Zaman, insanlık tarihinin tanığı olan olayların, kişilerin ve kavramların sürekli değiştiğine ve dönüştüğüne şahit olmuştur.
Ancak bazı temalar, yüzyıllar geçse de özünü korur. Ashab-ı Kehf kıssası ve Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’da işlediği gençlik kavramı, bu kalıcı konuların en çarpıcı örneklerindendir.
Ashab-ı Kehf, inançlarını korumak adına dünyadan soyutlanmayı ve mağarada inzivaya çekilmeyi göze almış bir grup gençti. Kur’ân-ı Kerîm’de anlatılan bu kıssa, zamanın ve toplumun baskılarına karşı direnişin sembolü hâline gelmiştir. Ashab-ı Kehf, gençlerin sadece bir isyan ya da cesaret örneği değil, aynı zamanda teslimiyet ve sabırla örülü bir inanç mücadelesinin simgesi olmuştur. Onlar, İlâhî yardımı beklerken gösterdikleri metanetle, asırlardır ilham kaynağı olmuşlardır.
Bediüzzaman, “Gençlik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinler.” der. Ona göre, bu hisleri doğru yöne kanalize eden gençler, hakikate hizmet eden kahramanlar olabilir. Fakat aksi halde, bu potansiyelin zayi edilmesi kolayca mümkün olur. Bediüzzaman, Gençlik Rehberi’nde, gençliğin ahlâkî ve manevî sınavlarına dikkat çeker ve Ashab-ı Kehf’in örneğini sunarak, gençlerin sağlam bir inanç temeliyle zamanın akışına karşı direnebileceğini vurgular.
Modern dünyada gençler, Ashab-ı Kehf’in fizikî mağaralarına benzeyen, fakat dijital ve soyut unsurlarla kuşatılmış “mağaralar” içinde yaşar hâle geldi. Sosyal medya, sanal kimlikler ve sürekli akan bilgi nehrinde boğulan gençlerin en büyük ihtiyacı, öz değerlerini ve hakikat arayışlarını hatırlamaktır. Bediüzzaman, gençliğin buhranları içinde, güçlü bir inançla tutunmanın yollarını gösterir. Bediüzzaman’ın çözüm önerileri, günümüzün karmaşık yapısı içinde basit ama derin bir anlam taşır. Bu da sabrı ve teslimiyeti öğrenmek, hakikati aramaktan vazgeçmemek.
Ashab-ı Kehf kıssası, Bediüzzaman’ın sunduğu mesaj ile birleştiğinde, gençlere umut ve direnç aşılar. Öyle ki, hem Ashab-ı Kehf’in kıssasında, hem de Bediüzzaman’ın tavsiyelerinde, gençlerin kendi “mağaralar”ına çekildikleri dönemlerde bile, inançlarını kaybetmeyerek günün birinde uyanacaklarına olan inanç dile getirilir. Bu uyanış, kişinin kendini keşfetmesi, manevî anlamda büyümesi ve topluma yeniden yön verici bir rol üstlenmesi anlamına gelir.
Bugün, Ashab-ı Kehf ve Risale-i Nur’-daki gençlik mesajı, değişen çağın karmaşıklığına karşı maneviyatın ve inancın sarsılmaz önemini hatırlatır. Gençlerin kendilerini izole hissettikleri, kimlik arayışına girdikleri ve zorluklarla karşılaştıkları her durumda, bu kıssa ve eser, yüreklerine cesaret ve umut aşılamaya devam edecektir.
Son söz olarak gençliğe Bediüzzaman’dan bir tavsiye olarak şunu söyleyebiliriz: “Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve ferâizle ziynetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.”