Yapılan araştırmalara göre son 20 yılda bilimde, sanatta, teknolojide, ekonomide, hatta dini hayat ve ahlâkta çok büyük düşüşler yaşandı.
Meselâ, ODTÜ, dünyada 85.inci sıradan 801.inci; İTÜ 150.inciden 850.inci; Boğazici 137’den 650.inci sıraya düşmüş! Zira, ne kadar ilim, o kadar sanat, teknoloji, ekonomi, ticaret, hukuk, yönetim…
Türkiye’de 51 milyon 600 bin kişinin açlık sınırının altında yaşadığı tespit edildi. BM 2023 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nun Sıfır Açlık hedefine yönelik verilere göre; Türkiye’nin yetersiz beslenme yaygınlığı oranı yüzde 2,5. Açlık sınırı 20 bin, yoksulluk sınırı 62 bin lirayı aşmış durumda.
Ekonomik hayatın içinden gelenin, yarım asrı aşan ticaret erbabı, “Bugüne kadar muhtıracı, darbeci, Kemalist jakobenleri ve bilimum müstebit siyasetçiler dair bu iktidar kadar faiz teşvikçisi ve ülkeyi ahtapot gibi sarıp inhisar altına alana şahit olmadım… Güya dindar iktidar varmış amma bunun düşük faizi faiz değilmiş hilesi ile toplum faize bulaştırmıştır.”1
Yüksek enflasyon, faiz, zam ve pahalılık-bunlar kasıtlıdır-en çok kazanan bankalar, büyük şirketler. Fert, aile ve toplumu büyük kesiminin açlık ve yoksulluk sınırının altında kalması hakikî dindarlık kalitesinin çok düşük olduğunu göstermiyor mu? Anketler 2002 öncesi ile 2023 arası ahlak ve dindarlığın çok büyük düşüşler olduğunu gösteriyor. Çünkü, “Komşusu açken tok olarak yatan bizden değildir.”2 denmiyor mu? Dindarlık değil, “Ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne? Sen çalış, ben yiyeyim!”3 felsefesi hâkim!
Zulüm ve yağmaların ayyuka çıktığı bir toplumda hakikî dindarlık sınırın altında demektir! Namaz ve dindarlık söylemleri ise, riyadan ibarettir! “Yazıklar olsun şöyle namaz kılanlara ki, kıldıkları namazdan gâfildirler. Gösteriş için ibâdet yaparlar.”4
2004’lerden beri toplumun iktidar eliyle kutuplaşmanın içine sürüklenip fertlerin fertlere, ailelerin ailelere kırdırıldı. Bu “dinin ve dindarlığın içini boşaltmak” içindi. Darbe ürünü ve BOP projesi olarak AKP iktidara sürülürken bunları anlatmaya çalıştık! Şimdi çok üzgün ve pişmanım ki, ne diye daha çok çalışmadım! Daha şiddetle ikaz etmedim!
Çok üzgünüm, çok pişmanım ve çok özür dilerim!..
Dipnotlar:
1-Hüseyin İlhan/YK/20.6.2024.; 2-Hakim, Müstedrek, 4/183, h. no: 7307.; 3-Mektûbât, s. 264.; 4-Maun Suresi, 4-6.