Şu dünya yurdu fanidir.
Ahiret yurdu ise baki ve daimî bir âlemdir. Dünya yüce Allah’ın kulları için hazırladığı bir imtihan salonudur. Öyle ise her ne şekilde olursa olsun Dünya’nın haram lezzetlerine başımızı sokmadan, istikbaldeki ebedî saadete karşı kayıtsız kalmak akıl kârı değildir.
Yunus Emre şöyle haykırır: “Ömrüm geçti hayfaki geç uyandım / Bu dünya bana baki kala sandım.’’
Ömür çabuk geçiyor. Ne yazık ki gafletle bu hayatı yaşıyoruz. Bu güzel dünya bütün şan ve şerefiyle aldatıcıdır. Mekkârdır. Bir lezzet verse bin elem takar, çektirir. Bir üzüm yedirse bin tokat vurur.
Şu âyetleri hatırlayalım: “Eğer bilseler gerçek hayat ahiret hayatıdır.’’(Ankebut Sûresi: 64) “Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın.’’ (Lokman Sûresi: 31) bu âyetlerle bizi daha uyanık olmaya çağırıyor.
“Dünyadaki hayatınızda sizin için güzel olan her şeyi harcadınız. Onların zevkini sürdünüz ki (Ahkaf Sûresi: 20) gibi âyetleri duyunca: Eyvah deyip pişman olacağız, fakat dönüş mümkün mü?
Bu hayat bizi kovmadan izzet ve şerefimizle iman hizmetine tam sadâkatle ve ciddiyetle sarılmalıyız.
Şair “Bana ne borandan kardan/ Ömür bir nefes derinden / Ne ağa der ne efendi / Merhameti yüreği yok” diyor.
Bugün dünyanın kirlerini ve günahlarını kemal-i izzetle ve şerefle terk etmeliyiz.
Hayrını al şerrinden kurtul.