“Ey insanlar! Siz, “Ey îman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda giderseniz, yolunu şaşırmış kimselerin zararı size dokunmaz.”1 meâlindeki âyeti okuyorsunuz. Halbuki ben Peygamber aleyhisselâmın, “İnsanlar zalimi görürler de, zalimlerin zulmetmesine mâni olmazlarsa, Allâhu Teâlâ’nın bütün insanları azaba uğratması pek yakındır. “ buyurduğunu işittim, demiştir.2
Evet, “Zulme rızâ zulümdür.” “Zulmedenlere en ufak bir meyilde bulunanlara bile ateş dokunacaktır.”
Zulüm ve kötülükler karşısında susmak ve tepkisiz kalmak gayretullâha dokunur ve belâların gelmesine sebep olur.
Ayetler ve hadisler; tebliğ yapmayı kötülük ve zulümlerle mücadele etmeyi emreder.
Kötülük, günah ve zulümlerle; elimizle, dilimizle ve kalben buğzederek mücâhede etmediğimiz zaman âfet ve belâlardan kurtulamayız.
Kurtuluşun çaresi; kötülük, günahlar, zulümler ve ahlâksızlıklarla mücadele etmektir.
Bu görev her müslüman üzerine farzdır.
Cenab-ı Allah A’raf Suresi’nin 165. ayetinde: “Biz fenalıktan, kötülükten alıkoyanları kurtardık. Zulmedenleri, fısk ve günah işlemeleri sebebiyle şiddetli azaba dûçâr ettik.” buyurmuştur.
“Ey Peygamber! Sen emrolunduğun şeyleri açıkça bildir.”3
“Sizin içinizde iyiliğe ve hayra çağıran, ma’rûfu emir, münker ve kötülükten nehyedip alıkoyan bir taife bulunsun. İşte bunlar felâh bulup kurtulanlardır.”4
“Siz insanlar içinden çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği, güzelliği ve hayrı emreder, kötülükten nehyedersiniz.”5
“Mü’min erkekler ve mü’mine kadınlar; birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdır. Çünkü onlar; iyilikleri emredip kötülüklerden alıkoyarlar.”6
İman, ihlâs, istikâmet, sabır, metanet, kavl-i leyyin, tebliğ, tebşîr, emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker, adalet, şevk, ümit, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.
Dipnotlar:
1- Mâide Suresi: 105
2- R.Sâlihîn, c.1/195
3- Hicr Suresi: 94
4- Âl-i İmran Suresi: 104
5- Âl-i İmran Suresi: 110
6- Tevbe Suresi: 71