Kader meselesinde anlamakta zorlandığımız noktalardan birisi de, değişip değişmeyeceği hususudur. Oysa, çok basit bir mantık yürütme ile anlayabiliriz:
Bu “İnsanın kaderinde, eğer değişiklik kaderde varsa değişir, yoksa değişmez!” şeklinde formüle edilebilir. Ancak, bu değişiklikler, her şeyin nihâî olarak yazıldığı “Levh-i Mahfûz” için söz konusu değildir. Kur’ân, bunu bize şöyle açıklar:
“O dilediğini siler, dilediğini bırakır. Yanında değişikliğe uğramayan bir levhi mahfûz (her şeyin yazılıp kaydedildiği, muhafaza edildiği, korunduğu, saklandığı levha) vardır.”1 Bir hadis-i şerîfte de, “duânın kaderi geri çevireceği”2 belirtilir.
Kadere imân esasında, Cenâb-ı Hak’kın “Fâil-i muhtar” ve “Mürîd” olduğunu, dilediğini, dilediği şekilde yapabileceği hakikati de vardır. Diğer taraftan, “Âlim-i Mutlak”tır; ezelden ebede her şeyi bilir, hiçbir şey Onun ilminin haricinde değildir. Önceki halleri de, nihâî durumları da, değişip-değişmeyecek, silinip-silinmeyecek meseleleri de bilir ve değişikliğe uğratmadığı “Levh-i Mahfûz”da yazılıdır.
Âyet-i kerîme ve hadis-i şerîften de anlayabileceğimiz gibi, her şeyi takdir eden Kadir-i Mutlak ve her şeyi bilen Alim-i Mutlak’ın iki kanunu vardır:
1. Yazar-bozar tahtası dediğimiz “Levh-i mahv ve isbat” tahtası. 2. Hiç değişikliğe uğratmadığı bir “Levh-i Mahfûz”u.
“Levh-i mahv ve isbat” kulların “hür irâdesinin” bulunduğunu ortaya koyar. Kul fiillerinde serbesttir. Kulun hareket ve tavırlarına göre “yazılır-bozulur.” Duâ ederse, iyi şeyler yazılır. Duâ etmediğinde ve kötü fiillere tevessül ettiğinde de, onlar silinebilir. Ancak, “Levh-i Mahfûz”da, yazılıp-bozulacak şeyler de, nihâî şekliyle yazılır. Bu açıdan bakıldığında, ömrümüz, ecelimiz ne bir dakika geri, ne de bir dakika ileri alınabilir. Ecelin kader ile tayin edildiğini ve bunun bir an ne ileri, ne geri alınamayacağını haber veren diğer âyet-i kerîmeler de şöyledir: “Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.”3 “Allah, eceli geldiğinde hiç kimsenin ölümünü ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”4
Dipnotlar:
1- Kur’ân, Ra’d, 39; 2- Tirmizî, Kader, 6; et-Terğib ve’t-Terhib, 2:481; 3- Kur’ân, Nahl, 61; 4- Agk, Münâfikun, 11
28.01.2006
E-Posta:
[email protected]
|