"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye Barışına Diyarbakır’dan Bakmak: Belirsizlikler içinde barışa yol bulma

Suphi Uğur Çörekçi
02 Mart 2025, Pazar
Ekim 2024’e kadar DEM Partililere yönelik en sert politikaları izleyen Devlet Bahçeli, PKK lideri ve hükümlü Abdullah Öcalan için; “Silâh bırakma çağrısı yapması karşılığında umut hakkından yararlansın, gelsin mecliste konuşsun” demişti.

Bu sözler, Türkiye siyasetinde alışılmışın dışında, dikkat çekici bir açıklamaydı. Ardından, DEM Partisi ve Kandil’den yapılan açıklamalar da dikkatleri üzerine çekti.

Diyarbakır, tarihin derin izlerini taşıyan, acıların ve umutların bir arada yaşandığı bir şehir. Yüzyıllardır farklı kültürlerin, inançların ve kimliklerin buluşma noktası olmuş bu topraklar, son yıllarda özellikle Kürt meselesi ve terörle mücadele bağlamında, Türkiye’nin barış arayışının sembollerinden biri hâline geldi. 2025 yılında, bu şehirde düzenlenen 3. Kürt Forumu, 15-16 Şubat tarihlerinde, belirsizlikler içinde barışa giden yolu arayanlar için bir umut ışığı oldu.

Türkiye’nin doğusunda, özellikle Diyarbakır’da, barışa giden yol hiç de düz bir çizgi olmadı. Güvenlik siyaseti, terörle mücadele, siyasî çekişmeler, ekonomik sıkıntılar ve toplumsal kutuplaşmalar, barış sürecini her zaman belirsizliklerle doldurdu. Ancak bu belirsizlikler, aynı zamanda yeni fırsatların da kapısını aralıyor. Diyarbakır’da düzenlenen forumda, bu belirsizlikler içinde nasıl bir yol bulunabileceği uzun uzadıya yetkin konuşmacılarla tartışıldı.

Forumda, PKK’nın şartsız silah bırakması ile Kürt meselesinin ayrıştırılması gerektiği vurgulandı. Terörün sona ermesi ve Kürt sorununun kriminalize edilmeden konuşulabilmesi, önemli bir fırsat olarak değerlendirildi. Ancak bu süreç, yalnızca siyasetçilere bırakılmayacak kadar karmaşık ve toplumsal bir mesele. Barışın kalıcı olabilmesi için, toplumun her kesiminin bu sürece dahil olması ve rızanın sağlanması gerektiği açıkça ifade edildi.

Münazarat’tan 2025 Türkiyesi’ne Bakmak

Said Nursî, bir asır önce yazdığı Münazarat isimli eserinde, o dönemde Kürdistan olarak adlandırılan coğrafyanın problemlerini ve çözüm önerilerini ele alırken, aslında bugünün Türkiye’sine de ışık tutuyordu. Nursî, o zamanlar da bölgedeki kardeşlik bağlarının güçlendirilmesi, eğitim seferberliği ve toplumsal uzlaşıya önem verilmesi gerektiğini vurgulamıştı. 2025 yılında Diyarbakır’da düzenlenen forumda, Nursî’nin bu vizyonu hâlâ geçerliliğini koruyor. Ancak bir farkla: Nursî, İstanbul’a gittikten sonra büyük inkılabı (II. Meşrutiyet) gördü, mühim işlere dâhil oldu ve “Size müjde getirdim” demişti. Bugün ise, Kuzey Suriye’deki mevcut statüko, ister istemez Diyarbakır’dan Türkiye’ye bakmayı gerektiriyor.

Said Nursî’nin “müsbet hareket” anlayışı, forumda detaylı bir şekilde tartışıldı. Şiddeti reddeden ve diyalog yoluyla çözüm arayan yaklaşımı özellikle vurgulandı. Bu yaklaşım, günümüz Türkiye’sinde de barış sürecinin temel taşlarından biri olmalı. Forumda da belirtildiği gibi, kırk yıl boyunca silâhlar yerine kelimeler konuşulsaydı, bugün çok daha farklı bir noktada olabilirdik. Nursî’nin “kardeşlik” vurgusu, Kürt ve Türk toplumları arasında güven inşası için hâlâ geçerli bir reçete sunuyor.

Diyarbakır’daki forumda hem umut, hem de tedirginlik vardı. Bir yanda, silâhların susması ve yeni bir barış sürecinin başlamasına dair umutlar dile getirildi. Öte yanda, geçmişte yaşanan hayal kırıklıkları ve Forumun ilk gününde Van Belediyesi’ne kayyım atanması gibi uygulamalar, toplumda temkinli bir yaklaşım sergilenmesine yol açtı. Ancak bu temkinlilik, umudu tamamen yok etmiyor.

Forumda özellikle genç akademisyenler ve araştırmacılar, bölgenin problemlerine daha rasyonel ve analitik bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Bu, barış sürecinin yalnızca siyasetçilere bırakılamayacağını bir kez daha gözler önüne seriyor. Toplumun her kesiminin, özellikle de gençlerin ve akademisyenlerin bu sürece dahil olması, kalıcı bir barışın inşası için hayatî öneme sahip.

Türkiye’nin barışa giden yolu belirsizliklerle dolu olsa da, Diyarbakır’da düzenlenen forum, bu yolda atılmış önemli bir adımdı. Said Nursî’nin bir asır önce ortaya koyduğu vizyon, bugün hâlâ geçerliliğini koruyor. Barış, yalnızca diyalog, anlayış ve toplumsal uzlaşı ile mümkün olabilir.

Diyarbakır’dan konuşmak, hem acıların, hem de umutların sesini duymak demektir. Bu ses, Türkiye’nin barışa giden yolunda bize rehberlik edecektir. Belirsizlikler içinde bile barışa giden yolu bulmak mümkündür; yeter ki kelimeler silâhların yerini alsın ve kardeşlik bağları güçlensin.

Okunma Sayısı: 442
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    2.3.2025 21:59:52

    "Bir yanda, silâhların susması ve yeni bir barış sürecinin başlamasına dair umutlar dile getirildi. Öte yanda, geçmişte yaşanan hayal kırıklıkları ve Forumun ilk gününde Van Belediyesi’ne kayyım atanması gibi uygulamalar, toplumda temkinli bir yaklaşım sergilenmesine yol açtı." Evet, gülermisin, ağlarmısın? Bir tarafta "BARIŞ" nârâları atacaksın, BARIŞ içinde yaşayanlara TAŞ atıp SOPA vuracaksın ve Vatandaşda bu samîmiyyetinize inanacak öyle mi? Biraz zor gibi!? Biraz değil, hayli zooorrrr gibi! Ne dersiniz, haksızmıyım? Allah yâr ve yardımcımız olsun inşaallah, emi, Amiiin! 🇹🇷😢🇹🇷🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı