Bir kaç gündür yazılı ve görüntülü medya allayıp pullayacağı bir malzeme daha buldu: Kadınlı erkekli yanyana kılınan cemaat namazları.
Evet, hem de yüksek öğrenim görmüş, bazıları birkaç dil bilen bir grup, bilmem ne tarikatı üyeleri caminin arka kısmında baş açık kadınlı erkekli vaziyette cemaate uyuyorlar.
Medyanın da başka işi yok. Ciddî, önemli bir gündem bulamadıkları için dört elle buna sarılıyorlar. Televizyonlar onları konuşturmak için can atıyor, kendilerince ilginç bir haber bulduklarına inanıyorlar.
Yoksa gündem mi saptırılıyor? Perde arkasında ciddî, önemli, büyük bir kısım dolaplar döndürülüp de milletin ilgisini başka yönlere çekmek için bir kısım yemler mi atılıyor? Hani diktatör Franco, “Bana öyle bir uyku tulumu yapın ki millet uyanmasın” demiş ve yaptırttığı dev stadyumla milleti meşgul edip yıllarca uyutmuş ya!
Bunlar da bir uyutma taktiği mi?
Yoksa bir kısım çevreler ülkemizde ve dünyada İslâmın kökleştiğini, kuvvetleştiğini görerek onu hafife alıp güya ılımlılaştırma niyetleriyle saptırmak mı istiyorlar?
İnsî ve cinnî şeytanların görevlerini yapmaları kadar tabiî ne olabilir? Hayat dini olan İslâmın toplumda taban bulmasından elbetteki şeytan ve şeytandan ders alanlar hoşlanmayacaklardır. Akılları sıra onu alaya alarak çökertecekler; gelişmesini, yayılmasını önleyeceklerdir. Kimi kadınlara ezan okutturacak, kimi kadınlara cemaatle namaz kıldırttıracak, kimine de daha başka şeyler yaptırttıracaklardır.
Sağlıkla oynanmadığı gibi dinle de oynanmaz. Herkes bilir ki en küçük dünyevî meselelerin bile belli kuralları, esasları olduğu gibi İslâm gibi çağlara ışık tutmuş yüce bir dinin de kendine göre uyulması gereken bazı esas ve prensipleri vardır. Kişinin kafasına göre değil, kuralları neyse ona göre hareket etmesi gerekirken, “Benim kalbim temiz!” teraneleriyle ortaya çıkmanın iyi niyet ve samimiyetle bir ilgisi olabilir mi?
Samimî insana düşen, eğer gerçekten inanıyorsa o dinin esaslarını öğrenmek ve uymaktır.
Hayat, elmasla kömürü ortaya çıkarma imtihanı. Bütün bu çalkalanmalar gerçeği araştıran insanlar için kamçı olup doğruları bulma vesilesi olacak, maksatlı kimseler de niyetlerinin aksiyle tokat yiyeceklerdir.
Evet, ruhlara, kalplere, akıllara, hislere hitap edip doyuran İslâmı yakından tanıyan insanlar ona dört elle sarılarak gayri ciddî, lâübalî insanların saptırmalarına en güzel cevabı vereceklerdir.
Güneş hiç balçıkla sıvanır mı?
28.01.2006
E-Posta:
[email protected]
|