İsmail Bey: “1-Eşi izin vermediği halde ilim öğrenmek için kadının yalan söyleyerek sohbetlere katılması ve verilen ikramdan alması doğru mudur? 2-Alevi bir kişinin ikramı yenilir mi? 3-Dinden çıkan kadın dövülür mü?”
İYİLİĞİN EN GÜZELİYLE
- İlim öğrenmek erkeğe farz olduğu gibi, kadına da farzdır. Erkek, karısını ilim öğrenmekten alı koyma hakkına sahip değildir. Eğer alı koymak isterse kadın yalan söyleyerek değil, doğru söyleyerek; tartışarak ve sürtüşerek değil, tatlı dili, güzel huyu ve güzel ahlâkı ile kocasını ikna eder.
Eğer bir şekilde ilim meclisine gelmiş ise, yalan söyleyip söylemediğine bakmaksızın verilen ikramdan yiyebilir. Yalan söylemesi ile, verilen ikramdan yemesi arasında bir bağlantı yoktur. Yalan söylemesi verilen ikramı haram kılmaz. Onun günahı ayrı, bunun helal oluşu ayrıdır.
Fakat kadın kendi yolunda istikametini sürdürür, kocasına güzel huyu ile muamelede bulunur ve güzel huyuna devam ederse, kocası kötü huylu da olsa, bir zaman sonra düşüncelerinin değişmesi zor olmaz. Aynı noktaya damlayan su damlası, zamanla katı taşı aşındırır ve deler. Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır.
Nitekim Kur’ân’ın tarzı da budur. Kur’ân buyurur ki: “Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver. Bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir.”1
Demek, kötü huylu, kötü sözlü ve kötü davranışlı birisine iyilikle karşılık vermek sadece kadının kocasına karşı değil, Kur’ân’ın nazarında bütün insanların birbirine karşı göstermesi gereken genel bir sosyal davranış kuralıdır. Güzel ahlâktandır.
ALIN TERİ İLE KAZANILAN HELALDİR
2-Alevi birisinin alın teri ile kazandığı helâl lokmasından yaptığı ikram yenilir. Kur’ân’a göre sadece alevinin değil, ehl-i kitap olan Yahudi’nin ve Hıristiyan’ın da ikramı yenilir.2 Kaldı ki alevi Müslüman’dır.
İnsanların bazı dini görevlerini ihmal etme-sinin ya da amelî veya îmânî yanlış bir takım ön kabuller içinde bulunmasının günahı ayrıdır ve bu, bizim onlara karşı mesafeli davranmamızı, onlardan uzaklaşmamızı gerektirmez.
İnsanları inançlarına göre tasnif etmek, onları yargılamak veya ikramlarını reddederek onları cezalandırmak yanlıştır. Bu günahtır da. Bizim böylece haramdan korunduğumuzu düşünmek de yanlıştır. Bu sadece insanları rencide etmeye yarar.
İnsanları inançlarından ötürü ayıplama-malıyız. Ancak, bir konuşma zemini bulursak bildiğimiz doğruları onlarla paylaşabiliriz. Kararı onların vicdanlarına bırakırız. Vicdanlar hürdür, hür kalmalı.
KAVL-İ LEYYİN ÜSLUBU
3-Dinden çıkan kadın neden dövülecekmiş? Bu nereden çıkıyor? Herkesin kendi iradesi var ve herkes amelinin sorumluluğunu kendi iradesi ile kendisi üstlenir.
Dövmek ıstılahı esasen dinde yoktur. Adam, dövmekle adam olmaz. Ancak örneklikle, insanlıkla, konuşarak hak olan hususlar muhatabına anlatılabilir. Kur’ân’ın üslubu kavl-i leyyindir. Yumuşak sözlerdir.
Dini yaşayanlarhatâyı kendilerinde ararlarsa, dinden çıkan birisini dine, îmâna ve dînî değerlere ısındırmak -eğer hidayet de erişirse- daha kolay olur.
Dipnotlar:
1 Fussilet Sûresi: 34, 2 MâideSuresi, 5