Çocuğunuz çok mu öfkeli!
Hepimiz zaman zaman sosyal ve ruhsal etkenler sebebiyle kontrol dışı oluruz. Bir yetişkinin bu fıtri durumda nasıl davranacağı, mantıki muhakeme neticesinde kişiliğine uygun bir tavırla belirlidir. Henüz muhakeme ve davranış kontrolünün nasılını sorgulayamayacak yaşta olan çocuğumuzu yönlendirmek, anne-baba vazifesidir. Çocuklar öfkelendiklerinde saldırgan davranışlar gösterirler. Eğer bu duygularını olumlu yöne kanalize edersek olumsuz davranışlardan uzak durabilirler. Hareketlerine, düşüncelerine kısacası kendi dünyasına şekil veren çocuk, model olarak anne babayı seçer. Çocuğun öfkesi karşısında anne-baba sakinliğini koruyabilir, anlayışla yakalaşabilirse gelecekte çocuğunun sorunlarla baş edebilmesinde yardımcı olur. Zira kendine güvenen kimseler öfkelerini kolaylıkla denetim altına alabilirler. Sakinliğin yanı sıra yapabileceğimiz pratik alıştırmalar da önerilebilir. Bir öfke krizi sırasında onun için neler yapabilirsiniz?
nDokunmak, sevgiyi hissettirmenin en etkin yoludur. Ve bütün çocuklara ulaşmada en etkili araçtır. Kucaklamak, başını okşamak, avuçlarını sadece ellerine almak vs. gibi bedensel temas desteğin, varlığı hissettirmenin alamet-i farikasıdır, öfkeyi dindirebilir.
nBu öfke nöbeti karşısında sükuneti korumanın yanı sıra öfkenin kaynağı ve “niçin”ini anlamaya çalışmak çocuğu anladığınızı hissettirmek onu sakinleştirebilir.
nÇocuğunuz bütün lisan-ı kal ile yaptığınız davranışlara tepkisiz kalıyorsa müspet cevap vermek yerine, o halde onu sakinleşinceye kadar yalnız bırakabilirsiniz. Ve sakinleşince yanınıza gelmesini ondan isteyebilirsiniz. Davranışlarındaki yanlışlıkları anlatmak için ise sakin olduğunuzu hissettiğiniz an uygun bir üslupla ifade edin.
nKomik sözler sarf etmek, bazen ani duygu değişimlerine sebep olabilir. Çocuğunuz dilinizi anlamıyorsa siz onun diliyle onu anlamak durumundasınız. Çocuğunuzla birlikte komik sözler bulabilirsiniz ve öfkelendiğinde o kavramın çocuk zihninde komik bir şekilde algılanmasını sağlayabilirsiniz. Mesela kazak... Çocuğunuz bundan sonra birisine kızarsa onu sadece ‘kazak’ diye adlandırmasını ve hayalinde yırtık pırtık bir kazak olarak canlandırmasını sağlayabilirsiniz. Sizi güldürmeyen çoğu şey çocuğunuzun duygularını değiştirebilecek etkiye sahiptir.
nBir çekmecede birkaç tane balon bulundurun. Çocuğunuz öfkelendiğinde bu çekmeceden balon alıp şişirsin, vursun, yumruklasın, hatta bir iğne alsın ve patlatsın. Böylece enerjisini, öfkesini o esna da zararsız bir şekilde çıkarmış olacaktır ve rahatlayacaktır.
nKüçük toplar haline getirilmiş gazete kağıtları ile bir kova dolu olarak hazır tutulsun. Çocuğunuz öfkelendiğinde bu öfke kovasının yanına gidip içinden gazete kağıtlarını çıkartıp, onları tekrar avucunda sıkarak kovaya hızla geri atmalıdır. Ne kadar sert atarsa kendisine o kadar yüksek bir tını ile cevap gelecektir. Birkaç atışla öfke azalır.
nBir diğer öneri; spor, çocuğun enerjisini de boşaltması ve rahatlaması için bir aktivite de bulunmasını sağlar. Futbol, basketbol, voleybol, tenis vb… faaliyetlerde bulunmak çocuğa maddi mânevî sağlık açısından faydalarda bulunabilecek aktivitelerdir.
nÖfkelendiğinde dışarıda çıkarabilirsiniz. Onunla bir yürüyüş veya herhangi bir oyun (koşu yarışı, yakalamaca vs...) oynayıp rahatlamasını sağlayabilirsiniz.
nSaldırgan bir tutumda bulunan kişi bu davranışı yüzünden siniri ikiye katlar. Kim hoşgörülü, sakin bir tutumla karşılanmak istiyorsa o da öyle davranmalıdır. Bunu çocuğunuza küçük bir oyunla gösterebilirsiniz. Bu oyun tecrübe edilerek istifadesi oldukça fazla görülen bir oyundur.
Çocuğunuzun karşısında bir ayna gibi dikilin. Çocuğunuzdan bazı hareketler yapmasını isteyin, farklı konuşma biçimleri de denettirin. Sonra da sıra size gelsin. Birlikte gösterilebilecek her davranışı uygulamayı deneyin. Örneğin, gülümseyerek bakın, el sallayın, dil çıkarın, nanik yapın, dişlerinizi gıcırdatın, ona yumruk sallayın, güzel sözler kullanın, bağırın, tehdit edin vb... Bu davranışlar içinde en saygılı, dostça duygular hissettirdiğine inandığı davranışlardan beğenmediği davranışlara doğru sıralama yapmasını isteyin. Ve sonra sizde olmasını istemediği davranışları ona söyletin. Siz o davranışları yaparken onun neler hissettiğini anlattırın.Ve çocuğunuz öfkelendiğinde yanlış davranışlarda bulunmadan önce bu oyunu oynamaya onu davet edin. İstenmeyen davranışlarını kendiliğinden daha kolay bulacak ve değiştirecektir. Ayrıca böylece çocuğunuza davranışlarının başkalarını ve onu nasıl etkilediğini göstererek, ona anlayışı ve başkasının duygularını anlayabilmeyi öğretmiş olacaksınız.
En önemlisi de ne kadar önemli (!) olduğunu iddia ettiğiniz işiniz olursa olsun çocuğunuza duyarsız kalmayın. Bir anne-babanın dünyadaki en önemli işi çocukları olsa gerek, onun ötesi yok. Zira bütün dünyalarını çocuklarının yaşamları üzerine kurdukları gerçeği göz ardı edilemez.
“Merhamet şebekelerinin kurulduğu” bir dünya için küçük zamanları ve onların dünyalarını önemsemek zorundayız!
|
Hilal Çorbacıoğlu
25.01.2006
|
|
Sağlıklı vücut postürleri
Postür nedir?
Neden önemlidir?
Postür, vücudun her kısmının, kendisine bitişik segmente ve bütün vücuda oranla en uygun pozisyonda yerleştirilmesidir.
Postürün düzgün olmayışı zamanla kas ve eklemlerde kalıcı değişikliklere ve bunlarda birçok farklı hastalığa sebep olur.
Bu yüzden düzgün postür bilinmeli ve hayat boyunca dikkat edilmelidir.
Nasıl uyumalı?
Omurganın uyku sırasında dinlenebildiği ve rahatladığı yatış sırtüstü ve yan yatıştır. Yüzüstü yatış omurganın dinlenmesine olanak vermez.
Sırtüstü ve yan yatışta da vücut kısımları yastıklarla desteklenirse daha rahat bir yatış sağlanır.
Masa başında otururken
nelere dikkat etmeli?
Masa başında otururken omurganın mümkün olduğunca eğilmemesine ve dik durmasına, masa ve sandalye yüksekliğinin buna göre ayarlanmasına ve mümkün olduğunca masaya yakın çalışılmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca sandalye bel kavisini destekler tarzda olmalı, ayaklar altına 5-10 cm yüksekliğinde bir cisim konulmalıdır.
Bedensel olarak çalışanlar;
aman postüre dikkat
Cisimleri bir yerden başka bir yere taşırken belinizin eğik değil de dik pozisyonda olmasına dikkat ediniz. Herhangi bir ağırlığı taşımanız gerekirse yükü vücudunuza simetrik olarak paylaştırdıktan sonra taşıyınız.
Yerden bir cismi alırken dizlerinizi kırınız ve çömelerek alınız. Bir eşyayı alırken ona doğru uzanmayınız, yanına iyice yaklaşınız ve öyle alınız. Ağır bir cismi bir yerden bir yere çekerek ve iterek tek başınıza götürmeyiniz.
Yemek yerken postür
nasıl olmalı?
Masa başında veya yerde yemek yeme sırasında omurga mümkün olduğunca dik durmalıdır. Yemek üzerine eğilmemeli, yemek ağız seviyesine getirilmelidir.
Ev hanımları
nelere dikkat etmeli?
Cisimleri bir yerden başka bir yere taşırken belinizin eğik değil de dik pozisyonda olmasına dikkat ediniz.
Hafif dahi olsa yerden bir cismi alırken dizlerinizi kırınız ve çömelerek alınız.Bir eşyayı alırken ona doğru uzanmayınız, yanına iyice yaklaşınız ve öyle alınız .
Ağır bir cismi bir yerden bir yere çekerek veya iterek tek başınıza götürmeyiniz.
Ütü yaparken tek ayağınızın altına 15-20 cm yükseklikte bir cisim koyarak hafifçe yükseltiniz, belinizin rahatladığını göreceksiniz.
Elektrik süpürgesiyle veya paspasla yerleri temizlerken öne doğru eğilmeyiniz ve belinizi dik tutmaya gayret ediniz.
Raflardan kitap veya herhangi bir eşyayı alırken önce ayağınızın altına yükseltici bir şey koyunuz ve o eşyanın hizasına yükseldikten sonra alınız.
|
Ali Osman Selçuk
/ selcuk1876@mynet
25.01.2006
|
|
AİLE HABER... AİLE HABER... AİLE HABER... AİLE HABER... AİLE HABER...
Çocuk yaptığı resimle konuşur
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Boğa, çocukların resim yaparken kullandıkları renkler ve şekillerin ruh hallerini yansıttığını bildirdi.
Boğa, özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların yaptıkları resimlerin çoğu zaman dış dünyadan çok iç dünyalarını yansıttığını vurgulayarak, “Bu dönemde çocuklar kırmızı olan bir eşyayı sarı olarak boyayabildiği gibi örneğin bir kediyi çok farklı çizerek onun kedi olduğunu söyleyebilir’’ dedi.
Bir çocuğun yaptığı resme bakarak onun iç dünyası ile ilgili ipuçlarına ulaşılabileceğini söyleyen Boğa, ‘’Çocuklar resimlerinde isteklerini, öfkelerini, kaygılarını, nefretlerini, sevgilerini, sevinçlerini renk ve şekiller yardımıyla yansıtırlar. Siyah, kahverengi, gri, mavi, mor ve tonları çocuğun melankolik ruh halini, kırmızı, yeşil, sarı, turuncu gibi canlı renklerin ağırlıklı olarak kullanması ise çocuğun mutlu ve huzurlu bir çocukluk geçirdiğini gösterebilir’’ dedi.
Şekillerin de çocuğun ruh halini yansıtmada önemli olduğunu belirten Boğa, sevmedikleri kişileri küçük veya canavar gibi, sevdikleri kişileri ise büyük ve güzel çizdiklerini, zarar vermek istedikleri kişileri ise resmederken, düşüncelerini başka bir canlıya yaptırdıklarını belirtti.
Fast-food alışkanlığı
büyük bir tehlike
GAZİANTEP - Beslenme fazlalığının, yetersizliği kadar önemli bir sorun olduğu, bu nedenle çocukların fast-food beslenmeden uzak tutulması gerektiği bildirildi.
Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Coşkun, yaptığı açıklamada, beslenme fazlalığının son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) çok daha ciddi bir sorun olduğunu, Türkiye’de de özellikle kentsel bölgelerde obeziteye meylin arttığını belirtti.
Yetersiz beslenme nedeniyle çocukların gelişiminin geri kaldığının görüldüğünü, ancak bunun yanı sıra obezitenin de ilerlediğini anlatan Coşkun, fast-food alışkanlığının obezitenin başında geldiğini, tüketimi kolay, ayaküstü hızlı yenilebilen ve lifli gıdalar içermeyen bir gıda türü olduğunu bildirdi.
“Önceki yıllarda bize gelen aileler daha çok çocuklarının kilo almadığından şikayetçi olurdu. Günümüzde ise zayıf çocukların aileleri kadar, kilolu çocukların aileleri de obezite şikayetiyle başvuruyorlar. Obezite artık ülkemiz içinde sorun olmaya başladı” diyen Coşkun, kolay bir çözüm de sunuyor.
Lahmacunu sevdirin
Prof. Coşkun, Türkiye’de fast-food türü yiyeceklerin yerine doğal gıdaların bulunduğunu, kaydederek, ‘’Çocukların, fast-food gibi besin değeri olmayan yiyeceklerin yerine, besin değeri yüksek ve lifli gıdaların bulunduğu lahmacunu yemeleri sağlanabilir’’ dedi. Lahmacunun içinde domates, biber, maydanoz gibi lifli gıdalar ile karbonhidrat ve proteinin bulunduğunu, fast-food türü yiyeceklerin, lahmacunun yerini asla tutamayacağına dikkat çeken Prof. Dr. Coşkun, sözlerini şöyle tamamladı:
‘’Fast-food türü yiyecekler özellikle okul çağındaki çocuklar için ciddi bir problem. Bu nedenle fast food yerine çocukların daha yavaş ve tabakta yenebilen, içinde lifli gıdaları barındıran gıdalarla beslenmelerini sağlamak gerekiyor.’’ (aa)
Allah kendi ile ilgili haklardan feragat eder, fakat…
Allah kendi ile ilgili haklardan feragat eder, fakat insanların haklarının çiğnenmesi hususunda aynı anlayışı göstermez. Bizim, Allah’a karşı işlediğimiz suçlar affedilir cinstendir.(Aslında affedilebilir hale getiren günahın şekli veya ehemmiyeti değil, Allah’a karşı işlediğimiz suçlarda Allah’ın mağfiretinin genişliğinden istifade ediyor olmamızdan ileri gelir. Ancak bunu da bir teminat bilip genellememiz mümkün değildir.) Ama birbirimize karşı işlediğimiz suçlar Kâinatın Yaratıcısı, Ayakta Tutanı ve Koruyucusu tarafından hemen affedilebilir şeyler değildir (Kişi haklarının Allah’ın teminatı altında bulunmasından dolayı). Peygamberimizin bu konuda şöyle dediği rivayet edilir: “İçinizden en iyiniz, eşine karşı en yumuşak olanınızdır.” (Çünkü dinimizce her iyilik, her kötülük küçük daireden, genişleyerek gider.) Aynı prensipten hareketle “en kötü” Müslüman da, eşine karşı kötü davranan Müslüman olmalıdır.
Aslında kadınlara kötü davranılmasının iki sebebi vardır: Birincisi, Kur’an’ın ve peygamberin anlattıklarının yanlış anlaşılması veya göz ardı edilmesi, ikincisi ise insan tabiatında bozulmaların meydana gelmesidir.
(Allah’ı Hatırlamak, Gai Eaton)
|
25.01.2006
|