Dağlar gibi yığılmış, sırtımdaki günahım,
Bu günahla varılmaz; ama Sensin, penahım.
Gazabını kuşatmış Senin gani gufranın,
Nâçâr olana meded şe’nindendir, Sultanın.
Âlemlerin Sultanı, cümle canın hâmisi,
Yerde gökte ne varsa, her hepsinin Sâni’si.
Sultanım ki, şefkati, deryaları taşadır,
O deryanın ehlini, Cennetlerde yaşatır.
Ümitsizlik yaraşmaz, Sultanımın kuluna,
Gönül versin, yeter ki; O’nun kutlu yoluna.
Affa mazhar olmaya, günahımız vesile,
Açılmadık kapı yok, yapışınca, İsmiyle.
Hayra ma’tûf ameller, bahçesinin kapısı,
Ötelerde, o yerler; tasvir olmaz, yapısı.
Sun’ eylemiş Sultanım, mü’min için, cinânı,
Âhiret de, bekliyor; Emre mutî cihânı.
Şu fakirin emeli, ol Makam’dan, affıdır,
Serdettiği bunca söz, ümidbeste kahrıdır.