Başka Günaha Ne Hacet!
Ağabeyler, ablalar, kardeşler, dostlar, anneler, babalar! Kayıt döneminden geçiyoruz. Kendimize bir bakalım. Ben nerede hata ediyorum diye soralım. Yoksa yarın bir soran olur ve o çok zorumuza gider.
Biz de demeyelim sorarken, ben diye soralım. Çünkü ‘biz’de hatayı başkasına atma tehlikesi var. Üzerine almaktan içtinap etme kolaycılığı var.
‘Ben’de ise adres tam tutuyor. Evet; hata varsa ‘ben’dedir diyelim ve harekete geçelim. Hemen bugün, şu an!
Yarın Üstad bunu benden soracak, sen ne yaptın diyecek!
Gencimiz de dinsiz imansız yetişecek, onca kaynak eser varken!
Bunun günahı bana yetmez mi? Başka günaha ne hacet!
Neden?
Etrafımızda ulaşabileceğimiz, bizi kırmaya-cak, hatırımızı sayacak, kendi evladımız, kardeş çocuklarımız, komşu çocuklarımız yok mu üniversitelere kayıt yaptıran? Bunlar nerelerde kalıyorlar; ilgilendik mi? Kazandıkları yerde dersane var mı, yok mu sorduk mu? Varsa yardımcı olduk mu?
Bana sorarsanız, dersanesi olmayan il, ilçe veya mahal olacağını sanmıyorum. Her yerde şükür ders mekânı var. Ama içine bizler gidip geliyoruz sadece. Gençlerimiz değil.
Gençlerimiz nerede? İkişer üçer ev tutmuşlar veya yurt bulmuşlar kendilerine… Açıkta kalan yok mu, çok mu bilemiyorum. Biz ne ile meşgulüz Allah aşkına?
Kendi Çocuğumuz Olmasa da
Ulaşabileceğimi bir genç varsa alalım, oturalım, bir çay ısmarlayalım, bir çorba içelim. Kesinlikle hal hatır soralım. Nerede nasıl okuyacağını soralım. İhtiyacı varsa, karşılaya-bilecek isek, hiç geri durmayalım, biz karşılayalım. Karşılayamayacak isek, karşıla-yan bir ağabeye tavassut edelim. İlgilenelim.
Bunu zekât gelirinden sayalım. Unutmaya-lım ki zekâtın verileceği en makbul yerlerden birisidir bu. Hem ibadetimizi yapmış oluruz.
Kalacak yer konusunda elinden tutalım. Parası yoksa yardımcı olalım, burs bulalım, onun derdiyle dertlenelim. Kendi çocuğumuz olmasa da.
Onun velisi olalım, hamisi olalım, abisi olalım.
Görev Bizde Demektir
Mekânımıza gelen gençler de, bize emanet gençlerdir. Onlar için zaman harcayalım. Bunun için kendimizde sıfat yok demeyelim. “Estağfurullah ben neyim ki? Ben bir hiçim! Benden ne olacak?” demeyelim.
Üstad Hazretleri bunu zindan-ı ataletin sebeplerinden biri sayar.
“Sonra da acz ve nesfin itimatsızlığından neş’et eden tefviz ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar geliyor. Himmetin elini tutup oturtturur. Siz de, ‘La yedurruküm men dalle izeh’tedeytüm” (Siz doğru yolda oldukça dalalette olanlar size zarar vermez.)1 olan hakikat-ı şahikayı üzerine çıkarınız.”2
Şunu bilelim k, bir tane gencimiz varsa biz görevliyiz demektir. Görev bizde demektir.
“Neme lazım, başkası düşünsün!” hiç demeyelim. Bunu zaten size yakıştıramam.
Sıfatımız mı yok dediniz. O var. Ağabeyisi olabiliriz. Kardeşi olabiliriz. Annesi gibi, babası gibi olabiliriz. Gurbet ellerde onun dert ortağı olabiliriz.
Onlar kendi hallerine okuyup giderler demeyelim.
Dipnotlar:
1 Maide Suresi: 105.
2 Münazarat, s. 331.