AKP Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan sosyal medya hesabından şu duyuruyu yapıyor:
“Balıkesir İl Gençlik Kolları Başkanlığı Mert Nazmi Vizili’ye emanet. Kardeşimize yeni görevinde başarılar diliyorum. Görevi devreden Gençlik Kolları MKYK Üyemiz Muhammed Zahid Bayram kardeşimize gayretlerinden ötürü teşekkür ederim. Balıkesirimize hayırlı olsun.”
Balıkesir’e hayır işlerini bilmeyiz, ama bu “atama”nın demokrasimize çok faydalı ve milletimize çok hayırlı olacağı kesin.
Zira bu atamayla “takke düşüren bir icraat” daha yapmış oluyor AKP.
Hem de gençleri eliyle…
Zira Mert Nazmi Vizili Balıkesir AKP Gençlik Kolları Başkanlığı’na atandıktan sonra meraklılarınca hakkında yapılan açık kaynak arama ve araştırma faaliyeti sonucunda bir de görülüyor ki geçmişte AKP’yi ve Erdoğan’ı eleştirmiş, biralı küfürlü tweet’ler atmış.
(CHP’liler de yakalayınca dalgasını geçmeye başlıyor.)
Düşünebiliyor musunuz AKP’nin sayesinde ülkemizin demokraside geldiği noktayı.
AKP bir muhalifini daha ikna edip AKP’ye katmayı başarıyor.
Ya da AKP o kadar demokrat ki kimseyi fikirlerinden ve eski fikirlerinden dolayı yargılamıyor. Kiminle olsa beraber çalışabiliriz diyor.
Desek de …
Tam öyle değil galiba!
Zira haberler doğruysa muhalif tweet’leri ortaya çıkan yeni İl Gençlik Başkanı hesabını kapatmış.
Bu genç Balıkesir’in Sındırgı’sına bağlı Mandıra Beldesinin AKP belde teşkilâtının üj bej gençten oluşan gençlik grubunun başkanı değil.
Koskoca Balıkesir Gençlik İl Başkanı.
Habere göre aslında “hesabını kapatmak zorunda kalmış”.
Bundan ne anlayacağız?
AKP’nin mazisi, istikbali hakkında çok bilgi veriyor. Alana ve anlayana.
Öncelikle AKP’nin “adam bulmak” konusundaki sıkıntılarını dışa vuran bir örnek bu.
Bilhassa gençlerden adam bulmak konusunda bu ölçüde sıkıntı çeken bir partinin taşra teşkilâtının, üstelik iktidar nimetlerine rağmen, ne durumda olduğunu tahmin etmek mümkün.
İkincisi ise bulduğu adamların omurgalı duruş sahibi olup olmadığı meselesi.
AKP’de görev alınca eski tweetlerini gizleyecek kadar kendine güvensiz gençleriyle AKP öncülüğündeki demokrasi nereye gider?