Bir meseleyi enine-boyuna müzakere etmek demek olan meşveret danışma, katılım, ortak akıl, kollektif şuûr ile ehlinin fikirlerinin alınması, alternatif düşüncelerin ortaya konması, mihenge vurma, şeffaflık, sorgulama ve kararın eksere göre verilmesidir.
Meşveret, “Veşavirhum fil-emri/Ve işlerde onlarla istişare et./Ve emruhum şûra beynehum/Onların aralarındaki işleri istişare iledir.’1 âyet-i kerîmelerinin tecellîsidir ve meşveret-i şer’iyedir (Şer’î Meşveret, Şeriata uygun Meşveret demektir).”2 “Meşrûtiyet (demokrasi, parlamenter sistem), adalet ve Şeriattır.”3
Meşveret, fikir hürriyetinin bir gereğidir ve “Hürriyet imanın hassasıdır (özelliğidir).”4 Öyle ise, meşrûtiyete (meşverete, demokrasiye) çalışmak imana ve hürriyete çalışmak, demektir.
Meşveretlerle “Ahkâm ve hukuk ise, zâten tebeddül etmez (değişmez); tatbikat ve tercihâttır ki, meşverete ihtiyaç gösterir.”5 Yani, farzlar, hükümler, haklar, hürriyetler meşveret edilemez! Sadece hukuk ve hükümler nasıl tatbik ve tercih edilececeği meşveret edilebilir. Meselâ, “İkra (oku!)” bir emirdir. “Okuyalım mı, okumayalım mı?” diye meş-veret edilemez! Ancak, “Neyi, ne zaman ve nasıl okuyalım?” hususları meşveret edilebilir.
Asr-ı Saadet meşveret sistemini çağımıza taşıyan Bediüzzaman, yukarıda zikrettiğimiz, “Ayetlerin emriyle, kardeşlerimle bir meşve-rete muhtacım.”6 der, Kur’an ve Sünnet-i Seniyyenin meşveret ölçü ve prensiplerini ortaya koyar. Birincisi şudur:
“Eşhâsın (şahısların) keyfine tebaiyet edilmez ve etmeyiz!”7 Zira, kişi, bir akıl, iki göz, iki kulakla değerlendirir. Ama, meşveret yüzlerce, binlerce akıl, on binlerce kulak ve göz ile değerlendirir elle çalışır.8 “Evet, meşruti- yettir; her şeyde meşveret hükümfermadır (hüküm süren, yönetendir). Efkâr-ı umumiye (kamuoyu) dahi didebandır (gözcüdür, gözetleyicidir).”
• “Nur cemaatinde istişare ve şer’i meşveret esastır.”9
• Her meselemizde emir, Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsini temsil eden has şakirtlerin ve sizlerindir. Benim de şimdi bir reyim var.”10
• Medâr-ı nizâ (tartışma sebebi) bir mesele varsa meşveret ediniz.”11
•“Meşverette hüküm eksere göre verilir.”12
Unutmayalım, meşveret bir emir ve ibadettir. Vazifemiz onu ifâ etmektir; illâ sonuç almak değildir! Kabul edecek ve sonucunu halk edecek olan O’dur.
Dipnotlar:
1-Al-i İmran Suresi, 159., Şûra Suresi, 38.; 2-Münâzârât, Enst./inter., s. 23.; 3-Divan-ı Harb-i Örfi, s. 23.; 4-Münâzârât, s. 59.; 5-Münâzârât, 41.; 6-Emirdağ Lâhikası, s. 23.; 7-bknz., Mektubat, s. 417.; 8-bknz., Lem’alar, s. 165.; 9-Hizmet Rehberi, s. 175.; 10-Emirdağ Lâhikası, s. 195.; 11-Kastamonu Lâhikası, s. 181.; 12-Münâzarât, s. 81.