"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zübeyir Gündüzalp’ten Konferans

Yeni Asya Neşriyat
15 Ocak 2015, Perşembe
Yeni Asya Neşriyat’tan çıkan “Zübeyir Gündüzalp’tan Konferans”, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin “Kâinata değişmem” dediği, sadık ve fedakâr talebesi Zübeyir Gündüzalp’in (1920-1971) kaleme aldığı ve Ankara Üniversitesinde farklı zamanlarda (1947 - 1950) verilmiş iki tarihî konferans metninin, en başta ve esas olarak yer aldığı bir eser.

1950’de verilen ve Bediüzzaman’ın isteğiyle metni Risale-i Nur Külliyatı’ndan Sözler isimli eserin sonuna da konan konferansın başında şu notu görmekteyiz:

“Teşrin-i Sânî [Kasım] 1950’de Ankara Üniversitesinde profesör ve mebuslarımız ve Pakistanlı misâfirlerimiz ve muhtelif fakülte talebelerinin huzurunda fakülte mescidinde gece yarısına kadar devam eden bir mecliste verilen ve büyük alâka ve ehemmiyetle dinlenmiş olan bir konferanstır.”

KONFERANS, BÜYÜK BİR İLGİYLE DİNLENMİŞ VE GECE YARISINA KADAR DEVAM ETMİŞTİ

Bediüzzaman Said Nursî’nin nasıl büyük bir şahsiyet ve Risale-i Nur eserlerinin nasıl eşsiz bir Kur’ân tefsiri olduğunun izah edildiği bu konferansın hazırlık safhası ve arka planıyla ilgili olarak, Bediüzzaman’ın talebelerinden Abdullah Yeğin şu bilgileri veriyor:

“Zübeyir Ağabey, 1950 yılında Ankara’ya yanımıza gelmişti. İman ve Risale-i Nur konusunda bir konferans hazırlamıştı. Birkaç gün daha üzerinde çalıştı. Sonra değişik fakültelerdeki arkadaşlar vasıtasıyla konferans olacağını bütün fakültelere duyurduk. Tabiî, o güne kadar böyle bir şeye, kimse cesaret edemiyordu. Dışarından da bazı katılanlar oldu. Ziraat Fakültesi’nde, fizik profesörü Münip Çelebi (Nazif Çelebi’nin küçük kardeşi), bir milletvekili, Pakistan Konsolosluğundan Şir Ahmed isimli bir memur ve onunla gelen bir kaç kişi daha. Konferans, Ziraat Fakültesi Camii’nde yatsı namazından sonra başladı. Gece bire kadar devam etti. Cami tıklım tıklım dolmuştu. Dört yüz kişiden fazla kalabalık vardı. Müthiş bir heyecan ve şevk içinde herkes pür dikkat dinliyordu.”1

BEDİÜZZAMAN: BUNU NUR’UN BİR KURMAYI YAZDI!

Aynı konferansın üslub ve muhtevasıyla ilgili olarak “Muhabbet coşkunluklarından ziyade, hakîmane bir üslûp var, madde madde hakikatleri açıklıyor”2 diyen Bediüzzaman’ın talebelerinden merhum Mustafa Sungur ise, şu dikkat çekici ayrıntıyı naklediyor:

“Zübeyir Ağabey ‘Konferans Risalesi’ni yazdı. Zaman zaman düzelterek, ona son şeklini verdi. Üstada okudu. Üstad ‘Bunu kim yazdı?’ dedi. ‘Ankara’da kardeşler’ diye geçiştirmek istedi. Üstad ‘Yok yok! Bunu, Nur’un bir kurmayı yazdı!’ diye cevapladı.”3

1947’de yine Zübeyir Gündüzalp tarafından Ankara Üniversitesi’nde verilmiş olan diğer konferans metni ise, Risale-i Nur Külliyatı’ndan Gençlik Rehberi ve Nur’un İlk Kapısı isimli eserlerin sonunda da yer almaktadır. Burada da Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’u anlatan Gündüzalp, bu konferansıyla ilgili olarak “Risale-i Nur’un dersiyle ve aziz ve kıymetli Üstadım Bediüzzaman’ın himmetiyle hazırlanabilen bu ifadelerim, Risale-i Nur hakkında tatlı ve zevkli bir sohbettir”4 ifadelerini kullanmaktadır.

KİTABIN MUHTEVASI

İşte, en başta bu iki önemli konferans metnini ihtiva eden ve Zübeyir Gündüzalp’in kısa bir biyografisiyle başlayan cep-boy ebadındaki “Zübeyir Gündüzalp’ten Konferans” kitabında yer alan diğer başlıklar ise şöyle:

- Pakistan Maarif Nâzır Vekili Ali Ekber Şah’ın beyanı.

- Mısır Ezher Üniversitesi talebelerine, Nur Talebeleri tarafından yazılan bir mektup. (Nazif, Tahiri, Ceylan, Sungur, Ziya, Bayram, Zübeyir)

- Denizli kahramanı Hasan Feyzi’nin Risale-i Nur hakkında hakikatli ve uzun bir mektubu, ayrıca bir şiiri.

- Avrupa’da bulunan mühim bir âlimin (Hafız Ali’nin) manzumeleri.

- Tasvir-i Hakikat – Hulusi.

- Onuncu Mesele münasebetiyle Hüsrev’in Üstadına yazdığı mektup.

- Üniversitedeki Nur şakirtlerinin, Nur hakikatlerinin fen dairesindeki fevkalâde kıymetini takdir ettiklerine bir numune – Üniversite Nur Talebelerinden Dr. Mustafa Ramazanoğlu.

- Risale-i Nur nedir? Bediüzzaman kimdir? (1948) – Afyon Hapsinde mevkuf Ahmed Feyzi.

- Nurun yüksek bir talebesinin mahkemesindeki müdafaasından bir parça – Emekli Yüzbaşı Mehmed Kayalar.

- Başvekile ve dindar meb’uslara verilmek üzere yazılan bir hakikat.

- Üniversiteli bir Nur Talebesinin beraatle neticelenen mahkemedeki müdafaası – İbrahim.

Eserin istifadeye medar olmasını, Risale-i Nur eserlerinin daha fazla ve dikkatle okunmaya vesile olmasını diliyoruz.

KONFERANS’TAN BAZI BÖLÜMLER

* Temelleri yıpratılmış bir binânın odalarını tâmir ve tezyine çalışmak, o binânın yıkılmaması için ne derece bir fayda temin edebilir? Köklerinin çürütülmesine çabalanan bir ağacın kurumaması için dal ve yapraklarını ilâçlayarak tedbir almaya çalışmak, o ağacın hayatına bir fayda verebilir mi? İnsan, saray gibi bir binâdır. Temelleri erkân-ı imâniyedir. İnsan bir şeceredir. Kökü esâsât-ı imâniyedir… (s. 14)

* Risale-i Nur’a hizmet eden Nurun öyle hakikî talebeleri var ki, onlardan birisine denilse, “Risale-i Nur yerine şu kitapları istinsah et de Amerikalı milyarder Ford’un servetini sana verelim.” Risale-i Nur’un satırlarından kaleminin ucunu bile kaldırmadan, o bahtiyar talebe, şöyle cevap verecektir:

“Dünyayı servetiyle ve saltanatıyla verseniz, kabul etmem. Çünkü, Cenâb-ı Hak, bize Risale-i Nur’un mütalâası ve hizmetiyle tükenmez, bâkî bir hazine verecektir. Acaba sizin o dünyevî servetiniz beni mes’ud edecek midir? Bu şüphelidir; fakat, Rabbimizin ihsan edeceği bâkî servet ile hakikî bir saadete kavuşacağımızda şek ve şüphe yoktur.” (s. 91)

* Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri diyor ki: “Risale-i Nur, başka kitaplar gibi yalnız ilim vermiyor; onun manevî dersi de vardır.” İşte bu manevî dersin tesiridir ki, Risale-i Nur’u okuyanların ruh ve kalbleri, vicdan ve lâtifeleri o feyyaz dersten hisselerini ve gıdalarını alıyorlar. (s. 97)

* İlm-i iman âşıkları, Risale-i Nur okuyor; dini malûmat meraklıları, Risale-i Nur okuyor; hakikat arayıcıları, Risale-i Nur okuyor; mücadeleci mücahit fıtratlar, Risale-i Nur okuyor; hamaset, bahadırlık ve kahramanlığın şahikasına erişmek isteyen kabiliyetler, Risale-i Nur okuyor; milliyetçiler, Risale-i Nur okuyor; fen ve sanat erbabı, Risale-i Nur okuyor; müsbet ilim hayranları, Risale-i Nur okuyor; ehl-i tasavvuf, Risale-i Nur okuyor; edebiyat meraklıları, Risale-i Nur okuyor. Demek, her bir tabaka-i insaniye, Risale-i Nur’a ruhunda büyük bir ihtiyaç duymakta ve ondan istifade etmektedirler. (s. 97)

Dipnotlar:

1- Zübeyir Gündüzalp, Hayatı-Mefkûresi, İbrahim Kaygusuz, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2009, s. 152.
2- A.g.e., s. 153.
3- A.g.e., s. 153.
4- Konferans, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2014, s. 81.

Konferans'ı satın almak için tıklayınız.

Okunma Sayısı: 11471
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • M Numan

    15.1.2015 07:39:44

    daha evvel münteşir değil mi idi ki bu kitap? Editörün Notu: Müstakil bir eser olarak Yeni Asya Neşriyat'tan ilk kez neşredildi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı