMESİNE ZEMİN HAZIRLANIYOR…
Meclis Başkanı Başkanı Şentop’un katıldığı bir bir televizyon programında, “Montrö Sözleşmesi’nin de Cumhurbaşkanı tarafından feshinin teknik olarak yapılabileceği” cevabıyla ateşlenen tartışmada, en son “Daha iyisi için imkân bulana kadar Montrö’ye bağlılığımızı sürdürüyoruz” çıkışı, AKP iktidarında “Montrö tartışması” paravanında sözleşmenin delinmesine zemin hazırlandığını açığa çıkarıyor.
Belli ki aylardır Biden’dan beklenen telefonun gelmediği vetirede “ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA)” çerçevesinde ağır ekonomik yaptırımların yanısıra Türkiye’nin 2.5 milyar dolar ödediği S- 400 füzelerinin hangarlara kaldırılması, on iki milyar dolar yatırım yaptığı F-35 savaş uçağı programından çıkarılması tâvizleriyle yetinmeyen Ankara’dakiler, mâlum “bildiri” üzerinden yeni tâvizlere teşne olduklarının sinyallerini çakıyorlar.
Çarpıcı olan, içte ekonomik çöküşe, Güney Akdeniz’den Ege’ye, Libya’dan Suriye’ye tutarsız ve ufuksuz politikalarla saplanılan çıkmazlara ve ABD’nin yeni ve ağır yaptırımlarına karşı “ABD ile ilişkileri düzeltmek” uğruna “Montrö sözleşmesi” tartışmaya açılmasıyla altyapısının oluşturulması,.
Daha da çarpıcısı, Montrö Sözleşmesi’nin Karadeniz’i ABD’ye açmamasına karşı, ABD’nin “Karadeniz’in tüm ülkelere açık ve serbest olması” plânıyla Kanal İstanbul projesinin devreye sokulması!