Bir kardeşimiz, yayın politikamız hak-kında özetle, “…Siyasî bir partiyi zaman zaman çok ön plana çıkarması… bu konuda aynı fikirde olmayan muhafazakâr grupları rahatsız ediyor. Tabiî ki bu bir tercih meselesi ama iman ve hakikati bu kadar yalın ve cesurca anlatan bir gazetenin bu kadar siyasallaşması, akıllara ‘bu doğru bir yöntem mi?’ sorusunu getiriyor... Yıllarca tarafgir olmanın ve hizipleşmenin sıkıntısını çektik, hâlâ da çekmeye ediyoruz.” dedi.
İlk tepkimiz, Bediüzzaman’ın, “Herkesin bir fikri var…”1 “Ve illâ hürriyet var; tahakküm yoktur...”2 sözüyle olacak.
Bediüzzaman’ın vefatı 1960’tan günümüze 64 yıldır Risâle-i Nûr okuyan, müzakere, mütalaa eden, akademik çalışmalar yapan, yüzlerce şerh ve izah kitapları yazan; siyasi duruşunu UM belirleyen Yeni Asya’nın da bir fikri var; bin fikri var! Ve bu fikrini, yayın politikasını, “Nur cemaatinde meşveret ve istişare esastır. Siz, meşveretle ne lazımsa yaparsınız.”3 Aranızda münakaşasız bir meşveret ediniz. Kararınızı kabul ederim…”4 “Benim de şimdi bir reyim var.”5 direktiflerince belirler.
Aynı tenkitleri yapan bir akademisyenin “Risâle-i Nûr’u okumaya ve anlamaya çalışıyorum!” sözünden hareketle konuyu kendisinin şu cümleleri zaviyesinden de ele alalım şimdilik: (Bediüzzaman) “Bir mühendis, bir psikolog, bir fizikçi, bir teolog vs. olmamasına rağmen metinler üzerinde verdiği örneklerle bu saydığım branşların uzmanlarına taş çıkartacak örnekler vermeyi başarmıştır. Hemen her branştaki kişinin Risale-i Nurlar’dan kendince alabileceği örnekler vardır. Kendi mesleğim (tıp) açısından ben de Risale-i Nurlar’dan çok istifade ediyorum… Bu anlamda Hastalar Risalesi başlı başına bir hazine niteliğinde.”
Risâle-i Nûr, “kendi branşı ve mesleği” tıpta bile bir hazine ise, Kur’an ve Sünnet-i Seniyyenin bu zamandaki içtimâî/siyasî ölçü ve stratejilerinde hazineler hazinesidir! Hastalar Risalesini başkalarıyla saatlerce müzâkere ve mütalâa ettiği gibi, Lâhikalar’ı, en azından içtimâî/siyasi görüşlerinin toplandığı Beyanat ve Tenvirleri de etmeli. Mübalâğasız; dünya siyaseti mevzuları adedince hazinelere ulaşacak! Ki, Alay müftüsü Osman Nuri Efendiye;
“Üstadı sizin hâfızalarınız anlamaz! Üstad acaip bir insan. Sizler Risale-i Nur’u anlayarak okuyun. İşte görüyorsunuz; Fevzi Çakmak’la her gün beraberiz. Çeşitli mevzuları, hattâ dünya ahvalini görüşüyoruz. Sizin Üstadınızda öyle bir dehâ, öyle bir kabiliyet var ki, dünyadaki devletlerin siyaseti Üstada verilse hepsini idâre eder.”6 dedirtmiştir.
Dipnotlar:
1-Divan-ı Harb-i Örfî, s. 39.; 2-Muhakemât, s. 128.; 3-Münazarat, s. 49.; 4-Şualar, s. 289.; 5-Hizmet Rehberi, s. 175.; 6-Necmeddin Şahiner, Aydınlar Konuşuyor, s. 303.