Bir kişinin sevdiği kimse veya sevdiği iş sebebiyle gelecek sıkıntı ve zorluklara katlanması gerekir. Bu nedenle, güçlüklere katlanmasını anlatmak için, “Gülü seven dikenine katlanır” deriz.
Bu atasözü biz insanlara şu mesajı vermektedir. Hayatta hiçbir iş ve meslek kolay kolay elde edilemez. Çevremizde kusursuz insan arayanlara veya işlerinin sürekli tıkırında gitmesini isteyenlere böyle bir şeyin mümkün olmadığını anlatmak gâyesiyle bu atasözünü sıklıkla söyleriz.
Elbette kusursuz insan bulamayız. Kusursuz arkadaş arayanlar, arkadaşız kalır. Bu bağlamda dünya da; aldığımız her nefesle, attığımız her adımla imtihan olduğumuz bir yer olduğundan, elbette büyük sıkıntılar çekeceğiz. O sebeple şikayet etmek yerine, idare etmenin ve birbirimizi anlamanın yollarını aramalıyız.
Söz gelimi, toprakla uğraşanın biri sırf ellerim nasır tutuyor diye toprakla uğraşmaktan vazgeçerse, kendine başka bir meslek aramak zorunda kalabilir. Aslında bu her iş için böyledir. Zorluklarına, her işin katlanmak zorundayız. Hayatta başarı da, zoru başarmaktan geçer.
Zorluklara katlanmadığımız sürece, hangi iş kolunda çalışırsak çalışalım o işten verim alamayız. Üstelik insanî ilişkilerimizi geliştirmek için de aynı yolu izlemek zorundayız.
Yaptığımız her işimizde, insanî ilişkilerimizde ilk olarak kendi gönül dünyamıza ayna tutmalı. Hicbir zaman umutsuz olmamalıyız. Daima iyi ve çalışkan insanlarla güzel diyaloglar kurmalıyız. Her zorluktan sonra, daima bir kolaylık gelir. Çünkü, rahat zahmette; zahmet rahattadır. Hiç gül dikensiz olur mu? Her sıkıntı ve zahmetten sonra; daima kolaylıklar vardır.
İnsan gülü sever, dikeni sevmez. Ama gülü seviyorsak, rahatı seviyorsak, çalışmayı da sevmeliyiz. Evet gülü seven, dikenine katlanır. Çalışan kazanır, elması kızarır.